TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
PKK ile mücadele operasyonları tüm hızıyla sürüyor. Özellikle de insansız hava araçları çok etkili. Bu durum örgütü bir hayli zorlamış görünüyor. Yurt dışında da benzeri bir tablo var. Irak ve Suriye’de operasyonlar sürüyor. Sadece askeri alanda değil, diplomatik ve siyasi alanda da kararlılık görüyoruz.
Yerel seçimler yaklaştıkça içerideki tartışmalar da farklı mecralara kayıyor. PKK için yerel seçimler halkın sempatisinin ölçüldüğü birer barometre. Devlet ise bu “ölçüme” izin vermeyeceğini şimdiden ilan etmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Kızılcahamam toplantısında yaptığı konuşmada, PKK ile mücadeleye verdiği önemden söz ederken, başta siyasi olmak üzere, her türlü maliyeti göğüslemeye hazır olduğunu belirtti. Eğer yerel seçimlerde “teröre bulaşmış adaylar kazanacak olursa kayyum atanabileceğini” belirtti.
Elbette bu düşünce, çeşitli yönleriyle tartışılabilir. Ancak, PKK ile mücadelede tüm kamu görevlilerinin ve karar alıcıların benzer hassasiyeti taşıdıklarını söylemek de zor. Sorun şu: Önemli olan çok sayıda teröristin etkisiz hale getirilmesi değil, devlet hâkimiyetinin her durum ve alanda geçerli olmasıdır. Bu yüzden mücadelenin başarısı, sadece etkisiz hale getirilen PKK’lı terörist sayısıyla anlaşılmaz.
Genel seçim ve sonrası yaşananlar bize şunu söylemektedir. HDP’ye oy veren seçmenin büyük bir kısmı PKK’nın savunduğu politik hedefleri paylaşsa da, örgütün terör yöntemlerini reddetmektedir. Nitekim örgütün tüm ısrar ve beklentilerine rağmen sokak sakinliğini koruyor. Sessizliğin hüküm sürdüğü tablonun kalıcı olabilmesi, dönüşmesi, devlet fonksiyonları-nın, hukukun içinde kalarak, hayata geçirilmesiyle mümkündür.
Bu süreçte gazetelere yansıyan bir haber hâlâ temel sorunlarla boğuştuğumuzu gösteriyor. DEDAŞ (Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.) Genel Müdürü, gazetecilere yaptığı açıklamada, “6 ilde 1 milyon 800 bin abonemiz var. Bu abonelerden yaklaşık 90 binine tahakkuk çıkartamıyoruz, engelleniyoruz. Yani 90 bin sayacı okuyamıyoruz. Okunması için güvenlik güçlerinden yardım talep ediyoruz. Kaçak ekipleri ve güvenlik güçleriyle gidip kontrol altına almaya çalışıyoruz. Bütün önlemlere rağmen yılda bir veya iki kez okumaya çalışıyoruz” demektedir.
Böylesi tablolar, devlet egemenliğinin terör örgütü ya da başkalarıyla (örneğin mafya ) sınırlandığına işaret eder. Nitekim kitap, devlet otoritesini erozyona uğratarak, halkın kontrolünü elde tutmak isteyen, gücü sınır ötesine uzanan örgütlerle uğraşanlara bazı tavsiyede bulunur. Der ki, bir coğrafi bölgede güvenlik nedeniyle ve korkudan “elektrik sayacı okunamıyorsa” hadise münferit olmaktan çıkmış ve “erozyona uğramış hükümet etme” sorununa dönüşmüştür.
Sorun ekonomik ise elektriği bedava yapabilirsiniz. Ancak bu durumda dahi sayaçları mutlaka okumalısınız. Tıpkı Çorum’da, Edirne’de olduğu gibi. Yurttaşların kırmızı ışıkta durmaları, vergi vermeleri, su parası ödemeleri, çocukları okula kaydettirmeleri en az teröristleri etkisiz hale getirmek kadar önemlidir.
Bu köşe yazısı 09.10.2018 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024