TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Geçen yıl dış politikanın odağındaki konu Suriye idi. Muhtemelen bu yıl da çeşitli yönleriyle gündemin ön sıralarında yer alacak. Üstelik, artan zaman baskısıyla sorunlar üst üste yığılırken, bir yandan da taraflar ve konular daha da keskinleşecek.
Bu çerçevede Türkiye’nin, birbiriyle ilişkili, farklı kompartımanlara bölünmüş dört soruna dair fikrinin ve yol haritasının olması gerekir. İlk olarak, bu günlerde gündemden düşmüş gibi görünse de İdlib hali hazırda patlamaya hazır bir durumda. Neredeyse dört milyon sivilin geleceği, “yabancı terörist savaşçıların” kimin tarafından, nasıl tasfiye edileceği, kaybedenler kulübünün yerel silahlı gruplarının istikbali 2019’a devredilmiş durumda.
İkinci sorun, PKK/PYD’nin, Suriye’deki durumu. Trump’ın, askerlerin Suriye’den hızla çekileceğini ilan etmesiyle yaşanan şok, etkisini kaybettikçe, mevzu “farklı mecralara” kaymaya başlamış görünüyor. Bir yandan Avrupa kamuoyu, bir yandan da ABD’li bazı siyasi ve askeri yetkililer hem askerlerin çekilmesinde ayak sürürken hem de “yeni ve parlak” fikirler üretmeye başlamış görünüyorlar. Bu bağlamda PKK/PYD’ye verilen silahların geri alınmayarak örgütün askeri gücünü koruması buna bağlı yeni siyasi mimaride söz sahibi olmasına çalışılıyor.
Bu çerçevede sorun, Türkiye’nin PKK/PYD’ye karşı askeri harekât yapmaması. Çözüm için gündeme gelen öneriler de oldukça zengin. Türkiye-Suriye sınırı boyunca tampon bölgelerin oluşturulmasından PKK/PYD için güvenli ceplerin inşasına, TSK’nın DAEŞ ile mücadele için güneye inişinde sorun çıkmaması için derinlikte emniyetin sağlaması amacıyla güvenli koridorların açılmasına kadar çok sayıda fikir önümüzdeki yılın gündemini oluşturmaya aday görünüyor. Başka bir ifadeyle, PKK ile Türkiye arasında “zımni ateşkes” fikri, askeri nedenlerle “cilalanıp” piyasaya sürülecek ve örgüte dolaylı koruma yolları aranacak gibi görünüyor.
Gelecek yılın diğer gündem oluşturacak konusu, Trump’ın dile getirdiği, beklenti yarattığı, Türkiye’nin Suriye’de DAEŞ’le fiili mücadelesi olacaktır. Böyle bir mücadele, siyasi direktifle ete kemiğe büründürülür ve askeri güç kullanmaya karar verilirse, 2019 en önemli gündem maddesi olmaya aday görünüyor. Hatta mücadelenin karakteri, coğrafi genişlik ve derinliği, maliyeti, diplomatik karmaşıklığıyla sadece 2019’un değil, çok daha ötesine uzanan bir gündem konusu olma potansiyeline sahip görünüyor.
Son konu ise, her şeye rağmen Suriye’de siyasi süreç ilerleme kaydederse, Türkiye’nin desteklediği ve eğittiği silahlı grupların tasfiye edilmesi ya da dönüştürülmesi için öngörülen siyasi mimarinin ne olacağıdır. Suriye geçen yıl gibi bu yılda farklı karakter, çok sayıda oyuncu ve sürekli değişen ortamıyla yine bizi yormaya aday görünüyor. Tüm bu muğlaklık ve sıkıntıya rağmen, yeni yılın, herkese sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum.
Bu köşe yazısı 01.01.2019 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024