TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
TEPAV’ın TÜSİAD ortaklığında hazırladığı “Rekabetin Yeni Dinamiği: Sanayide Teknolojik Dönüşüm" raporu, sanayideki dönüşüm süreci ve geleceği üzerine önemli bulguları ortaya koydu. Raporun tanıtım toplantısında, küresel rekabetin değişen dinamikleri, Türkiye'nin sanayi dönüşümündeki fırsatlar ve zorluklar ele alınırken sanayinin gelecekteki sürdürülebilir büyümesi için atılması gereken stratejik adımlar vurgulandı.
TEPAV tarafından TÜSİAD iş birliğinde hazırlanan “Rekabetin Yeni Dinamiği: Sanayide Teknolojik Dönüşüm” raporunun tanıtım toplantısı, 10 Mart 2025 tarihinde TÜSİAD Ankara Temsilciliği’nde özel sektör temsilcilerinin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanayi Politikaları ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masası Başkanı Dr. Fatih Kemal Ebiçlioğlu’nun yaptığı toplantıda, rapor sunumu TEPAV İnovasyon Çalışmaları Program Direktörü Selin Arslanhan tarafından yapıldı. Toplantı, Dr. Fatih Kemal Ebiçlioğlu ve TEPAV Kurucu Direktörü Prof. Dr. Güven Sak’ın ikli sohbeti ve ardından düzenlenen soru-cevap kısmıyla sona erdi.
“Küreselleşme gelişmiş ülkeleri de etkiliyor”
TEPAV Kurucu Direktörü Güven Sak, toplantıda yaptığı konuşmada küreselleşmenin etkilerinin uzun yıllardır daha çok az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler üzerinden değerlendirildiğini fakat günümüzde yaşanan gelişmelerin küreselleşmenin gelişmiş ülkeler üzerindeki etkilerini de gözler önüne serdiğini belirtti. Bu süreçte, Çin’in ABD’nin değer zincirine eklemlendiğini, Türkiye’nin ise AB’nin değer zincirine entegre olduğunu söyleyen Sak, bu entegrasyonların ekonomik ve politik dinamiklerinin farklılık gösterdiğini de ekledi.
“Almanya ve Türkiye’nin benzer sorunları var”
Sak, hem Almanya hem de Türkiye’nin geleneksel sektörlerinin dönüşüme yeterince uyum sağlayamaması gibi zorluklarla karşı karşıya kaldığını aktararak bu noktada, farklı ülkelerin yaklaşımlarının örnek teşkil edebileceğine dikkat çekti. Güney Kore ve Vietnam modellerini örnek veren Sak, Vietnam’ın, yabancı yatırımlara geniş imkanlar sunarak küresel rekabette avantaj sağlarken Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği Anlaşması sebebiyle bu kadar esnek bir model izleyemediğini ifade etti.
“Beşeri sermayemiz yeterli kapasiteye sahip”
Bütün bu süreçlerde kamunun ve özel sektörün insan kaynağının kritik bir rol oynadığını vurgulayan Sak, “Türkiye, insan kaynağı açısından yeterli kapasiteye sahip fakat iklim değişikliği politikalarının başarılı olabilmesi için yüksek düzeyde koordinasyon gerekiyor. Bu nedenle, küresel değer zincirlerine entegre olma süreçleri, ekonomik dönüşüm ve iklim politikaları arasındaki dengeyi sağlamak giderek daha büyük bir stratejik öncelik haline geldi” dedi.
“Yeni teknolojilere odaklanan hızlandırıcı adımlar atılması gerekiyor”
TEPAV İnovasyon Çalışmaları Program Direktörü Selin Arslanhan ise rapor sunumunda, teknoloji yarışının derinleştiğini ve artan belirsizlikler, jeoekonomik ayrışma, iklim değişikliği gibi faktörlerle bu yarışın daha da karmaşık hale geldiğini belirtti. AB’nin, Çin ve ABD karşısında teknoloji odaklı sanayi politikasına geri dönmek istediğini ve Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın bu politikanın temelini oluşturduğunu vurguladı. Türkiye’nin son 30 yılda küresel değer zincirlerinin önemli bir parçası haline gelmesine rağmen yüksek teknolojili ihracat payının artmadığını söyleyen Arslanhan, bu dönüşüm için işlevsel bir ekosistem ve yeni teknolojilere odaklanan hızlandırıcı adımlar gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, Türkiye ile AB arasındaki iş birliğinin teknoloji odaklı bir yaklaşımla derinleştirilmesi gerektiğini ve Türkiye'nin, kendi koşullarına uygun sanayi politikası için teknoloji ve mekan odaklı akıllı uzmanlaşma yaklaşımını benimsemesi gerektiğini ifade etti.
Rapora buradan ulaşabilirsiniz.