logo tobb logo tobbetu

“Türkiye’de bir yaşam maliyeti krizimiz var” Avusturya basınından Wiener Zeitung’a konuşan TEPAV Kurucu Direktörü Prof.Dr. Güven Sak, Türkiye’nin 2001'de olduğu gibi bir ödemeler dengesi krizinin içinde olduğunu belirterek “Bankacılık sistemi ve şirketler sektörü 2001’e kıyasla daha iyi durumda olsa da şu anda sahip olduğumuz en büyük sorun enflasyon yoksulluğa yol açtı. Yani şimdi bir yaşam maliyeti krizimiz var.” dedi.
Haber resmi
22/05/2023 - Okunma sayısı: 1812

 

 

TEPAV Kurucu Direktörü Prof.Dr.Güven Sak, Avusturya gazetesi Wiener Zeitung’a Türkiye’deki mevcut ekonomik koşullar ve Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin tıpkı 2001'de olduğu gibi bir ödemeler dengesi krizinin içinde olduğunu belirten Sak, “Tüm rakamları ve rakamların ne kadar doğru olduğunu bilmesek de bankacılık sistemi ve şirketler sektörünün 2001'dekinden daha iyi durumda olduğu ve bütçenin de daha iyi olduğu doğru. Bütçe açığı yaklaşık yüzde yediye yükseldi, ancak ulusal borç 2001'dekinin sadece dörtte biri. Yani ekonomik hareket alanı var. Ama şu anda sahip olduğumuz en büyük sorun enflasyon. Bu, yoksulluğa yol açıyor. Yani şimdi bir yaşam maliyeti krizimiz var.” dedi.

Yoksulluk oranı 2018’den bu yana yükseliyor

AK Parti’nin iktidara gelmesinin ardından enflasyonun hızla düştüğünü hatırlatan Sak, “O dönemde Türkiye Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) mali yardım alıyordu ve uyum programları vardı. 2001'den sonra büyük ölçüde düşen yoksulluk oranı, birkaç yıldır yeniden yükseliyor. 2002'de Türklerin yüzde 37'si günde 5,5 dolarla yetinmek zorundaydı. Bu oran yıllar içinde yüzde sekize düşürüldü. Ancak 2018'den sonra tekrar yükseldi ve 2020'de yüzde on iki oldu. Bundan sonra, ulusal istatistik ofisi daha fazla rakam yayınlamadı.” ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası’na yapılan müdahaleler maliye politikalarının güvenirliğini zedeliyor

Sak, bazı uzmanların, Merkez Bankası’na müdahalelerini hükümetin enflasyonu engelleyememesinin nedenlerinden biri olarak gördüğünü dile getirerek “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talebi üzerine hükümet birkaç kez kilit faiz oranlarını indirdi. Bu aynı zamanda maliye politikasının inandırıcılığı ve güvenirliğini de olumsuz etkiliyor.“ şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın güçlü bir ekonomi programı başlatması gerek

Erdoğan'ın seçimleri kazanması halinde güven ortamını yeniden tesis edebilmesi için güçlü bir ekonomi programını devreye alması gerektiğini vurgulayan Sak, “Mevcut koşullarda bu zor görünüyor. 2000'li yılların ekonomik reformlarını onunla birlikte yapanlar artık onun yanında değil. Gittiler ya da gitmek zorunda kaldılar. O zamanlar belli kontrol mekanizmaları olan bir parlamenter sistem de vardı. Artık başkan ve hükümet, Temsilciler Meclisi ile çalışabilir ama istemezlerse çalışmak zorunda değiller. Diğer tarafta yaşam krizinin maliyeti var. Sonuç olarak, kendilerini orta sınıftan sayan ve son yıllarda durumu düzelen bir grup insan, şimdi yeniden refah kaybediyor. Erdoğan düzgün bir ekonomik program olmadan devam ederse IMF'ye tekrar ihtiyacımız olabilir.” açıklamalarında bulundu.

Muhalefet verdiği sözleri tutarsa ​​enflasyon beklentileri aşağı iner

Muhalefetin ekonomik istikrarı sağlamasının daha kolay olacağını söyleyen Sak, birbirinden çok farklı olan tarafların ortak bir dil ve yaklaşım üzerinde anlaştıklarına dikkat çekerek “Muhalefet sözlerini tutarsa ​​enflasyon beklentileri aşağı iner.” dedi.

 

 

Bu röportaj 13.05.2023 tarihinde Wiener Zeitung Gazetesi'nde yayımlandı.

Etiketler:

Yazdır

« Tüm Haberler