Uluslararası Kriz Grubu'nun Türkiye-AB Sürecine İlişkin Son Raporu TEPAV'da Tanıtıldı
Uluslararası Kriz Grubu'nun Türkiye ve Kıbrıs uzmanı Hugh Pope, 15 Aralık 2008 tarihinde yayınlanan "Türkiye ve Avrupa: Belirleyici Yıla Girerken" başlıklı raporu,TEPAV'da gerçekleştirilen toplantıda tanıttı.
TEPAV, 23 Aralık 2008 tarihinde Uluslararası Kriz Grubu'nun (ICG) Türkiye ve Kıbrıs uzmanı Hugh Pope'un ana konuşmacı olarak katıldığı bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi.
Söz konusu toplantıda Pope, ICG'nin "Türkiye ve Avrupa: Belirleyici Yıla Girerken" başlıklı son raporunun tanıtımını gerçekleştirdi ve Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde gelinen son noktaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Pope sunumunda aşağıda belirtilen hususlara değindi:
Geçtiğimiz iki yıl içerisinde gerek Türkiye'de yaşanan siyasi krizler, gerekse AB üyesi ülkelerin Türkiye'nin şevkini kırmaya yönelik açılımları sebebiyle yavaşlayan reform sürecinde, 29 Mart 2009'da yapılacak olan yerel seçimlere kadar bir değişiklik olmayacaktır. Dolayısıyla Türkiye'nin, AB üyeliği perspektifinin bütünüyle ve süresiz olarak rafa kaldırılabileceği kritik bir yıla girilmektedir.
İki taraf birbirlerinden sağlayacakları ne kadar çok kazanç olduğunu yeniden hatırlamak ve müzakerelere son vermeden önce, bu geriye gidiş döngüsünü kırmak için derhal harekete geçmek zorundadır.
Türkiye, AB mevzuatına uyumu öngören yeni bir Ulusal Program'la reformları yeniden başlatmayı taahhüt etmektedir. Ancak söz konusu program, AB'nin beklentilerini karşılamaktan uzak görünmektedir. Türkiye'nin reform sürecini uzun vadeye yayma isteğini bir kenara bırakarak, reform sürecini hızlandırması gerekmektedir. Türkiye, bu beklentileri karşılamaya çalışırken müzakere sürecinde çıkacak pürüzler karşısında daha az hassasiyet göstermeli ve AB'nin yekpare bir bütün olmadığını anlamalıdır. AB üyesi ülkeler ise Türkiye'nin reform sürecini canlandırması amacıyla daha fazla teşvikte bulunmalıdır. Ayrıca Türkiye'nin ulaşması gereken çıtayı daha da yükseltmekten vazgeçerek; tüm kriterler yerine getirildiği takdirde tam üyelik sözünü yerine getireceklerinin altını çizmelidir.
Türkiye-AB ilişkileri açısından önem arz eden Kıbrıs sorununa ilişkin yürütülen müzakere sürecine taraflarca verilen destek sürdürülmelidir. Nitekim bu sorunun çözüme kavuşturulması önümüzdeki yıl Türkiye-AB ilişkilerinde kritik bir gelişme sağlayabilir.
Yaptığı değerlendirmelerin akabinde Pope, AB üyesi ülkelerin ve Türk hükümetinin sürecin sorunsuz şekilde ilerleyebilmesine yönelik atması gereken adımları içeren önerilerde bulundu.
Turkey and Europe: The Decisive Year Ahead