Kıbrıs Sorununda Yeni Boyut: Doğu Akdeniz Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Sorunu
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Doğu Akdeniz'de egemenlik alanını genişletme çabaları bir yuvarlak masa toplantısında tartışıldı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)'nin, sahildar ülkelerle deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ve petrol/doğalgaz arama ruhsatları verilmesine ilişkin ikili anlaşmalar akdetmesi ile Kıbrıs sorunu Doğu Akdeniz deniz alanına taşındı.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü işbirliğiyle, GKRY'nin söz konusu anlaşmalar suretiyle Doğu Akdeniz'de egemenlik alanını genişletme çabalarını, uluslararası hukukun taraflara tanıdığı yetkiler ışığında tartışmak amacıyla 19 Kasım 2007 tarihinde bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sertaç H. Başeren, "Doğu Akdeniz'de Son Gelişmeler" başlıklı sunumu ile tartışmanın düşün çerçevesini çizdi. Başeren sunumunda; pekçok sorunu bünyesinde barındıran, uyuşmazlıklar coğrafyası olarak da adlandırılabilecek olan Doğu Akdeniz'de son 10-15 yıldır yaşanan gelişmeleri devletler hukuku bakımından önem taşıyan doneler çerçevesinde ele aldı. Uluslararası hukukun, deniz yetki alanlarına ilişkin devletlere tanıdığı yetkileri ayrıntılarıyla ele alan Başeren, GKRY'nin, Mısır ve Lübnan ile akdettiği Münhasır Ekonomik Bölge sınırlandırma anlaşmalarıyla Türkiye'nin açık denizlere çıkışını engellemeye çalıştığını vurguladı. Başeren GKRY'nin Doğu Akdeniz'de yürüttüğü söz konusu stratejinin, Yunanistan'ın Ege Denizi'nde izlediği strateji ile eşgüdüm içerisinde olduğunun altını çizerek, Türkiye'nin yararlanabileceği Uluslararası Adalet Divanı içtihatlarından ve hakem kararlarında emsal teşkil edebilecek vakalardan örnekler verdi.
Sunumun ardından gerçekleştirilen tartışma bölümünde toplantıya katılan uzmanlar konuyla ilgili fikirlerini dile getirdiler.