TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye’nin ilk İklim Kanunu sonrasında güncellenecek Ulusal Katkı Beyanı (NDC) 3.0, TEPAV ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda ele alındı. Kamu kurumları, sivil toplum, yerel yönetimler ve akademisyenlerin katıldığı etkinlikte uzmanlar, 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda somut ve uygulanabilir adımların atılmasının yanı sıra, iş gücü, bölgesel kalkınma ve sektörler arası geçişi gözeten adil geçiş programlarının titizlikle tasarlanmasının kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı 2021’de TBMM’de onaylamasının ardından kısa sürede açıkladığı Ulusal Katkı Beyanı, iklim değişikliğiyle mücadelede temel yol haritası niteliği taşıyor. Eylül ayında güncellenecek olan NDC 3.0, aynı zamanda Türkiye’nin ilk İklim Kanunu sonrasında hazırlanacak ilk belge olması bakımından da ayrı bir önem taşıyor. Bu çerçevede Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Türkiye’nin 2053 net sıfır vizyonuna ulaşabilmesi için Ulusal Katkı Beyanı’nda (NDC) yer alması gereken hedefleri, yol haritasını ve özellikle adil geçiş bağlamında sektörlere olası etkilerini tartışmak amacıyla 'Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı (NDC) 3.0' başlıklı bir toplantı düzenledi."
4 Eylül’de TEPAV’da gerçekleştirilen toplantıya kamu kurum ve kuruluşları, ilgili bakanlıklar, sivil toplum örgütleri, sanayi ve ticaret odaları ve yerel yönetim temsilcileri katıldı. Moderatörlüğünü TEPAV Enerji ve İklim Değişikliği Çalışmaları Merkezi Direktörü Dr. Mühdan Sağlam’ın üstlendiği toplantıda, TEPAV Kurucu Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, ODTÜ İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Voyvoda ve SEFİA Direktörü Bengisu Özenç konuşmacı olarak yer aldı.
“Sanayide teknolojik dönüşüm için iddialı bir NDC gerekiyor”
Türkiye’nin ulusal katkı beyanının sadece bir taahhüt değil; sanayiden enerjiye, kalkınmadan istihdama uzanan bir yol haritası olduğunu belirten TEPAV Kurucu Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, sanayileşme sürecinde üretim modelinin iklim değişikliğiyle uyumlu biçimde şekillendirilmesinin kritik önem taşıdığını vurgulayarak “Sanayide teknolojik dönüşüm için iddialı bir NDC şart” dedi. Sak, 1993-2023 yılları arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin imalat sanayisinde artan pazar payına da dikkat çekti.
Sak, ulusal katkı beyanında ara hedeflerin netleşmesinin öngörülebilirliği artıracağını belirterek “Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri gelecek endişesi. 2053 net sıfır vizyonuna giden yolda net hedefler konur ve kapsayıcı politikalar hızla uygulanırsa sanayiden istihdama bu endişe azalır” dedi.
Kömür ağırlıklı bölgelerde büyük bir belirsizlik yaşandığına da dikkat çeken Sak, “Bu bölgelerdeki canlılık da kaygı da görülmeli, adil geçiş için katılımcı bir modelle hızlı adımlar atılmalı. Kömürden çıkış tarihi de bir an önce belirlenmeli” ifadelerini kullandı.
“Kömür 2036’da devreden çıkmalı”
Toplantıda konuşan ODTÜ İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Voyvoda, yazarları arasında bulunduğu İstanbul Politikalar Merkezi’nin hazırladığı Türkiye’nin 2025–2035 ve 2025–2053 Karbonsuzlaşma Yol Haritası ile geleceğe dönük projeksiyonunu paylaştı.
Voyvoda, 2019’dan beri sektörel araştırmalar yaptıklarını belirterek 2035 ve 2053’te emisyonların 2021’e göre azalacağını ancak 2053’te sıfırlanmayacağını söyledi. Elektrik sektörünün dönüşümde kritik rol oynadığını vurgulayan Voyvoda, kömürün 2036’ya kadar tamamen devreden çıkması gerektiğini ifade etti.
Voyvoda, küresel karbon bütçesinin sektörel dağılımının önemine değinerek sanayi, tarım ve binalarda iklim yatırımlarına dikkat çekti; en yüksek maliyetin binaların dönüşümünde olacağını söyledi. 2053 net sıfır hedefinin kritik bir vizyon olduğunu belirten Voyvoda, “Beklenen teknolojik atılımlar yapılmaz ve ara hedefler netleşmezse 2053’e sıfır emisyonla ulaşmak neredeyse imkânsız” dedi.
“Artırım değil, gerçek azaltım senaryosuna ihtiyaç var”
SEFİA Kurucu Direktörü Bengisu Özenç ise Türkiye’nin ulusal katkı beyanının tarihçesini özetleyerek önceki NDC’lerdeki “artıştan azaltım” yaklaşımının net sıfır hedefine ulaşmada sorun yarattığını belirtti. Türkiye’nin emisyon azaltım hedefini %21’den %41’e yükseltmesinin yeterli olmadığını belirten Özenç, iki yıl üst üste emisyon azalmasına rağmen “Daha gerçekçi ve sürdürülebilir hedefler belirlenmeli” dedi.
Özenç, mevcut senaryoya göre Türkiye’nin 2038’de emisyonlarda en yüksek seviyeye ulaşacağını ve 2053 net sıfır hedefi için artırımdan azaltım senaryosuna geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ara hedeflerin önemine dikkat çeken Özenç, 2026’da pilot, 2028’de ulusal çapta yürürlüğe girecek Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) tasarım ve etkinliğinin 2053 hedefini doğrudan etkileyeceğini söyledi.
Kömür ithalatçısı bir ülke olan Türkiye’de temiz kömür teknolojisinin bulunmadığını hatırlatan Özenç, kömürden çıkışın sürecin en kritik başlığı olduğunu belirtti.
Toplantı, soru-cevap bölümü ile sona erdi.