logo tobb logo tobbetu

Türkiye ve Avrupa stratejik özerklik arayışında nerede? TEPAV’ın ev sahipliğinde düzenlenen “Neither Strategic, Nor Autonomous: The Tale of European and Turkish Imprudent Self Delusion” başlıklı toplantıda konuşan akademisyen yazar Soli Özel, stratejik özerklik kavramının son yıllarda Türkiye'nin dış politikasında önemli bir rol oynadığına dikkat çekerek “Türkiye'nin stratejik özerklik arayışının sonuçlarına ilişkin hayal kırıklıklarının incelenmesi ve AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi önemli bir adımdır” dedi.
Haber resmi
09/05/2024 - Okunma sayısı: 1442

 

 

 

TEPAV tarafından düzenlenen “Neither Strategic, Nor Autonomous: The Tale of European and Turkish Imprudent Self Delusion” başlıklı toplantı 8 Mayıs 2024 tarihinde büyükelçilik temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü TEPAV AB Çalışmaları Direktörü Nilgün Arısan Eralp’in üstlendiği toplantıya konuşmacı olarak katılan akademisyen yazar Soli Özel, Türkiye ve Avrupa nezdinde stratejik özerklik kavramını ele aldı.

Emmanuel Macron'un stratejik özerklik kavramının, modern Avrupa'nın siyasi sahnesine 1998'de giriş yaptığını söyleyen Özel, “O dönemde, Fransa'nın Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve İngiltere'nin Başbakanı Tony Blair, St Malo'da bir araya gelerek Avrupa'nın güvenlik ve savunma konularında daha fazla özerklik kazanması gerektiği konusunda bir anlaşmaya varmışlardı. Ancak, stratejik özerklik kavramı, son yıllarda Türkiye'nin dış politikasında da önemli bir rol oynamıştır” dedi.

“Türkiye stratejik özerklik arayışında hedeflerini gerçekleştiremedi”

Son on yılda Türkiye'nin stratejik özerklik arayışının, çeşitli dönemlerde gerçekleşmeyen hedeflerle dolu olduğuna dikkat çeken Özel, “Ancak, bu hedeflerin gerçekleşmemesi, Türkiye'nin dış politikasının manevra alanını sınırlamış ve komşularıyla olan ilişkilerini etkilemiştir. Özellikle "değerli yalnızlık" kavramının, Türkiye'nin dış politikasının merkezine yerleştirilmesi ve stratejik özerklik arayışının meşrulaştırılması için kullanılması, sık sık eleştirilmiştir. Bu bağlamda, Türkiye'nin stratejik özerklik arayışıyla ilgili tartışmalar, ülkenin geçmiş dönemlerde aldığı inisiyatifler ve uluslararası ilişkilerdeki rolü üzerine derinlemesine bir analiz gerektirmektedir” diye konuştu.

“Pandemi ve savaşlar Avrupa'nın stratejik önceliklerini yeniden belirlemesine neden oldu”

Özel, COVID-19 salgını ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgali gibi olayların, Avrupa'nın stratejik önceliklerini yeniden belirlemesine neden olduğunu aktararak “Özellikle Rusya'ya karşı sert bir tavır almasıyla dikkat çeken Emmanuel Macron'un liderliğinde, Avrupa'nın güvenlik ve savunma alanında daha fazla özerklik kazanması gerektiği vurgulanmıştır. Bu durum, Avrupa'nın uluslararası alandaki etkinliğini artırmak ve mevcut zorluklarla daha etkin bir şekilde başa çıkmak için önemli bir fırsat sunmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Küresel gelişmeler Avrupa'nın stratejik özerklik arayışını acil hale getiriyor”

“Batı'nın uluslararası sistemdeki hegemonyasının aşınması, Asya'nın ekonomik yükselişi ve Rusya ile Çin'in artan iddialılığı, uluslararası ilişkilerdeki dengeleri değiştirmiştir” diyen Özel, sözlerine şöyle devam etti: “Bu durum, Avrupa'nın stratejik özerklik arayışını daha da acil hale getirmektedir. Ancak, stratejik özerklik kavramının pratikte nasıl uygulanacağı ve Avrupa'nın bu süreçte hangi stratejileri benimseyeceği konusunda daha fazla tartışma ve analiz gerekmektedir. NATO'nun ağırlık merkezinin Fransız-Alman ikilisinden doğu kanadındaki ülkelere kayması, AB içinde yeni bir güç ekseninin oluşmasına neden olabilir. Bu durum, AB'nin jeopolitik özerkliğini arttırma isteği ile ABD ile uyum arayışı arasında bir çatışmaya yol açabilir. AB'nin bu değişime uyum sağlaması için hızlı bir askeri kapasite geliştirmesi ve üyeler arasında güvenlik konularında daha fazla dayanışma duygusu oluşturması gerekebilir. Ancak, Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrasında sağ partilerin farklı görüşlerinin yol açabileceği siyasi belirsizliklerin bu süreci zorlaştırabileceği de söylenebilir.”

“Stratejik özerklik kavramının nasıl uygulanacağı önemli”

Stratejik özerklik kavramının, Avrupa'nın uluslararası alandaki rolünü yeniden tanımlaması ve güçlendirmesi için önemli bir araç olabileceğine vurgu yapan Özel, “Ancak, bu kavramın pratikte nasıl uygulanacağı ve hangi stratejilerin benimseneceği konusunda daha fazla tartışma ve analiz gerekmektedir. Türkiye'nin stratejik özerklik arayışının sonuçlarına ilişkin hayal kırıklıklarının incelenmesi ve AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi de önemli bir adımdır.  AB ve Türkiye’nin kaderinde birlikte çalışmak olduğunu ve her ikisinin de samimi bir şekilde ilişki kurma konusundaki isteksizliklerini kırmazlarsa, güven inşa etmek için çaba sarf etmezlerse ve birbirlerine davranışlarında tutarlı olmazlarsa bunun sonuçlarına katlanacaklarını da belirtmek isterim” dedi.

Etiketler: AB-Türkiye,

Yazdır

« Tüm Haberler