TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
TEPAV tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne özel olarak düzenlenen panelde kadınların iş gücüne katılımı, toplumsal cinsiyet eşitliği, girişimcilik ve kadın sağlığı gibi önemli konular ele alınarak kadınların ekonomik kalkınmaya katkısı vurgulandı. Etkinlikte, kadınların karşılaştığı zorluklar ve çözüm önerileri de tartışıldı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle TEPAV, TAGEV ve KORUSEV iş birliğinde düzenlenen panelde, iş dünyasında kadının rolü, kadın istihdamı, girişimcilik ve kadın sağlığı gibi kritik konular ele alındı. 7 Mart 2025 tarihinde TEPAV'da gerçekleştirilen etkinliğe, girişimci kadınlar, politika yapıcılar ve iş dünyasından isimler katıldı.
Kadın İşveren ve Sanayiciler Derneği (KAİSDER) Başkan Yardımcısı Mehlika Gürler, Dünya Bankası Türkiye Finans Sektörü Programı Temsilcisi Etkin Özen, Girişimci İş Kadınları Derneği (ANGİKAD) Başkanı Gözde Diker ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve KORUSEV Vakfı kurucu üyesi Aydan Biri’nin konuşmacı olarak yer aldığı panelin moderatörlüğünü TEPAV ekonomik ve Yapısal Politikalar Merkezi Direktörü Dr. Burcu Aydın üstlendi.
Toplantının açılış konuşmaları TEPAV Kurucu Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Dr. Sevim Sayım Madak, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç ve TOBB Ankara Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hande Öztürk tarafından yapıldı.
“Kadınlara yönelik farklı programlar geliştiriyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Dr. Sevim Sayım Madak, konuşmasında kadınların toplumsal yaşamda daha etkin rol alması için yasal düzenlemelerin hayata geçirildiğini belirterek 12. Kalkınma Planı kapsamında eğitim, istihdam ve eşit fırsatlara erişim konularında yapılan çalışmaları vurguladı. "Kadınların finansal okuryazarlık, mesleki eğitim ve yapay zeka alanlarında güçlenmesi için farklı programlar geliştiriyoruz" dedi.
“Kadınların iş gücüne katılımı için daha çok çalışmalıyız”
Kadınların işgücüne katılımının tarihsel olarak yüksek seviyelere ulaştığını ancak 1990'lardaki seviyeleri yeni yakaladıklarını belirten TEPAV Kurucu Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, "Bu konuda daha çok çalışmamız gerekiyor" ifadesini kullandı.
“Kadın girişimciler istihdama katkı sunuyor”
TOBB Ankara Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hande Öztürk, "Kadın girişimcilerin ekonomik hayata daha aktif katılımını sağlamak ve rol modeller oluşturmak için TOBB Kadın Girişimciler Kurulu olarak çalışıyoruz. Ankara'daki kurulumuza üye 378 kadın girişimci, 10 bin kişiye istihdam sağlıyor ve 500 milyon dolarlık bir ciro büyüklüğüne ulaşıyor" diye konuştu.
“Ekonomik katılım ve fırsat eşitliğinde yaşanan sıkıntılar çözülmeli”
ASO Başkanı Seyit Ardıç ise, "Dünya Ekonomik Forumu 2024 Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi'ne göre Türkiye 146 ülke arasında 127. sırada yer alıyor. Bu durum, kadınların ekonomik katılım ve fırsat eşitliğinde yaşadığı sıkıntıların çözülmesi gerektiğini gösteriyor" dedi.
İstihdamdan sağlığa çeşitli perspektifler
Panelde, toplumsal cinsiyet eşitliğinden kadın istihdamının ekonomik kalkınmadaki kritik rolüne, girişimcilik eğitimlerinin kadınların iş gücüne katılımını nasıl artırabileceğinden kadın sağlığının toplumsal ve ekonomik etkilerine kadar birçok önemli konu ele alındı. Katılımcılar, kadınların ekonomik ve sosyal hayatta daha fazla yer alabilmesi için gerekli adımların atılmasının önemini vurgulayarak farklı alanlarda sürdürülebilir çözümler önerdiler.
“Yarımdan bir olmaz”
Kadın İşveren ve Sanayiciler Derneği (KAİSDER) Başkan Yardımcısı Mehlika Gürler, girişimci kadınların hala "girişimci" olarak tanımlandıklarını belirterek, toplumsal cinsiyet eşitliği için güçlü adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Gürler, “Yarımdan bir olmaz” sloganıyla KAİSDER’in kurulum sürecini anlatarak, kadınların iş yerlerinde eşitlikçi bir ortamda çalışabilmesi için toplumda daha fazla destek sağlanması gerektiğini ifade etti. Ticaret Bakanlığı’nın 2023’teki TS645 sertifikasıyla kadınların iş gücüne katılımını artırmayı hedeflediğini belirten Gürler, bu tür sertifikaların yaygınlaştırılmasının önemini de vurguladı.
“Kadınların finansmana erişimi kolaylaştırılmalı”
Dünya Bankası Türkiye Finans Sektörü Programı Temsilcisi Etkin Özen, kadın istihdamının ekonomik kalkınmada hayati rol oynadığını belirterek, kadınların finansmana erişimde yaşadığı engellerin büyüklüğüne dikkat çekti. Kadın girişimcilerin kredilere erişim oranının sadece %1,3 olduğunu ve kadınların finansman konusunda erkeklere göre daha fazla zorluk yaşadığını ifade etti. Ayrıca, esnek bakım hizmetlerinin artırılmasının, erkeklerin de bakım sorumluluklarını paylaşarak kadınların iş gücüne katılımını destekleyeceğini vurguladı.
“Girişimcilik bilinci arttırılmalı”
Girişimci İş Kadınları Derneği (ANGİKAD) Başkanı Gözde Diker, kadınların girişimcilik eğitimlerine daha fazla erişebilmesi gerektiğini belirterek, genç kadınlar arasında girişimcilik bilincinin artırılması için üniversitelerle iş birliği yapılmasının önemini dile getirdi. Kadınların ailevi yüklerinin iş gücüne katılımda engel oluşturduğunu belirten Diker, kadınlara yönelik teşviklerin erkekler tarafından da kullanılabildiğini ve bunun bir sorun yarattığını söyledi. Ayrıca, deprem bölgesindeki kadınlara yönelik girişimcilik eğitimleri vererek bölgedeki kalkınmayı desteklediklerini belirtti.
“Kadın sağlığı ihmal edilmemeli”
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Aydan Biri, kadın sağlığının ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek Türkiye’deki yüksek sezaryen doğum oranlarının toplumsal sağlık açısından ciddi riskler taşıdığını vurguladı. Biri, kadınların yıllık sağlık muayenelerinin düşük olmasının erken tanı fırsatlarını azaltarak ekonomik ve sosyal açıdan olumsuz sonuçlar doğurduğunu ifade etti. Ayrıca, kadının ev içindeki bakım yükünün hala toplumsal normlar haline geldiğini belirterek bu yükün kadının iş gücüne katılımını engellediğine dikkat çekti.