TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Ayşegül Taşöz Düşündere, Merve Dündar
Bu yazıda, (i) ABD’nin 8 Mart 2018'de ilk defa resmen gündeme getirdiği demir-çelik ve alüminyum ek gümrük vergileriyle ilgili zaman içerisinde gerçekleşen değişikliklere ve (ii) bu değişikliklerin doğrudan ikili ticaret hacimleri üzerindeki etkilerine odaklanıldı. (iii) Demir-çelik ve alüminyum ürünlerinde Amerika’nın önde gelen ticaret partnerlerinden olan Türkiye ise bu düzenlemeden en fazla etkilenmesi beklenen ülkeler arasında yer aldığı için Türkiye’nin ticaret performansı ayrıca mercek altına alındı.
8 Mart 2018’deki başkanlık emirleriyle; ABD, demir-çelik ithalatında yüzde 25, alüminyum ithalatında ise yüzde 10 olarak belirlenen ek gümrük vergilerini uygulamaya koyacağını açıklarken, süreç içerisinde ek vergilerin kaldırılmasına yönelik ABD ile diyalog başlatmak üzere tüm ülkeler için açık kapı bırakılmıştı. 8 Mart’taki ilk başkanlık emirlerinin yayımlanmasının ardından gerçekleşen ikili ülke görüşmelerini takiben 22 Mart, 30 Nisan, 31 Mayıs, 10 Ağustos ve 29 Ağustos 2018 ile 16 Mayıs ve 19 Mayıs 2019 tarihlerinde demir-çelik ve alüminyum sektörleri için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 14 adet başkanlık emri yayımlandı.
Her bir başkanlık emrinin ayrıca incelendiği bu çalışmada, yayımlanan kararlar ve sonuçları, bu kararlardan etkilenen tüm ülkeler için özetlendi. Türkiye açısından baktığımızda, Türkiye demir-çelik ve alüminyum sektörlerinde süreç içerisinde hiç muafiyet kazanamamış olmakla beraber 23 Mart 2018 tarihinden itibaren hem demir-çelik hem de alüminyum ürün gruplarında ek vergiye tabi tutulmuştu. Diğer yandan 13 Ağustos 2018 tarihinden sonrası için Amerika, demir-çelik sektöründe diğer ülkelere uygulanan yüzde 25 ek vergi oranı yerine Türkiye’nin yüzde 50 ek vergiye tabi tutulacağını bildirmişti. 16 Mayıs 2019 tarihli başkanlık emri ile 21 Mayıs 2019 tarihinden sonra uygulanmak üzere ek vergi oranının yüzde 50’den geri yüzde 25’e indirilmesiyle bu uygulamaya son verildi.
2017 yılında, Amerika’nın ek vergiler kapsamında listelenmiş ürünlerdeki ithalatının yüzde 81’ini, 15 ülkeden karşıladığı ve ülkelerin ihracat sepetlerinden Amerika’nın aldığı pay da göz önünde bulundurulduğunda, bu düzenlemeden en çok Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Tayvan ve Türkiye’nin negatif bir biçimde etkilenmesi bekleniyordu. Nitekim çalışma kapsamında, karşılıklı ticaret açısından, ek vergilerin etkilediği 2018 yılına ait veriler değerlendirildiğinde, ek vergilerden en çok Türkiye ve Rusya’nın etkilendiği tespit edildi.
Ek vergi için listelenen ürünlerin fiyatlarındaki artıştan dolayı, Amerika’nın bu ürünlerdeki ithalatı, dolar değeri açısından yüzde 1-2 gibi oranlarda artmış olsa da ton değeri açısından Amerika’nın bu ürünlerdeki ithalatı yüzde 10’un üzerinde bir düşüş gerçekleştirdi. Türkiye açısından ayrıca değerlendirildiğinde ise Türkiye, 2017-2018 döneminde, listelenmiş ürünlerin ABD’ye ihracatında yaşadığı 893 bin tonluk düşüş ile yüzde 45 oranında bir kayıp yaşayarak bu düzenlemeden en çok etkilenen ülke olarak öne çıktı.
Türkiye’nin ek vergilerden etkilendiği spesifik zaman dilimi aylık bazda göz önünde bulundurulduğunda ise Türkiye’nin ek vergiler sonrası Amerikan pazarındaki kaybının 348 milyon dolar düzeyinde olduğu hesaplandı. Ayrıca Türkiye’nin bu dönemde en çok “köşeli çubuk demir” ürününün ihracatında düşüş yaşadığı tespit edildi. Bu ürün, ek vergilerin ilk defa gündeme getirildiği 2018 yılı Mart ayındaki TEPAV çalışmasında da Türkiye’nin ek vergilerden en çok etkilenebileceği ürün olarak ayrıca belirtilmişti. Bu bulgunun yaşanan gerçeklerle teyit edilmesi ise Türkiye’nin herhangi bir ek vergi veya kota gibi uygulamalara maruz kalmadan önce, ihracat sepetindeki kırılganlıklarını tespit edip ülke ve pazarlardaki aşırı yoğunlaşmaları bir risk olmaktan çıkaracak ihracat programlarına ihtiyaç duyduğunun altını çizmektedir. Bununla birlikte, seçili ürünlerde Amerikan pazarına gerçekleştirilen ihracatta düşüş yaşansa da Türkiye, aynı dönemde diğer ülkelere özellikle AB ülkelerine olan ihracatını artırarak ABD pazarındaki kayba rağmen toplamdaki ihracatını artırmayı başarmıştır. Ayrıca, Türkiye; AB ülkeleri, Çin, Kanada, Meksika ve Rusya gibi düzenlemelerden etkilenmesi beklenen diğer ülkeler gibi ABD’nin kararına misilleme olarak belirlediği ürünlerde ABD’den gerçekleşecek ithalatta uygulanmak üzere ek vergiler getirmişti. Türkiye’nin ABD’den gerçekleşen ithalatta uyguladığı ek vergiler sonrasında, ilgili ürün gruplarının ihracatı yüzde 47’lik bir düşüş yaşarken değer açısından Amerika’nın ihracatındaki düşüş 360 milyon dolar ile Türkiye’nin 12 aylık ek vergiden etkilendiği dönemdeki kaybı olan 348 milyon dolara oldukça yakın bir rakam olarak öne çıktı.
Değerlendirme notuna erişmek için tıklayınız.
22/11/2024
20/11/2024
20/11/2024
19/11/2024
19/11/2024