TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Borç stoku verileri açıklandı. Daha üç yıl önce, pandemi çıkışında, 2,7 trilyon TL olan Hazine borç stoku 9,2 trilyon TL’yi aştı.
Geçtiğimiz yıl Hazine’nin gerçekleştirdiği toplam borçlanma 2,6 trilyon TL’ye yani yaklaşık olarak GSYH’nin yüzde 6'sına ulaştı. Bu dönemde Hazine 1,04 trilyon TL’lik anapara ödemesi için yeniden borçlandı. Ayrıca bunun üzerine 1,5 trilyon TL de yeni borç aldı. GSYH’nin yüzde 3,5'ine karşılık gelen bu tutar son beş yılda yapılan en yüksek net borçlanma (borçlanma — anapara ödemesi) seviyesine işaret ediyor.
2024'te faiz ödemesi anaparayı aştı
2024 yılında Hazinenin ne kadar borç geri ödediğine ve buna karşılık ne kadar yeni borç aldığına bakacak olursak;
Hazine 715 milyar TL iç borç anapara ödemesi olmasına rağmen yurt içi piyasalardan 2,2 trilyon TL borçlanma yapmış,
Dış borç tarafında ise; 328 milyar TL’lik borç anapara geri ödemesine karşılık 355 milyar TL’lik borçlanma yapılmış bulunuyor.
Hazinenin anapara ödemesinin çok ötesinde borçlanmasının en önemli nedeni bütçe açıkları. Bu bağlamda bütçe giderleri içinde önemli bir büyüklük oluşturan faiz giderlerine de bakmak gerekiyor. Zira, faiz giderlerini dahil ettiğimizde yüksek net borçlanma ile ilgili resim biraz netleşiyor.
Hazinenin 2024 yılı başında açıkladığı Finansman Programında göre anapara ödemesinin biraz altında, 1,04 trilyon TL’lik bir faiz ödemesi öngörülmüş. Ancak, Hazine nakit durumu verilerine göre 1,17 trilyon TL’lik bir faiz ödemesi yapılmış. Böylece Hazine kriz dönemleri dahil olmak üzere ilk defa borç anaparasından fazla faiz ödemesi gerçekleştirmiş oldu.
Kaynak: HMB ve kendi hesaplamalarım
Öte yandan, son yıllarda faiz giderlerinin GSYH’ye oranla yükseliş gösteriyor olması dikkat çekiyor. Nitekim son üç yılda bu oran yüzde 2,1'den yüzde 2,9'a çıkmış bulunuyor. Ayrıca, ödediğimiz vergilerin de giderek artan oranda faiz ödemeleri için kullanıldığını görüyoruz. Bu durum elbette bütçenin harcama tarafındaki esnekliğin de azalmasına yol açıyor.
Kaynak: HMB ve kendi görselleştirmem
Faiz oranları düşerken faiz ödemeleri de düşer mi?
Faiz ödemelerinin büyüklüğü esas olarak üç bileşenin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor:
Bunların ilki; geçtiğimiz bir kaç yıllık dönemde gerçekleştirilmiş olan sabit faizli borçlardan kaynaklanan faiz ödemeleri. Aşağıdaki grafikten hareketle 2023 yılı sonunda iç borç stokunun yüzde 46'sının bu tür borçlardan oluştuğunu anlıyoruz.
İkincisi; vadesi 2024 yılı içinde dolacak olan borçların ödenmesi için yapılan yeni borçlanmalar nedeniyle 2024 yılında ödenmesi gereken faizler.
Üçüncüsü ise yukarıda sözü edilen değişken faizli borçlardan kaynaklanan faiz ödemeleri.
2024 yılına etkisini değerlendirebilmek için 2023 yılının sonundaki iç borç stokunun faiz yenileme süresine baktığımızda stokun yüzde 54'ünün ikinci ve üçüncü gruptaki borçlardan oluştuğunu görüyoruz.
Kaynak: HMB — Kamu Borç Yönetimi Raporu
Buna ek olarak, faiz değişikliklerinin Hazine borç stokuna ve bütçe faiz giderlerine ne zaman etki edebileceğini tahmin edebilmek için nakit iç borç stokunun ortalama vadesine de bakmak gerekiyor. İç borç stokunun vadeye kalan süresi 41,9 ay olması faiz oranlarındaki değişimin borç portföyü üzerindeki etkisinin gecikmeli olacağına işaret ediyor.
Kaynak: HMB — Kamu Borç Yönetimi Raporu
Buradan hareketle, yukarıda bahsettiğimiz üç bileşenin ilkini oluşturan sabit faizli iç borçların etkisini değerlendirmek için geçtiğimiz yıllardaki faiz oranlarına bakabiliriz. Ortalama vadeye paralel olarak, 2024 yılında yapılan faiz ödemelerinin ağırlıklı olarak 2020–2023 dönemindeki faiz oranlarının bir sonucu olduğunu varsaymak mümkün. Bu durumda geçtiğimiz üç yıllık dönemin ortalama faiz oranı yüzde 17 olarak gerçekleşirken, 2023 Haziran ayından sonra politika değişikliğine gidildiğini not etmekte de fayda var. Nitekim enflasyonla mücadele politikasının uygulanmaya başladığı 2023 Haziran öncesi döneme bakıldığında yüzde 15,5'lük bir ortalama faiz oranı görüyoruz.
Kaynak: HMB ve kendi görselleştirmem
2023 yılının ikinci yarısında başlayan faiz artırım sürecinin kademeli olarak gerçekleşmiş olması nedeniyle, değişken faizli iç borçlar ve vadesine 1 yıldan az kalmış olan borçlar üzerindeki etkisinin 2024 yılı bağlamında sınırlı olduğunu varsayabiliriz.
Özetle; önceki yıllardaki düşük iç borçlanma faizlerine rağmen faiz harcamaları giderek genişleyen bir şekilde bütçede yer kaplarken 2024 yılında anaparayı aşan bir tutara ulaşmış bulunuyor. Uygulanmakta olan ekonomik programla beraber faiz oranları yükselirken Hazinenin borçlanma maliyeti de iki katına çıkmıştı. 2025 yılında Merkez Bankası tarafından yapılması beklenen faiz indirimlerinin kısa vadede sadece Hazinenin yeni borçlanmalarına ve stoktaki TLREF’e endeksli senetler gibi değişken faizli borçlara etki edecek olması nedeniyle Hazine yüksek faizli borçları taşımaya bir süre daha devam edecek. Dolayısıyla, Aralık 2024'te başlayan faiz indirimlerine rağmen, 2025 ve sonraki yıllarda da bütçedeki faiz yükünün arttığını ve faiz giderlerinin anapara üzerinde olduğunu görmeye devam edeceğiz. Bunun ne kadar süreceği ise uygulanan programın başarısına bağlı olacak.