TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
TEPAV tarafından düzenlenen “İklim Değişikliği Süreci Nasıl Yönetilmeli?” başlıklı toplantıda, iklim politikalarının tasarımı ve uygulanmasında yaşanan zorluklar tartışıldı. Türkiye’nin iklim yasası hazırlıkları, bakanlıklar arası koordinasyon eksikliği ve sivil toplumun sürece dahil edilmemesi toplantının öne çıkan başlıkları oldu. Uzmanlar, daha etkin bir yönetişim mekanizması ve bilimsel değerlendirme süreçlerinin gerekliliğine dikkat çekti.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), tarafından iklim değişikliği ile mücadelede etkili yönetişim mekanizmalarının önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen “İklim Değişikliği Süreci Nasıl Yönetilmeli?” başlıklı toplantı, 20 Mart 2025 Perşembe günü TEPAV’da bakanlıkların ilgili temsilcileri, büyükelçilik yetkilileri, akademisyenler ve STK’lar katılımıyla gerçekleştirildi.
TEPAV Kurucu Direktörü Güven Sak, Ruhr Üniversitesi’nden Prof. Dr. Andreas Löschel, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan Av. Emel Ünal ve SEFiA Direktörü Bengisu Özenç’in konuşmacı olarak yer aldığı toplantıda, Türkiye’nin iklim yasası hazırlık sürecinde karşılaşılan temel sorunlara ve iklim yönetişimindeki eksikliklere dikkat çekildi. Bakanlıklar arası koordinasyonun yetersizliği, sivil toplumun yasa yapım sürecine yeterince dahil edilmemesi, adil geçiş ve ara hedefler gibi kritik unsurların eksikliği, toplantının öne çıkan başlıkları arasında yer aldı. Uzmanlar, Türkiye’nin iklim politikalarının uygulanabilir ve kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması için daha güçlü bir yönetişim mekanizmasına, bağımsız bilimsel danışma kurullarına ve şeffaf karar alma süreçlerine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
“Üst yapıya ihtiyaç var”
TEPAV Kurucu Direktörü Güven Sak, Türkiye’nin iklim dönüşüm sürecinde bakanlıklar arasında koordinasyon eksikliği yaşandığını vurguladı. Sak, “Teknolojik dönüşüm çok aktörlü bir yapı gerektiriyor. Tüm bakanlıkları içine alan güçlü bir politika belgesi hazırlanmalı. Bakanlıkların birbirinden kopuk şekilde hareket etmesi süreci aksatıyor. İklim yönetişimi gibi karmaşık süreçlerde daha kapsayıcı bir mekanizma lazım. Eskiden YPK vardı ama Devlet Planlama Teşkilatı ile bile tam kapasite çalışamadı” ifadelerini kullandı.
“Neyi anlattığımız kadar nasıl anlattığımız da önemli”
İklim yönetişiminde iletişimin önemine de vurgu yapan Sak, iklim politikasının başarısında etkili bir iletişim stratejisinin kritik rol oynadığını belirterek “Neyi anlattığımız kadar, nasıl anlattığımız da önemli. İklim değişikliğini anlatırken yaratacağı dönüşüme nasıl adapte olunabilineceğini de anlatmak gerekiyor. İklim değişikliğine karşı adaptasyon yalnızca çevresel değişimlere uyum sağlamak anlamına gelmiyor, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda da hazırlıklı olmak gerekiyor” dedi.
“Bilimsel değerlendirme ve liderlik gerekli”
Prof. Dr. Andreas Löschel ise iklim yönetişiminin hem içeriğe hem de sürece dayalı olması gerektiğinin altını çizdi. Löschel, “Almanya’da uzun vadeli hedefler değişmez, ancak yol haritaları esnek şekilde güncellenir. Ara hedefler belirlenir ve sürekli bağımsız bilimsel değerlendirmeler yapılır” dedi. Almanya’da bakan düzeyinde toplanan iklim kabinesinin bile güçlü bir sembol olduğuna dikkat çeken Löschel, “Siyasi bir şampiyon, yani süreci sahiplenen bir lider gereklidir. Ayrıca, karbonsuzlaşma için piyasa temelli araçlar kritik rol oynar ama bu araçların etkinliği sağlam yönetişimle mümkün” ifadelerini kullandı.
“İklim yasası sade ve uygulanabilir olacak”
İklim Değişikliği Başkanlığı’ndan Emel Ünal, iklim yasasının üç ana bölümden oluşacağını belirtti. Ünal, “Genel hükümler, İklim Değişikliği ile Mücadele ve gelirler, yaptırımlar ve çeşitli hükümler şeklinde tasarlandı. Çerçeve sade ve uygulanabilir olacak. Ulusal katkı beyanı, azaltım ve uyum stratejileri yasa kapsamında güçlendirildi” dedi. Ünal, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) bölümünün doğrudan yasada yer aldığını ve uygulama detaylarının ikincil mevzuatla netleştirileceğini belirtti. Üniversitelerde 194 iklim elçisi bulunduğunu aktaran Ünal, yerelde iklim eylem planlarının yasal zorunluluk haline geleceğini ve yerel yönetimlerin sürece aktif katılımının sağlanacağını kaydetti.
“Ara hedefler ve adil geçiş eksik”
İklim yasası taslağında 2053 net sıfır hedefinin net bir şekilde yer almadığını ve ara hedeflerin tanımlanmadığını söyleyen SEFiA Direktörü Bengisu Özenç ise “Yasa büyük ölçüde ETS’ye odaklanıyor. Adil geçiş yalnızca tanımlanmış ama somut bir mekanizma yok. ETS gelirlerinin adil geçişe bağlanması şart” dedi. Yasa yapım sürecinde sivil toplumun dışlandığını ifade eden Özenç, “Bu hem adil değil hem de meşruiyet sorununa yol açıyor. Karbon piyasası danışma kurulu sektörle temas amaçlı kuruldu ama kapsamı dar. Bağımsız bir bilimsel danışma kuruluna ve tüm bakanlıkları kapsayan şeffaf, hesap verebilir bir stratejiye ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu.
25/03/2025
24/03/2025
19/03/2025
16/03/2025
13/03/2025