Askerî darbeyi takip eden günlerde herkes Mısır’da bir ayaklanmanın ardından iç savaşın patlak vermesinden korktu. Bu korku, askerlerin çok sayıda sivili katlettikleri günlerde giderek arttı. Bugünlerde ise Mursi taraftarları protestolarını sürdürüyor olsa da askerî rejime karşı silahlı bir ayaklanma ve ardından da uzun yıllar sürecek kaotik bir iç savaşın yaşanma ihtimali gittikçe azalıyor.
Ayaklanma teorilerinin ustası David Galula, bir ayaklanmada iki taraf olduğunu ve başarılı bir ayaklanmanın bazı şartlara bağlı olduğunu ileri sürmektedir. Bu bağlamda, Mursi ve General Sisi’nin pozisyonunu karşılaştırabiliriz.
Öncelikle, ayaklanan tarafın geçerli ve güçlü bir sebebinin olması gerekir. Nitekim Mursi taraftarlarının geçerli ve güçlü bir sebepleri var. Seçimle geldikleri iktidardan zorla uzaklaştırıldılar ve yeni siyasi tabloya da şiddetle itirazları var.
Darbenin mimarı Genelkurmay Başkanı Sisi, Mursi’nin güçlü ideolojisine ve siyasi argümanlarına karşı “istikrar ve milli bütünlük” tezini işliyor. Belli ki Mursi taraftarlarının ayaklanmalarından korkan General Sisi, silah kullanarak, bir yandan kararlılığını göstermekte öte yandan da açıkladığı yol haritası ile süreci kontrol etmek istemektedir. Bu onun işlevsel strateji ve taktikleri olduğunu göstermektedir. Nitekim kısa sürede Anayasa değişikliğinin ardından ülkeyi derhal seçime götürecek bir yol haritası açıklaması onun korku ve endişelerini göstermektedir.
Öte yandan bürokrasi, polisin, istihbaratın sadakati ile ordunun tutumu Müslüman Kardeşler’in muhtemel ayaklanma stratejilerinde belirleyicidir. Şüphesiz Cunta liderinin elindeki en önemli siyaset aracı ordudur. Ordunun asker sayısı, ülkeye dağılımı ve General Sisi’ye sadakati ise diğer belirleyici faktörlerdir.
Galula, muhtemel bir ayaklanma ortamında coğrafi şartları, ülkenin sınırlarını, büyüklüğünü, nüfusunu, iklim ve ekonomisini ön plana çıkartır.
Yine önemli bir diğer husus, taraflardan hangisinin daha fazla dış destek aldığıdır. Darbeye sessiz kalan ABD’nin General Sisi’ye açık çek verdiği görülüyor. Yine AB ülkeleri, Suudi Arabistan, Kuveyt, Körfez Emirlikleri ile ufukta Katar, siyasi, psikolojik ve ekonomik konularda Mısır’a oldukça cömert davranmaktalar.
Sonuç olarak, Mursi taraftarlarının ayaklanma için meşru ve güçlü nedenleri olmasına rağmen General Sisi’nin sert ve kararlı tutumu, Mısır’ın coğrafi şartları ve dış yardımların büyüklüğü askerlerin ilk raundu aldığını ve şimdilik ülkenin şok bir iç savaştan uzaklaştığını gösteriyor.