Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Hemen yapılabilecek iki şey

    Fatih Özatay, Dr.31 Mart 2021 - Okunma Sayısı: 1465

    Sözün bittiği yerdeyseniz ya da oraya çok yaklaşmışsanız sadece sözle bir şey elde edemeyeceğiniz gerçeği yeteri kadar açık olmalı. Bir merkez bankası başkanı göreve başlayalı daha dört ay olmuşken ve bir faiz artırımı kararından sonra görevden alınıyorsa, hele ekonominizde belirgin kırılganlıklar varsa, döviz talebinin yükselmesi ve döviz arzının azalması kaçınılmazlaşır. Döviz kuru keskin biçimde yükselme eğilimine girer.

    Bu yükselme eğilimi, sürerse, kaçınılmaz olarak enflasyonu yakın gelecekte daha da yukarıya iter. Ama iş sadece enflasyonun yükselmesiyle bitmez; daha o gerçekleşmeden başka sevimsiz şeyler yaşanabilir. Pandemi nedeniyle döviz gelirlerinizde yeteri kadar bir artış yoksa ve bir de yakın geçmişteki çok hızlı kredi artışı sonucu tüketim pompalanmış ve döviz ihtiyacı yükselmişse, zaten döviz arzı istediğiniz ölçüde değil döviz talebi ise arzuladığınızın çok ötesinde demektir. Döviz talebine bir de vadesi gelen dış borcun (özel ve kamu) ödenmesi için oluşacak talebi eklemek gerekir.

    Dolayısıyla katmerli bir döviz talebi artışı ve döviz arzı azalışı ile karşı karşıya kalınır; ödemeler dengesi krizi senaryoları duymaya başlarsınız. Bu koşullar altında, görevden alınan Başkanın yaptığı açıklamaları ne kadar doğru olurlarsa olsunlar tekrarlamak bir işe yaramaz. “Enflasyonla mücadele temel önceliğimizdir” veya “enflasyon hedefini ciddiye alacağız” ya da “sürdürülebilir büyümenin ön koşulu fiyat istikrarıdır” denilmesinde bir zarar yoktur; ama asla yeterli olmaz.

    İnandırıcı bir kapsamlı program yürürlüğe konulacak olursa işiniz kolaylaşır. Ama böyle bir program yoksa ya da sadece “yapacağız, edeceğiz” düzeyinde varsa, bu durumda kötü gidişatı hiç olmazsa bir süreliğine durdurmak ve “yapacağız, edeceğiz” düzeyinden “şu kararları yürürlüğe koyduk” düzeyine çıkılana kadar ülkeye süre kazandırmak için çarpıcı birkaç adım atmak gerekir.

    Ne gibi? Hemen yapılabilecek iki şey var: Bir: Para politikası hakkında sadece TCMB Başkanı konuşmalı; unvanı ne olursa olsun yürütmeden başka bir kimse konuşmamalı. Hele danışmanlar hiç konuşmamalı. İki: TCMB Başkanı’nın görevden alınmasını kolaylaştıran mevzuat ortadan kaldırılmalı, Mayıs 2001 değiştirilen kanunda ne yazılıysa ona dönülmeli. Bu adımlar işe yarar mı? Bilmek zor. Öyle ya bugün alınan karar yarın kolaylıkla geri alınabiliyorsa, bu adımlar da işe yaramayabilir. Ama denemek gerekir.

     

     

    Bu köşe yazısı 30.03.2021 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır