TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
ABD’nin küresel öncelik ve dikkatinin Çin’e kaymasıyla iki ülke ilişkileri her geçen gün gerilmeye devam ediyor. Her ne kadar Obama yönetimi de Çin’i öncelikli rakip olarak görmüş olsa da, Trump konuyu daha da ileri götürdü. Çin’in ekonomik, teknolojik ve askeri açıdan yükseliş hızını düşürecek hamleleri ardı ardına hayata geçirmeye girişti. Amaç ABD’nin küresel tahtını zorlayan Çin ile aradaki mesafenin kapanmasına izin vermemek ve liderliği sürdürmek olduğunu söyleyebiliriz.
İki ülke arasındaki rekabette kamuoyunun en fazla dikkatini çeken konu, “ticaret savaşı” ile teknolojik üstünlüğün sürdürülmesi. Üstelik her iki alan içe içe geçmiş ve sınırları kolaylıkla ayırt edilmeyen bir husus. Trump’ın muharebe alanı olarak ticaretin seçilmiş olması bu nedenle tesadüf değil. Çünkü teknoloji ve ticaret, “üstünlük mücadelesinin” en önemli dinamosu. Trump, iktidara geldiği günden itibaren “muharebenin” ana silahı olarak “gümrük tariflerini” sahaya sürdü. Öngördüğü sonuçları elde etmek için gümrük tariflerini dalga dalga uygulamaya sokarken bir yanda da baskısını arttırmayı sürdürüyor. Her aşamada müzakereler aracılığı ile rakibinin tepkisini ölçmeyi de ihmal etmiyor.
Trump’ın “tarifeleri” bir sopa gibi kullanmasının nedeni tatbiki ticari istatistikler. Örneğin Çin, 2018 yılında ABD’ye 540 milyar dolarlık ihracat yaparken, ABD’den sadece 120 milyar dolarlık ithalat yapmış. Görüldüğü üzere ABD’nin ticaret açığı 420 milyar dolar civarında. Bu durum Çin ekonomisine büyük dinamizm kazandırırken, bu ülkenin askeri ve siyasi kapasitesini arttırmasını sağlıyor. Böylece ABD ile aralarında ki makasın her geçen gün kapanıyor.
Trump’ın uygulamaları, tarife sopasının Çin ekonomisinin büyüme hızını yavaşlatabildiğini gösterdi. Çin’de Trump yönetiminin hamlelerini kısmak için ABD’den ithal ettiği tarım ürünlerine kısıtlama getirdi. TEPAV’dan Emekli Büyükelçi Bozkurt Aran, Çin’in karşı hamlesinin nihai amacının, Trump’ın oy deposu olan eyaletlerde seçmen tercihleri üzerinde etki ederek başkanı tutumunu değiştirmeye zorlamak olduğunu söylüyor.
Müzakerelerin öteki konusunun teknolojik gelişmeler olduğu biliniyor. Özellikle, iletişim teknolojilerinde büyük sıçrama sağlayacak 5 G, yapay zekâ ve büyük verileri işleyebilecek bilgisayar teknolojileri bunlardan öne çıkanlar. Trump’ın amacı, Çin’i “teknolojik yarışın kuralları” ile ilgili yeni düzenlemeler yapmaya zorlamak. Çin’in ekonomik modelinin serbest piyasa kurallarından uzaklaşarak devlet destek ve gözetiminde gelişmesine mani olacak düzenlemeleri anlaşmaya koymak ve denetlemek.
Trump, Eylül ayından itibaren üçüncü dalga “tarife” silahını sahaya süreceğini ilan etti. Böylece ABD Çin’den ithal edilecek tüm mallara ilave gümrük tarifesi uygulamış olacak. Bu hamle ABD’nin Çin ile rekabette kararlılığını sürdürdüğünü, konuyu salt ödemeler dengesi açığı olmanın dışında ele aldığını gösteriyor. Öyle ki işin ciddiyetini, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası kendi kurduğu düzeni bozmayı göze almasından da anlayabiliyoruz.
Bu köşe yazısı 06.08.2019 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024