TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Yıl boyunca asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, son iki ayda ise yapılacak zammın ne olabileceği konuşuldu ve nihayet asgari ücret açıklandı: Brüt 20.002,5 TL, net 17.002,12 TL. Böylece 2023’ün ilk yarısına kıyasla net asgari ücret yüzde 99,87, asgari ücretin işveren maliyeti (işveren desteği dahil) yüzde 100,74 artmış oldu. Ancak 2024’ün ikinci yarısında asgari ücrette bir artış yapılmayacağını hesaba katarsak aslında yıllık değişim net asgari ücret için yüzde 70,8, asgari ücretin işveren maliyeti içinse yüzde 71,31. Asgari ücret belirlendi ama Attila İlhan şiirindeki gibi dağılan şenlik sonrası bir acı yel kaldı gibi bahçede. Aslında yıllardır çalan beste çaldı yine: Asgari ücretliler yeni ücretlerinin birkaç ay sonra enflasyona ezileceğinin, asgari ücret üzerinde ücreti olanlar ise ücretlerinin asgari ücrete biraz daha yakınsayacağının farkında. Bu yüzden her yıl sonu Müjgan’la ağlaşanların sayısında bir azalma yaşanmadı.
Nedir bu 2 TL?
Yeni asgari ücretten memnun olmayanlar en çok da 17.002 TL’nin 2 TL’lik kısmına takıldı. Bunun psikolojik bir amacı olduğunu iddia edenler de oldu, refah payı olduğunu söyleyenler de. Oysa oldukça basit bir nedeni var. Belli ki net asgari ücretin 17.000 TL olmasında mutabakata varıldı ve bunun brüt karşılığı 20.000 TL yapıyor. Ancak aylık brüt ücretten saatlik brüt ücreti hesaplarken 225’e bölmeniz gerekiyor ve 20.000’i 225’e böldüğünüzde “88,88888…” şeklinde sonsuza giden bir sonuç elde ediyorsunuz. Bu sorunu çözmek için saatlik brüt asgari ücretin 88,9 TL olmasına karar verdiniz mi sorun çözülüyor ve aylık brüt ücret 20.002,5 TL oluyor.
Asgari ücret artışı yeterli mi?
Ülkenin işgücü piyasası öyle bir tuzağa saplandı ki asgari ücreti çok artırsanız ülkedeki asgari ücretli yoğunluğu artıyor; asgari ücreti az artırsanız işçiler sefalete sürükleniyor. Bunun yanında asgari ücretin enflasyon, kayıt dışına yönelim, istihdam gibi makroekonomik değişkenler üzerinde de etkisi var ve bu sosyal medyada bile çokça tartışıldı. Ancak bu makroekonomik etkiler bir yana, 17.002,12 TL ile insan nasıl yaşar sorusuna odaklanmak lazım. Şayet asgari ücret yetişkin bir işçinin tek başına hayatını idame ettirmesini sağlayacak ücret düzeyi ise söz konusu miktarın pek de yeterli olmadığı sonucuna varabilirsiniz. Zira TÜRK-İŞ’in bu amaçla hesapladığı “bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti” Kasım 2023 itibarıyla 18.239 TL. Belki de bu yüzden TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, biz 18.000 istedik açıklaması yaptı. Ancak, geçen ayki 18.239 TL’nin bu ay enflasyonun yüzde 3, 2024 sonunda ise TCMB’nin tahmin ettiği gibi yüzde 36 olacağı durumda Aralık 2024’teki karşılığının 25.550 TL olacağını da unutmamak lazım. Ayrıca yeni işe başlayacak, kendine yeni bir hayat kuracak gençleri bekleyen ücretin de 17.002 TL veya buna yakın bir değer olduğunu da unutmamalıyız. Unutmamalıyız, çünkü bu gençler kendilerine 50 m2 büyüklükte bir daire kiralamak istese kendilerini bekleyen ortalama kira İstanbul’da 8335 TL. Eğer öğrencilik yıllarındaki davranışlarını sürdürüp 100 m2 bir evi üç arkadaş paylaşırlarsa bile 5557 TL kira giderleri olacak. O zaman soruyu şu şekilde değiştirmemiz gerekiyor: 8667 TL ya da 11445 TL, bir gencin İstanbul gibi bir şehirde bir ayı insana yakışır şekilde tamamlaması için yeterli mi?
O zaman bu asgari ücretliler nasıl yaşıyor?
Ücretleri ne olursa olsun işçilerin yaşamaya devam ettiğini, yeni düzene uyum sağladığını görüyoruz, göreceğiz. TEPAV’da haftaya yayımlanacak değerlendirme notumda kişi başına gelire göre sıralı yüzde 20’lik grupların 2019 ve 2022’deki ortalama tüketimlerinin harcama gruplarına dağılımını inceledim. Tüm gelir gruplarındaki ortalama tüketimde gıda ve ulaştırma gruplarının payı artarken eğitimin payı azalıyor. Yani karnını doyurmayı ve hareket edebilmeyi sürdürmek için eğitimden kısmak gibi bir durum var ortada. Bu uyum yönteminin zaten beşeri sermaye birikiminde sıkıntı yaşayan ülkemiz için uzun vadede pek de olumlu sonuçlar sunmayacağı aşikar. Diğer taraftan, gıdanın tüketimde artan ağırlığının sebebi hangi ürünler diye baktığınızda sizi pek de sevdiğimiz bir ürün karşılıyor: Ekmek. En yoksul yüzde 20’deki hanelerin tüketiminde gıdanın ağırlığı 2019-2022’de 3,7 puan artıyor ve bu artışın 1,25 puanını ya da yüzde 33,8’ini ekmek sağlıyor. Bence bu da uzun vade açısından pek ümit verici bir gelişme değil.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024