TEPAV, İhale Kanunu Değişikliklerini Masaya Yatırdı: "AB'ye Uyum Gerekçesi Ne Kadar Doğru?"
TEPAV'ın araştırmasında, AB'ye uyum gerekçesiyle yapılan değişikliklerden bir bölümünün AB mevzuatına aykırı olduğu belirlendi.
ANKARA- TEPAV İhale Kanunu'nda yapılan değişiklikleri değerlendirdi. Değerlendirmede Kanun'un değiştirilmesi aşamasındaki genel gerekçelerden bir tanesinin AB uyum sürecine olumlu biçimde katkıda bulunmak olduğu hatırlatılarak, "Gerçekten de Kanun'un bazı maddeleri söz konusu sürecin taahhütlerine uygun olarak önemli değişiklikler getirmiştir. Ancak öte yandan, AB mevzuatıyla uyumlu bazı maddeler yürürlükten kaldırıldığı gibi, İlerleme Raporlarında belirtilmesine rağmen hiçbir değişiklik yapılmayan alanlar da bulunmaktadır" denildi.
TEPAV Mali İzleme Grubu "Kamu İhale Kanunu'nda yapılan Değişiklikler Ne Anlama Geliyor?" başlıklı bir değerlendirme notu yayınladı. Not'ta Kamu İhale Kanunu'nda doğrudan 17 kanun, dolaylı olarak da ( diğer kanunlar yolu ile ) 37 kanun değişikliği, toplam 54 yasal düzenleme yolu ile en az 140 civarında ekleme, değişiklik, istisna getirilmesi hükümleri şeklinde müdahale yapıldığı ifade edildi. Kanun'un değiştirilmesi aşamasındaki genel gerekçelerden bir tanesinin AB uyum sürecine olumlu biçimde katkıda bulunmak olduğu hatırlatılan değerlendirmede, Kanun'un bazı maddeleriyle söz konusu sürecin taahhütlerine uygun olarak önemli değişiklikler getirildiği belirtildi. Değerlendirmede, bu değişikliklere karşılık, Kanun'un ilk yapılış sürecinde içerdiği, AB mevzuatıyla uyumlu bazı maddelerin yürürlükten kaldırıldığına ve İlerleme Raporlarında belirtilmesine rağmen hiçbir değişiklik yapılmayan alanlar bulunduğuna dikkat çekildi.
AB mevzuatına uyarlık göstermeyen değişiklikler bölümünde şu değerlendirme yapıldı:
"İstisnaların çok fazla olduğu her İlerleme Raporunda belirtilmesine rağmen bu Kanun'da söz konusu fazlalığın azaltılmasının aksine daha fazla istisna getirilmiştir.
Belli istekliler arasında ihale usulünün kapsamı AB mevzuatına orantısız biçimde genişletilmiştir. Bu genişleme rekabet ve eşit muamele ilkelerine aykırıdır.
Doğrudan temin kapsamı genişletilerek AB terminolojisinde "direct procurement" adı verilen yöntemden uzaklaşılmıştır.
Çerçeve anlaşmaların kapsamı direktiflerde düzenlenen durumdan çok farklıdır. İkincil mevzuatta kısıtlama getirilmezse, bu durum ciddi sorunlar ortaya çıkarabilir."
İlerleme Raporlarında yer alan ancak Kanun değişikliğinde yer almayan noktalar bölümünde ise, "Türk mevzuatındaki ‘idare' tanımı, kapsamı gereği, eleştirilmektedir. Oysa ki, bu eleştirilerin tersine birçok idare kapsam dışına alınmıştır. İmtiyazlar ve utilities (kamu hizmeti, utilities, kavramı içinde enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörleri yer almaktadır) alanlarına ilişkin herhangi bir çalışma yapılmamıştır. İlan sürelerinin kısa olduğu yönündeki eleştiriler dikkate alınmamıştır" saptamaları yapıldı.
Değerlendirmede, yapılan değişikliklerin bir kısmının AB'ye uyum ve/veya uygulamada bazı esneklikler getirme gibi gerekçelere dayansa da, çok önemli bir bölümünün siyasi rant riski taşıyan unsurlar içerdiğine dikkat çekilerek, şöyle devam edildi:
"Bu risk yapılan değişiklikler ile daraltılan kapsam maddesi ve genişletilen istisna maddelerinde kendisini gösterse de, bunun dışında kalan maddelerle birlikte ihale kanunu günümüzde siyasi iktidarlara yakın bir sermaye birikimi modeli yaratmanın aracı haline gelmiş gibi gözükmektedir. Bu modelin uygulama ayaklarında yerel yönetimler ve yapım işlerinde rol alan diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yer aldığı açıktır.
Kamusal denetimin zayıflatılarak ihale süreçlerinin Kanun'un kuruluş felsefesini oluşturan açıklık ve kaliteli rekabet anlayışından uzaklaştırılmasının kamu kaynaklarının rasyonel bir biçimde kamu yararına kullanımında ciddi sıkıntılar yaratacağı çok açıktır.
Bütün bunların sonucunda, siyasi rantın bürokratik rant mekanizması ile desteklenmesi ve yapılan değişikliklerin içeriği de gözönüne alındığında, ihale sisteminin yolsuzluk ve usulsüzlüklere giderek daha fazla muhatap olma riskinin arttığını ileri sürmek fazla iddialı bir değerlendirme olmayacaktır."