TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Bengisu Özenç
Türkiye geçtiğimiz iki yılı hem COVID-19 etkisinde hem de küresel iklim gündemine ve iklim politikalarına hızlı bir intibak süreciyle geçirdi. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve bu mutabakatın uygulama araçlarından biri olan, Birlik dışındaki ülkelere, Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerine ihracatlarındaki karbon içeriği üzerinden bir karbon maliyeti yüklemeyi planlayan “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” (SKDM) çerçevesinde, düşük karbonlu ekonomi tartışmaları Türkiye’de de yaygın bir şekilde ele alınmaya başlandı. Bu tartışmaların bu kadar yaygınlaşmasında yalnızca AB Yeşil Mutabakatının etkili olduğunu söylemek yanlış olur. Küresel olarak hızlanan iklim diplomasisinin artık uluslararası ilişkilerin tam da ortasına oturduğu ve küresel iklim rejiminin ana akım haline geldiği bir süreci yaşıyoruz. Türkiye gibi yurtdışıdan gelecek finansmanın ve doğrudan yatırımın kritik önemde olduğu bir ülke için bu gündeme dahil olmak bir tercihten ziyade bir zorunluluk haline gelmiş durumda.
Bu süreçte, Türkiye’nin iklim politikalarıyla bugüne kadar sınırlı şekilde ilgilenmiş olan paydaşların da gündeme dahil olması, Türkiye’nin özellikle Paris Anlaşması karşısındaki pozisyonunun daha açıklıkla tartışılmasına sebep oldu. Türkiye’nin 2015 yılında imzaya açılan ve 2016 yılında yürürlüğe giren Paris Anlaşması’na taraf olmayan son G20 ülkesi olması ve anlaşmayı onaylamayan son altı ülkeden biri olması, uluslararası diplomasiyi takip eden ve Türkiye’nin yeni kalkınma vizyonunu yeşil dönüşüm üzerinden tasarlanması gerektiğini savunan pek çok aktör tarafından daha çok konuşulmaya başlandı. Paris Anlaşmasının onaylanması yalnızca çevre ve iklim STK’ları tarafından dile getirilen bir talep olmaktan çıkarak ana akım paydaşlar tarafından da benimsendi.
Değerlendirme notunun tamamına erişmek için tıklayınız.
27/11/2024
26/11/2024
26/11/2024
25/11/2024
24/11/2024