TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
TEPAV ve FAO’nın “Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu 2025” toplantısı, küresel ve Türkiye perspektifinden gıda güvenliği sorunlarını gözler önüne serdi. Artan gıda enflasyonu, açlık ve obezitenin eş zamanlı yükselmesi, yetersiz beslenme ve adaletsiz gıda erişimi gibi tehditler masaya yatırıldı. Uzmanlar, sürdürülebilir tarım, küçük üreticilerin desteklenmesi ve uluslararası iş birliği ile bu krizin önlenebileceğini vurguladı.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ortaklığında 21 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirilen “Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu 2025” toplantısında hem küresel hem de Türkiye perspektifinden gıda güvenliği ve beslenme konuları ele alındı. TEPAV’ın ev sahipliğindeki etkinliğe, Birleşmiş Milletler’e bağlı yardım kuruluşları temsilcileri, büyükelçilik yetkilileri ve akademisyenler katıldı.
Toplantı, TEPAV İcra Direktörü Gülbin Şahinbeyoğlu, Dünya Gıda Programı Ülke Direktör Yardımcısı Margaret Rehm, Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Dr. Tasnim Atatrah ve FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık’ın açılış konuşmalarıyla başladı.
Sunumlar bölümünde, FAO Ulusal Politika ve Gıda Güvenliği Uzmanı Burak Öz, “Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu 2025 Raporu’nda Öne Çıkanlar” başlıklı sunumunu paylaştı. Ardından TEPAV Kalkınma Programı Direktörü Ekrem Cunedioğlu, Türkiye perspektifinden raporun öne çıkan noktalarını katılımcılara aktardı.
Toplantının panel oturumunda ise, Gülbin Şahinbeyoğlu moderatörlüğünde, TEPAV Kalkınma Programı Direktörü Ekrem Cunedioğlu, IFAD Ülke Program Koordinatörü Taylan Kıymaz, FAO Kıdemli Politika Uzmanı Ahmed Raza ve Türk Ekonomi Bankası İşletme ve Tarım Bankacılığı Uzmanı Dr. Onur Terzi görüşlerini paylaştı. Panelde, gıda güvenliği ve beslenme politikalarının önemi ile Türkiye’de ve dünyada uygulanabilir çözümler masaya yatırıldı.
“Artan fiyatlar sağlıklı beslenmeyi giderek zorlaştırıyor”
TEPAV İcra Direktörü Gülbin Şahinbeyoğlu, “Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu” raporunun beş farklı kurumun iş birliğiyle hazırlandığını ve bu yıl da alanında önemli bir başvuru kaynağı olduğunu belirtti. Raporun bu yılki temasının gıda enflasyonu olduğunu vurgulayarak artan fiyatların sağlıklı beslenmeyi giderek daha zor hâle getirdiğine dikkat çekti. Raporda yalnızca sorunların tespit edilmediğini, aynı zamanda somut çözüm önerilerinin de sunulduğunu aktaran Şahinbeyoğlu, “TEPAV olarak, bu tür diyalog platformlarının bilgiyi eyleme dönüştürmek açısından büyük öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Bu organizasyona ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.
“Gıda enflasyonu küresel gıda güvenliğini tehdit ediyor”
Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktör Yardımcısı Margaret Rehm, gıda enflasyonunun küresel gıda güvenliğini tehdit ettiğini vurguladı. 2,6 milyar insanın sağlıklı beslenemediğini belirten Rehm, iklim değişikliği ve enflasyonun gıda zincirini bozduğunu söyledi.
“Açlık ve obezitenin eş zamanlı olarak yükseliyor” diyen Rehm, şöyle devam etti: “Yetersiz beslenme bu “iki yük”ün temel nedeni. Besinler sadece miktar açısından değil, kalite açısından da sıkıntılı. Bugün bu krizi fırsata çevirebilir ve hepimize daha iyi bir dünya sunabiliriz.”
“Sağlıklı beslenme sosyal adalet ve sürdürülebilir kalkınma için önemli”
WHO Türkiye Temsilcisi Tasnim Atatrah, milyonlarca insanın yeterli veya sağlıklı beslenemediğine dikkat çekerek bunun obezite ve diğer sağlık sorunlarına yol açtığını belirtti. “Yüksek gıda enflasyonu insanları zor durumda bırakıyor. Beslenme sadece çocukluk dönemimizi değil, yaşamımızın tamamını etkiliyor. Sağlıklı beslenme sosyal adalet ve sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biridir” dedi. Atatrah, raporun sıfır açlığa ulaşma ve sağlıklı beslenme hedeflerinde yol gösterici olduğunu da ekledi.
“Gıda erişimi adaletsizliği önemli bir sorun”
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, raporun açlık ve beslenme konusunda doğru veriler sunduğunu belirterek, yeterli gıda üretildiğini ancak iklim değişikliği, ekonomik krizler ve savaşlar nedeniyle herkesin gıdaya erişemediğini vurguladı. Selışık, 2030 yılına kadar açlığa son hedefine ulaşma yolunda ilerlemenin yavaş olduğunu ve çocukların üçte ikisi ile kadınların üçte birinin yeterli beslenme çeşitliliğine erişemediğini söyledi. Yüksek gıda enflasyonunun düşük gelirli aileleri ciddi şekilde zorladığını aktaran Selışık, somut politikalar ve iş birliğiyle sorunların aşılabileceğini, Türkiye’nin de iklim değişikliği ile ilişkili bir yol haritası hazırlayarak erişilebilir ve uygun fiyatlı gıdaya ulaşmayı hedeflediğini ifade etti.
Raporda gıda güvensizliği ve enflasyon vurgusu
Rapordaki bulguları sunan Burak Öz, 2025’te dünyada açlık oranında göreceli bir azalma gözlemlendiğini belirtti. Ancak bu iyileşmenin her bölgede eşit olmadığını vurgulayan Öz, pandemi sonrası artan gıda enflasyonunun gıdaya erişimi zorlaştırdığını söyledi. “2015’ten bu yana 96 milyon kişi daha açlıkla karşı karşıya kaldı. Afrika ve Batı Asya’da durum kötüleşiyor; 2030’da açlık çekecek 512 milyon insanın %60’ı Afrika’da olacak” dedi.
Öz, gıda güvenliğinde cinsiyet eşitsizliğine de dikkat çekerek kadınların erkeklere göre daha fazla etkilendiğini belirtti. “Gıda fiyatlarındaki artış, düşük gelirli aileleri özellikle zor durumda bırakıyor; kalorisi yüksek, besleyiciliği düşük gıdalar en ucuz olanlar ve en besleyici gıdalar fiyat artışından olumsuz etkileniyor” ifadelerini kullandı.
“Yoksulluk ve açlık hâlâ çözülmüş değil”
TEPAV Kalkınma Programı Direktörü Ekrem Cunedioğlu, sunumunda açlık ve yoksulluk konularının sürdürülen küresel çabalarla hâlâ tam olarak çözülemediğine dikkat çekti. Cunedioğlu, akademik araştırmalarda yoksulluk ve açlıkla ilgili çalışmaların çoğunlukla istatistiksel veri üzerinden yürütüldüğünü ve gerçek deneyim sahiplerinin sürece katılımının sınırlı kaldığını belirtti. “Yoksulluk, sadece bir sayı ya da vaka çalışması değildir; ahlaki ve politik bir meseledir” dedi.
Cunedioğlu, Türkiye’de ve dünyada yoksul kesimlerin kendilerini sadece doyurmaya çalıştığını vurguladı. “Doymakla beslenmek aynı şey değil. 0-2 yaş grubunun %41’i, 3-14 yaş grubunun ise %43’ü yoksulluk içinde. Eğer çocuk yoksulluğunu çözemezsek, yoksulluğun kısır döngüsüne gireceğiz” ifadelerini kullandı.
Ayrıca Türkiye’de gıda fiyatlarının küresel artışın çok üzerinde seyrettiğini ve yoksulların tükettiği ürünlerin daha fazla pahalandığını belirten Cunedioğlu, gıda fiyatlarını etkileyen başlıca faktörleri üretim maliyetleri, plansızlık, düşük üretici desteği, lojistik ve verimlilik sorunları olarak sıraladı.
Panelde gıda güvenliği ve tarımda çözüm önerileri tartışıldı
Toplantıda düzenlenen panelde, maliye politikaları, gıda enflasyonu ve tarımın sürdürülebilirliği konuları masaya yatırıldı.
TEPAV Kalkınma Programı Direktörü Ekrem Cunedioğlu, su kaynaklarının etkin kullanımının tarım planlamasında kritik olduğunu vurguladı. Cunedioğlu, Türkiye’nin 2080 projeksiyonlarına göre su stresinin önemli bir sorun olduğuna dikkat çekerek “Ürün planlaması sadece araziye göre değil, su ihtiyacına göre yapılmalı” dedi. Ayrıca teknolojik gelişmelerin asimetrik dağıldığını, küçük çiftçilerin yeni teknolojilere erişimde zorluk yaşadığını söyledi.
IFAD temsilcisi Taylan Kıymaz, gıda enflasyonunun temel nedenlerinin arz-talep dengesizlikleri ve dış ticaretteki oynaklık olduğunu belirtti. Kıymaz, küçük üreticilerin desteklenmesinin önemine değinerek tarımın karlı hâle gelmesi gerektiğini ve özel sektör ile kalkınma bankaları aracılığıyla gelir artışı sağlanabileceğini belirtti.
Ahmed Raza, kadınlar ve 23 yaş altı çocukların besin güvenliğinin öncelikli olduğunu vurguladı. Gıda fiyatlarındaki artışın ülkeler arasında farklılık gösterdiğini aktaran Raza, Türkiye’de gelirin yaklaşık %35’inin gıdaya gittiğini, enerji fiyatlarının ve ithalat bağımlılığının da riski artırdığını ifade etti.
Onur Terzi ise tarım fiyat şoklarının nakit akışlarını bozduğunu ve üreticilerin finansmana erişiminde sıkıntı yaşadığını anlattı. Terzi, kredilerin etkin dağıtılmasının, şeffaf veri yönetimi ve akredite kooperatifler aracılığıyla tarım sektöründe verimliliği artırabileceğini belirtti.
Panelde genel görüş, gıda güvenliğinin sağlanması için uluslararası iş birliği, sürdürülebilir tarım planlaması ve küçük üreticilere erişim ile finansal desteğin kritik önemde olduğuydu.
23/10/2025
22/10/2025
20/10/2025
17/10/2025
15/10/2025