Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    “Gerekene” göre ne durumdayız?

    Fatih Özatay, Dr.07 Ekim 2020 - Okunma Sayısı: 754

    Daha önce hem bu köşede defalarca yer alan hem de son iki ay içinde Karar ve Cumhuriyet gazetelerine verdiğim mülakatlarda belirttiğim “gerekli” ekonomik programa ne kadar uzakta olduğumuz ile ilgiliyim bugün. Daha fazla okumak istemeyenler için sonuç şu: “Bazı adımlar atılmakla beraber gerekenin oldukça uzağındayız”. Vaktiyle önerdiğim programı madde madde belirterek ve her madde için neler yapıldığını/yapılmadığını vurgulayarak devam ediyorum.

    1) “Enflasyonla mücadelede samimi olunduğu gösterilmeli. Faiz artırmaktan kaçınıldığı izlenimi ortadan kaldırılmalı. TCMB, karmaşık mekanizmalar yerine tek bir faizden piyasayı fonlamalı.”: “Sözde” politika faizi artırıldı ama “gerçek” politika faizi, “sözde” olanından 1 puan daha yüksek. Yine farklı faizlerden piyasa fonlanıyor; bu da her an alınan kararın gevşetilebileceği izlenimini veriyor. İyi değil.

    2) “Kamu bankalarından hızlı kredi artışına gidilmesi uygulamasından vazgeçmeli. Özel bankaları da kredi artışına gitmeye zorlamamalı. Piyasa dengelerini bozan ve finans sisteminin sağlığı açısından iyi olmayan “aktif rasyosu” denilen uygulamaya son vermeli”: Şu sıralar kredi artış oranı düştü ama hala yüksek düzeyde. Ayrıca, aktif rasyosu uygulaması yakın zamanlarda bir miktar gevşetildi. Yeterli değil; bu uygulamalardan tümüyle vazgeçmek gerekiyor.

    3) “Faiz harcamaları dışındaki harcamalarımızı bütçe gelirlerinin altına indirmemiz gerekiyor. Hazine’nin borcunun yarısı döviz cinsinden. Özellikle kendi vatandaşlarımızdan bu tür borçlanmaya son vermeliyiz”: Bir gelişme yok.

    4) “Döviz rezervlerini eriten kura müdahale politikası terk edilmeli”: Konuyu yakından izleyenlerce daha az müdahale edildiği ama edildiği söyleniyor.

    5) “Rezervi yükseltecek ve azımsanmayacak bir dönem için döviz temin edilmesini sağlayacak uluslararası anlaşmalar için görüşmelere başlandığı duyurulmalı”: Yapılmayacağı (özellikle IMF ile) defalarca vurgulandı.

    6) “TCMB ve BDDK bağımsız olmalı. Kamu bankalarının sermayeleri güçlendirilmeli. Tüm bankalarda artacak geri dönmeyen kredi probleminin çözümü için şimdiden kolları sıvamalı. Hazine, koşullu gelir ve borçlanma garantilerinden bütçeye gelebilecek yük hakkında şeff af olmalı”: Kamu bankalarına birkaç ay önce Hazine tahvilleri sermaye desteği olarak verildi. Bunların likit (piyasalarda işlem gören tahviller) olmaları gerekir. Diğer alanlarda bir gelişme yok.

    7) “Döviz geliri olmayan şirketlerin döviz cinsinden borçlanmaları engellenmeli”. Ocak 2018’de alınan ve birkaç ay sonra yürürlüğe giren bir kararla büyük ölçüde son verildi. Ancak bu uygulamanın genelleştirilmesi ve mevzuatın arkasından dolanma yollarının asgariye indirilmesi gerekiyor”: Bir ilerleme yok.

    8) “Birkaç acil reform: Öncelikle adil bir hukuk sistemi ve bağımsız bir yargı. Liyakata dayalı atama sistemi. Arazi rantı vergilendirilmeli. İhale kanunu değiştirilmeli. Daha nitelikli öğretmen ve öğretim üyesi yetiştirecek adımlar atılmalı”: Arazi rantı üzerine yenilerde bir kararname yayınlandı; yakından henüz incelemedim. Onun dışında bir gelişme yok.

     

    Bu köşe yazısı 06.10.2020 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır