logo tobb logo tobbetu

“Dünya genelinde otokrasi ve demokrasi arasında büyük bir mücadele var” TEPAV’da düzenlenen “Japonya'nın Dış Politikaları: Japonya-Çin İlişkilerinin Diğer Ülkeler Üzerindeki Etkileri” başlıklı toplantıda konuşan Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Akio Takahara, günümüzde uluslararası sistemin değiştiğine çekerek “Dünya genelinde otokrasi ve demokrasi arasında büyük bir mücadele var. Uluslararası sistem bir yana, insanlar kendi ülkelerinde ekonomik, siyasi nedenlerle iç karmaşa ve bölünmeler yaşıyor. Tüm bunları önlemek için çözümler üretmemiz gerekiyor” dedi.
Haber resmi
25/09/2023 - Okunma sayısı: 1863

 

 

TEPAV, Japonya Büyükelçiliği ve Ankara Politikalar Merkezi iş birliğinde gerçekleşen “Japonya'nın Dış Politikaları: Japonya-Çin İlişkilerinin Diğer Ülkeler Üzerindeki Etkileri” başlıklı toplantı 22 Eylül 2023 Cuma günü TEPAV’ın ev sahipliğinde gerçekleşti.

Moderatörlüğünü Türkiye’nin Eski Tokyo Büyükelçisi Dr. A. Bülent Meriç’in üstlendiği toplantıda Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Akio Takahara Japonya Dış Politikası ve Çin ile ilişkiler hakkında bir konuşma yaptı. Toplantıya Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, büyükelçilik temsilcileri, öğrenciler ve çok sayıda akademisyen katıldı.

Türkiye’nin Eski Tokyo Büyükelçisi Dr. A. Bülent Meriç, toplantıda yaptığı konuşmada Asya Pasifik bölgesinin uluslararası siyaset sahnesinde son dönemde öne çıkmasıyla, Japonya’nın dış politikasının daha görünür ve önemli bir konuma geldiğini belirterek “Çin'in dünyada daha ağırlıklı bir konuma gelmesi, Çin-Amerika rekabeti ve Japonya'nın bölgedeki rolü önümüzdeki dönemde uluslararası ilişkilerin önemli unsurları olacak” dedi.

Türkiye ile Japonya arasındaki ilişki kendine özgü ve ebedidir

Türkiye ile Japonya arasında kendine özgü ve ebedi bir ilişki olduğunu söyleyen Prof. Akio Takahara, tarih boyunca Türkiye ve Japonya arasındaki coğrafi mesafeye rağmen diplomatik ilişkilerin kurulabildiğine dikkat çekerek “Bu bağlamda, coğrafi olarak birbirinden uzak iki toplum olmamıza rağmen kültürel yatkınlıklarımız ve tarih boyunca uğraştığımız “batı emperyalizmi” gibi ortak sorunlarımız bulunmaktadır” dedi.

Bölünme ve çatışmaların derinleşmemasi için çözüm üretmeliyiz

Takahara, günümüzde uluslararası sistemin değiştiğine vurgu yaparak “Çok kutuplu-tek kutuplu sistem tartışması gündemde. Örneğin, yüzölçümü bakımından en büyük kara kütlesine sahip Rusya, halefi (Ukrayna) ile savaş halinde. Başka bir deyişle, batı ile doğu; tek kutupluluk ile çok kutupluluk arasında yükselen bir savaş var. Soru şu: Bu sistem hangi yöne doğru evrilecek? Brexit, Trumpizm, aşırı siyasi hareketler gibi dünyada bölünmeler artarak devam ediyor. Yani, dünya genelinde otokrasi ve demokrasi arasında büyük bir mücadele var. Uluslararası sistem bir yana, insanlar kendi ülkelerinde ekonomik, siyasi nedenlerle iç karmaşa ve bölünmeler yaşıyor. Tüm bunları önlemek için çözümler üretmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Soğuk Savaş sonrası iç politika ve ekonomi diplomasisi değişikliğe uğradı

Soğuk Savaş döneminde Japonya’nın iç politikasının, kapitalizm yanlısı ve sosyalizm yanlısı kamplar arasındaki rekabete odaklı olduğunu aktaran Takahara, “Savaş sonrasında tek süper güç (ABD) ile koordinasyonuna devam etti. Savaş sonrası diplomasisinin üç temel direği ise: merkezsiz, Asya’nın bir üyesi ve özgür dünya ile koordinasyon ekseninde ilerlemiştir. Meiji Restorasyonu ile Japonya, “Ulusu Zenginleştir, Orduyu Güçlendir” anlayışını benimsemiştir” açıklamalarında bulundu.

Takahara, eknonomik diplomasi bağlamında, Japonya’nın başlangıçta serbest ticaret anlayışına karşı olduğunu ve bu görüşünü “ekonomik blokların oluşumu dünya savaşlarına yol açtı” söylemiyle desteklediğini belirterek “Buna ek olarak, özellikle Soğuk Savaş döneminde, tarımsal birlikler ve sendikalar siyasi nüfusa sahipti. 1990’ların sonunda ise Japonya ekonomi politikasını değiştirdi çünkü yeni bir dünya trendi ve aynı anda yaşanan bir Asya Mali Krizi vardı. Ayrıca, Soğuk Savaş’ın ardından sendikaların siyasi gücü azaldı ve tarımda yeni bir anlayış ortaya çıktı. 1977 Fukuda Doktrini, Başbakan Takeo Fukuda tarafından açıklandı. Doktrine göre, Japonya askeri bir güç haline gelmeyecek, barışa bağlı kalacak, Güneydoğu Asya ülkeleriyle karşılıklı güvene dayalı ilişkiler kuracaktı” ifadelerini kullandı.

Japonya-Çin ilişkileri rekabet ve işbirliği ekseninde ilerliyor

Japonya’nın Çin’e yaklaşımının rekabet ve işbirliği prensibi çerçevesinde değerlendirebileceğini söyleyen Takahara, “İkili ilişkilerde kademeli iyileşmeler ve Çin ile ticaret hacminin yükselme görülmektedir. Çin de yavaş yavaş dışa açılma sinyalleri vermeye başlamıştır. Bunun bir göstergesi, Olimpiyat Oyunları sırasında, açılış töreninde klasik batı müziğinin çalınmasıdır. Fakat, bununla birlikte, hala tam bir milliyetçiliğin söz konusu olduğu da unutulmamalıdır” dedi.

Takahara, Japonya ve Çin arasında Senkakus çevresindeki Çin sahil güvenlik gemilerinde artış, Covid-19 pandemisinin yeniden yükselme trendi, Hong Kong’daki protesto hareketlerinin bastırılması, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Uygurların zorla yeniden eğitilmesi, Çin’in nükleer santralde arıtılan suyun okyanusa bırakılması nedeniyle Japonya’yı sert bir dille eleştirmesi ve yine Çin’in, Okinawa’nın uluslararası statüsü konusunu tekrar gündeme getirmesi konularında devam eden sorunlar olduğunu da aktardı.

 

 

 

Etiketler:

Yazdır

« Tüm Haberler