TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Tepav | Epri Dış Politika Etütleri, Irak'taki son durumu ve Irak Anayasası'nı değerlendirmek üzere International Crisis Group (ICG) Orta Doğu Projesi Direktörü Joost R. Hiltermann'ın katıldığı bir toplantı düzenledi.
ICG'nin toplantıdan bir gün önce yayınladığı Irak'taki anayasal sürecin sorunları hakkındaki "Unmaking Iraq: A Constitutional Process Gone Away" raporunun içeriği konusunda da görüş bildiren Hiltermann, toplantıda Irak Anayasası'nın çelişkili ve belirsiz maddelerini teker teker değerlendirdi. Gündemde olan anayasanın şu anki haliyle Irak Kürtlerinin isteklerinin birçoğunu karşıladığını belirten Hiltermann, bu durumun Türkiye'de yaratabileceği endişelere de değindi. Öte yandan, Irak'ta göreceli en fazla istikrar beklenen bölgenin Kuzey Irak olduğunu ve Türkiye'nin bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğini vurguladı. Bölgenin ulaşım faaliyetleri ve altyapısı gibi konular başta olmak üzere, Türkiye'nin farklı ekonomik ve ticari girişimlerini ön plana çıkaran bir siyaset izlemesi, gerek bölge gerekse Türkiye açısından istikrarı pekiştirecek önemli bir unsur olarak değerlendirildi. Bununla beraber, önümüzdeki dönemde, Kuzey Irak'taki iç dengenin sürdürülebilirliğinin de tartışmalı olduğu ortaya konuldu. Bu bölgede istikrarı sağlamanın, bölgenin iki önemli gücü olan Barzani'nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Talabani'nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasındaki rekabete bağlı olduğunu söyleyen Hiltermann, Kuzey Irak'ın geleceği konusundaki endişelerini de dile getirdi.
Hiltermann, anayasa hazırlanma sürecinde Irak halkının bütününün isteklerinin yeterince göz önünde bulundurulmadığını belirtti. 15 Ekim'de yapılacak referandumda halkoyuna sunulacak olan anayasanın, bu haliyle onaylanacağını beklediğini ifade eden Hiltermann, anayasa karşıtı Sünni ve Türkmenlerin beklenildiği ölçüde etkili olmayacağını da sözlerine ekledi. Anayasanın kabul edilmesi halinde radikal Sünni grupların terörist faaliyetlerini artıracaklarını ve Irak'ta olası iç çatışmaları engellemenin uzunca bir süre daha çok zor olduğuna da dikkat çekti.
Konuşmasında Irak'ın bölgedeki diğer devletlerle ilişkilerine de değinen Hiltermann, İran'ın Irak'taki etkisinin olduğundan fazla gösterildiğine işaret ederek, bu konunun siyasi nedenlerle abartıldığını öne sürdü. Komşu devletlerden Ürdün ve Suudi Arabistan gibi Sünni rejimlerin Irak' taki durumdan büyük endişe duyduğu ve ülkenin bölünme olasılığının bu ülkelerde büyük korku yarattığı belirtilerek, bu durumun ayrıca bölgesel istikrarın sağlanması önünde engel teşkil ettiği ifade edildi.
Irak'taki şiddeti engellemenin tek yolunun Amerika'nın insiyatif kullanacağı yeni bir uzlaşma zemini yaratılması olduğunu ifade eden Hiltermann, anayasa sürecinde Amerika'nın taraflı davrandığını ve diplomatik ağırlığını yeterince kullanamadığını söyledi. Amerika'nın 15 Ekim'den önce farklı grupların liderleriyle anlaşma masasına oturtulmaya ikna edilmesi için çok geç olmadığını da belirtti.
24/12/2024
23/12/2024
20/12/2024
16/12/2024
13/12/2024