TEPAV yayınları arasında çıkan "Köy Hizmetlerinin Yerelleştirilmesi" başlıklı araştırma raporunda, bir merkezi yönetim kuruluşu olan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nin kapatılarak İl Özel İdarelerine devrinin etkileri irdelendi.
ANKARA-TEPAV yayınları arasında çıkan "Köy Hizmetlerinin Yerelleştirilmesi" isimli araştırma raporunda köy hizmetlerinin yerelleştirilmesi uygulamasının yönetimi vatandaşa yaklaştırdığı, yönetim yapısını rasyonelleştirdiği ancak yerelleştirmeyle uyumlu olmayan KÖYDES gibi merkezi uygulamaların yerelleştirmenin sistemli bir politika tercihi olmadığını ortaya koyduğu saptaması yapıldı.
Ankara Üniversitesi'nden Abuzer Pınar, H.Hakan Yılmaz ve TEPAV Yönetişim Programından Emre Koyuncu'nun hazırladığı raporda Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün kapatılarak İl Özel İdareleri'ne devredilmesinin etkileri değerlendirildi. Çalışma kapsamında merkezi veriler ile birlikte Ankara İl Özel İdaresinin deneyimi incelendi. Raporda şu ifadelere yer verildi:
Aşamalı bir geçiş öngörmeyen ani devir nedeniyle tasfiyeden sonraki ilk dönemlerde hizmetlerde aksaklıklar yaşanmış, uygulamanın başarısı büyük ölçüde yerel yöneticilerin iyi niyet ve başarılarına kalmıştır.
Görev, yetki ve kaynakların devredilmesiyle hizmetlerin etkinliğinin artacağına ilişkin beklentilerin gerçekleştiğini söylemek denetim alanında ortaya çıkan boşluk nedeniyle mümkün değildir. Sayıştay kanununun da halen yenilenememiş olması nedeniyle yerel yönetimlerin dış denetimi yeni kamu mali yönetim sisteminde öngörülen şekliyle yapılamamaktadır.
Yetersiz kalınan alanlarda hizmet alımının tercih edilmesi aşamalı bir geçiş öngörmeyen devrin olumsuz etkilerini kısmen azaltmıştır. Hizmet alımı, kısa vadede maliyetli olsa da ihale süreçlerine ve uygulama sonuçlarına ilişkin kaygıları yok edecek iç kontrol ve denetim mekanizmaları güçlendirilebilirse uzun vadede verimliliği ortaya çıkaracaktır.
İl Özel İdaresi'nin dışında bir kaynak dağıtım ve karar alma mekanizmasına dayalı olarak yürütülen KÖYDES Projesi yerelleşme konusunda sistemli bir politika tercihi olmadığını düşündürmektedir. İl Özel idarelerinin kaynaklarını artırıcı önlemler almak yerine KÖYDES ile yatırım önceliklerinin merkezi olarak belirlenmesi ve kaynağın projeler bazında dağıtımının İl Genel Meclisi yerine özel bir tahsisat komisyonu kararı çerçevesinde yapılıyor olması devir yasasının ve 2005 yılında gerçekleştirilen ve İl Genel Meclisini özerkleştirerek demokratik yapısını güçlendiren düzenlemelerin ruhuna aykırıdır. Bütçe uygulamasının etkinleştirilmesi için KÖYDES ödeneklerin il özel idarelerine ayrılan ödeneklere eklenerek il düzeyinde bütçede birlik sağlanmalıdır.
Köy hizmetleri önümüzdeki dönemde il özel idareleri üzerindeki mali baskıyı artıracaktır. Bütçe yetersizliği bir ölçüde KÖYDES'den ayrılan ödeneklerle telafi edilmekteyse de projenin sürdürülebilirliği belirsizdir. Devir sonrasında özellikle KÖYDES ile birlikte gerçekleştirilen alt yapı yatırımlarının bakım onarım gereksinimleri de harcamaları artırıcı bir etki yaratmaktadır.
Kısa dönemde ihale süreçlerinin yönetimi ve hizmetlerin denetimi, orta ve uzun dönemde ise hizmetlerin sürekliliğinin (bakım-onarım hizmetleri) sağlanmasıyla ilgili kapasitenin oluşturulması gerekmektedir. Bunun için işgücüne yatırım yapılmalı, teknolojik ilerleme ve modern uygulamalardan faydalanılmalıdır.
Yeni dönemde il genel meclis üyelerinin karar alma, hesap sorma, denetim ve temsil ile ilgili sorumluluklarını daha iyi yerine getirebilmeleri için yerel seçimlerde adayların belirlenmesinde seçici olunmalı ve seçimlerin ardından meclis üyelerine yönelik eğitim programları yürütülmelidir.
Devir sonrası ve geçiş aşamasında yaşanan sorunlara rağmen Ankara'da mevcut yapıdan faydalanıcılar ve karar verici noktasındaki yöneticiler ve meclis üyeleri memnun görünmektedir. Bununla birlikte KHGM'nin tasfiye edilip kaynak ve yetkilerinin yerel yönetime devredilmesinin etkileri daha uzun bir dönemde belirginleşecektir.