TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Montrö Sözleşmesinin sıkça konuşulduğu bu günlerde, Avustralya’daki bir anımı dile getirmek istedim. 2008 yılında başkent Kanberra’daki ilk Parlamento binasındaki bir serginin açılışı yapılacaktı. Avustralya Başbakanlarının, ülkenin demokrasi tarihindeki yerini vurgulayan bu törene, dönemin Başbakanı Howard tarafından, Türkiye Büyükelçisi olarak davet edilmiştim. Bu vesile ile Montrö Sözleşmesi hakkında, Cumhuriyet tarihimizin belki de pek bilinmeyen bir hususuna şahit oldum.
Törende, bu parlamentoda görev yapan ilk Başbakan olan Stanley Melbourne Bruce’un, (1923-1929 yılları arasında Başbakan), teşhir edilen eşyaları arasında, yaşamı boyunca Mustafa Kemal Atatürk’ün imzalı bir fotoğrafının çalışma masasında, eşinin fotoğrafının yanında yer aldığı, keza imzalı altın bir sigara tabakasını, ölümüne kadar kullandığı açıklandı. Daha sonra büyük bir merak ile yaptığım araştırmalardan, bu dostluğun nedeni ve tarihimizdeki rolü hakkında bazı bilgilere ulaştım.
Nitekim Montrö Sözleşmesi Türkiye için ne kadar büyük bir diplomatik başarı ise, Avustralya eski Başbakanı Bruce’un, defalarca çıkmaza giren görüşmelerde, Türkiye lehine önemli müdahaleler de bulunduğu ortaya çıktı. Kaldı ki, Temmuz 1936’da Montrö Sözleşmesinin imzalanmasını takiben, Bruce’un, Atatürk ve Türkiye’ye olan dostluğundan dolayı, İngiltere Kralı 8. Edward’ı, Atatürk’ün davetini kabul ederek, Eylül 1936 da ülkemizi ziyaret etmesi konusunda ikna ettiği anlaşıldı. Avrupa’da yaklaşan savaşın adımlarının hissedildiği bir dönemde, İngiltere’nin, hasımların Boğazlarda üstünlüğüne ilişkin endişelerinin bu ziyaret sayesinde giderildiğini öğrendim. Bunun somut örneği, Türkiye’nin tarafların büyük baskılarına rağmen, 2. Dünya Savaşında tarafsız kalması ve Montrö Sözleşmesinin, ne kadar hayati önem taşıdığının tüm taraflara göstermesi olmuştur.
İşte Atatürk, Montrö’deki uluslararası konferanstaki başarılı çalışmasını takdir ettiği Başbakan Bruce’a, memnuniyetinin ifadesi olarak, yukarıda söz konusu altın sigara tabakası ve gümüş çerçeve içinde imzalı bir fotoğrafını göndermiştir. Halen, söz konusu tarihi olayı anımsatan bu hediyeler, kısa bir açıklama ile müzede teşhir olunmaktadır.
Bu dostluk nasıl gelişti?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Başbakan Stanley Bruce, esasen Çanakkale savaşlarında hasım olarak karşı karşıya gelmişlerdi. Ancak, Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra, Başbakan Bruce, 1924 yılında, aynı zamanda İngiliz Devletler Topluluğu Genel Sekreteri sıfatı ile ve Atatürk’ün özel izniyle bir İngiliz savaş gemisinde Çanakkale’deki “Anzak” mezarlarını ziyaret etmiştir. Bu vesile ile Atatürk’ün savaştaki dehasına duyduğu hayranlığa ilaveten gösterdiği anlayışı unutmayan Bruce ile Mustafa Kemal arasında gelişen dostluğun bir ömür boyu devam ettiği ve Atatürk’ün 1915 yılında Çanakkale’de ölen Anzak askerlerinin annelerine hitaben bizzat kaleme aldığı mesaj ile daha da derinleştiği anlaşılıyor.
Başbakan Bruce’un Çanakkale ziyaretini takip eden yıllarda da, Atatürk’ün, Türkiye’nin komşuları ve Balkanlar ile ilişkilerinin hızla geliştirilmesi için harcadığı çabaları takdir ettiği ve desteklediği biliniyor. Bu bağlamda, Yunanistan ve Balkan ülkeleri dostluk anlaşmaları imzalanmasının, ülkemizin 1932 yılında Milletler Cemiyetine kabulünde önemli bir aşamayı oluşturduğu anlaşılmaktadır. İşte o dönemde, İngiltere’de de büyük bir saygınlığı olan Stanley Bruce’un, Avustralya temsilcisi ve Milletler Cemiyeti Konsey başkanı olarak 1936 yılında Cenevre’de görev yapmakta olduğunu görmekteyiz. Bu kez Atatürk, Bruce ile temasa geçerek, o dönemdeki uluslararası gelişmeler ışığında, askerden arındırılmış bölge statüsündeki Boğazların ve Türkiye’nin yetkilerini kısıtlayan Lozan Antlaşmasının ilgili hükümlerini değiştirmek istediğini bildirmiş ve bunu taraf ülkelere duyurulacağından haberdar etmiştir. Ayrıca, bu değişimi barışçı yollarla gerçekleştirmek istediğini ve bu bağlamda Stanley Bruce’un toplanacak uluslararası konferansın başkanı olmasını arzu ettiğini kaydetmiştir.
Yapılan hazırlıkları takiben, 1936 yılında Montrö’de toplanan uluslararası konferans, büyük bir diplomatik başarıyla Türkiye’nin istediği biçimde sonuçlanmıştır. Artık Çanakkale ve İstanbul Boğazları üzerindeki egemenlik ülkemize geçmiş, bu çerçevede Boğazlar Komisyonu lağvedilmiş, her iki boğazdan geçişler, barış zamanında ticaret gemileri için serbest olmuş, askeri gemiler üzerinde Türkiye’nin talepleri doğrultusunda kısıtlamalar getirilmiştir.
Bu örneğin, başarı ile yürütülen diplomasinin karmaşık uluslararası ilişkilerde, ülke çıkarlarının korunmasındaki rolü ve önemine işaret ettiğini düşünüyorum.
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
16/11/2024