TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
2004 başlarından bu yana enflasyon yüzde 8-10 aralığında salınıp duruyor. Üç yılı aşan bir süredir enflasyonda bir eğilim değişikliği gözlenmemesi, ilerisi için bizleri kuşkulandırıyor. Bu inatçılığı kırmak nasıl mümkün olacak sorusu zihinleri meşgul ediyor.
Öte yandan geçmişle karşılaştırıldığında enflasyon açısından son yıllarda çok olumlu gelişmeler yaşandığı açık. 1989-2001 döneminde (yıl ortası) enflasyonun ortalaması yüzde 72 olmuş. Oysa son beş yılın ortalaması yüzde 18.6 düzeyinde. Son üç yılın ise yüzde 8.8.
Enflasyonun bu kadar çarpıcı biçimde düştüğü dönemde büyüme performansı da çok olumlu olmuş. 1989-2001 dönemi ortalama (gayrisafi yurtiçi hasıla) büyüme hızımız yüzde 2.9'da kalmış. Son beş yılın ortalama büyüme hızı ise yüzde 7.2.
IMF'nin iki gün önce açıklanan 'World Economic Outlook' yayınından yararlanarak, ulaştığımız performansı başka ülkelerin performanslarıyla karşılaştıralım. Tablo 1'de bazı ülkelerin büyüme hızları gösteriliyor. Tabloda G-7 ülkeleri, İngilizce adlarının baş harfleriyle 'BRICK' olarak adlandırılan 'yıldız adayı' ülkeler ile Meksika, Polonya ve Türkiye yer alıyor. Yıl ortalaması enflasyonların kıyaslanması ise Tablo 2'de yapılıyor. Ele alınan dönem 1989-2006 dönemi. Tablolardan şu çıkarsamaları yapmak mümkün:
Gelişmiş ülkelerle ya da 'bize benzer' ülkelerle karşılaştırıldığında son beş yıldaki büyüme performansımız çarpıcı. Buna karşın, 90'lı yıllarda nasıl yalpaladığımız hemen ortaya çıkıyor. Özellikle 2002'ye kadar olan ve yukarıda verilen ortalama büyüme hızı (yüzde 2.9) dikkate alındığında.
Büyüme açısından bu kadar olumlu bir performans sergilediğimiz dönemde, diğer ülkelere kıyasla enflasyonda aynı başarıyı yakalayamamışız. Şüphesiz geldiğimiz nokta dikkate alındığında, yukarıda vurgulandığı gibi önemli bir başarı var; ama yeterli değil bu. Son beş yılda Tablo 2'de yer alan ülkelerin büyük bir kısmının enflasyonu, fiyat istikrarı bölgesinde (yüzde 1-3) yer almış. Bu açıdan alacağımız çok mesafe var daha.
Vurgulanması gereken bir diğer nokta da şu: Son yıllarda tüm dünyada enflasyon açısından oldukça olumlu gerçekleşmeler yaşandı. Mesela, gelişmiş ülkeler bir grup olarak ele alındıklarında, 1989-1998 döneminde ortalama enflasyonları yüzde 3.5 olmuş. Buna karşın, bu grup için son beş yılın ortalaması yüzde 2'ye düşmüş. Diğer ülke gruplarında da benzer düşüşler var. Mesela, merkezi ve doğu Avrupa ülkeleri grubunda (biz de varız) 1989-1998 dönemi ortalaması yüzde 60'ın biraz üzerinde. Oysa son beş yılda bu ülkelerin ortalama enflasyonu yüzde 7.9 olarak gerçekleşmiş.
Birkaç ülke dışında, tüm dünyada son yıllarda enflasyonla mücadeleye önem verildiğinin göstergesi bu değerler. Bu mücadeleye bizden önce başlayan ülkeler daha büyük bir mesafe aldılar. Bu nedenle de göreli olarak bakıldığında enflasyon performansımız çok da başarılı çıkmıyor. Bu açıdan, Tablo 2'de yer alan ülkelerden Brezilya ve Polonya'nın performansları dikkat çekici. İnceleme dönemini geriye götürseydik aynı yargıya Meksika için de varacaktık.
Bu çerçevede bakıldığında, son aylarda enflasyon gerçekleşmelerinin bir türlü hedefle uyumlu bir gelişme göstermemesi karşısında belirtilen hoşnutsuzlukları haklı görmek gerekiyor. Üstelik bu hoşnutsuzlukların yaygın biçimde dile getirilmesi enflasyonla mücadele açısından önemli ve olumlu bir katkı yapıyor.
Merkez Bankası'nın açıklamalarından anladığımız kadarıyla, 2007 sonunda enflasyonun yüzde 6'ya oldukça yakın bir düzeyde gerçekleşmesi büyük bir olasılık. Şüphesiz, hedef ile karşılaştırıldığında yüksek bir rakam bu. Keza, başka ülkelerle karşılaştırıldığında da yüksek kalacak. Oysa 1970'lerin ortalarından bu yana yaşadıklarımızı dikkate aldığımızda, yüzde 6 dolaylarında bir enflasyona sevinmemiz gerekiyor.
Enflasyonun son yıllarda gösterdiği katılık, özellikle hizmetler grubundaki yüksek ve inatçı fiyat artışları, kur hareketlerinin bundan sonraki seyrini son derece önemli kılıyor enflasyon açısından. Yurtdışı piyasalarda yeniden ve önemli bir miktarda dalgalanma olursa Merkez Bankası nasıl tepki vermeli? Hedef düşük, mevcut enflasyon düzeyi ise yüksek. Yarın bu sorunun yanıtını arayalım.
Bu köşe yazısı 15.04.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024