TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
ABD Genelkurmay Başkanı General Danford birkaç gün önce verdiği bir mülakatta, ülkesinin Fırat’ın doğusundaki hedefleri sıraladı. DAEŞ’i yenmek, istikrar ve ABD dış politikasının uygulanmasına yardımcı olmak. Kastettiği “dış politik hedeflerin” ne olduğu muğlak bir ifade olarak kaldı. Ancak, bugüne kadar yapılan resmi açıklamalarla birlikte ele alındığında, bu hedefin, İran’ın Suriye’den çıkartılması ve yalnızlaştırılması olduğu artık bir sır değil.
Aynı mülakatta Danford, söz konusu politik amaçların gerçekleştirilebilmesi için ülkesinin Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olarak tanımlanan PKK/PYD’den 35 ila 40 bin kişiyi eğitip, donatacaklarını belirtti. Bugüne kadar 8 bin kişinin eğitilip donatıldığını da ekledi.
Generale göre, bu eğitimli/silahlı grup sayesinde hem DAEŞ’in geri dönüşü engellenecek hem de Fırat’ın doğusuna istikrar gelecek. Bu sayede İran’ın, Irak üzerinden Suriye ile bağı kesilmiş olacak.
Generalin açıklamaları sadece silahlı bir grup oluşturulmasını içeriyor gibi görünse de aslında bu Fırat’ın doğusunda inşa edilecek siyasi mimarinin sadece bir parçası. Bölgeye ve Suriye’ye dair muhtemel gelişmeleri öngörebilmenin yolu, generalin de sık sık başvurduğu kitabın ilgili bölümüne yakından bakmaktan geçiyor. (İlgilisine: The U.S. Army-Marine Corps Counterinsurgency Field Manual, 2007)
Suriye örneğinde olduğu gibi, eğer bir meşru otorite, iç savaş/ayaklanma, vb. nedenlerden dolayı ülkenin tamamında ya da bir bölgesinde egemenliği/kontrolü kaybetmişse, yeni bir yönetim inşasında izlenecek yol ve yapılacak ilk iş, politik niyetleri taşıyacak bir oluşumun ilanıdır. Ardından, bölgede yeni kuralları/yasaları uygulayacak, güvenliği tesis edecek, “silahlı” bir grup kurulması gerekmektedir. İç içe geçmiş bu süreçlerin nihai amacı, Fırat’ın doğusunda olduğu gibi, halkın gözünde yeni yönetimin meşruiyetini tahkim etmek ve politik bir düzen/hükümet kurmaktır.
Nitekim ABD ordusu, Washington’un siyasi direktifleri çerçevesinde Fırat’ın doğusunda bir yandan yeni siyasal düzen kurarken, bir yandan da eski otoritenin geri gelmesini engelleyecek, güvenliği tesis edecek silahlı unsurları eğitip, donatmaktadır.
Yine bölgedeki yönetimin meşruiyetini tahkim edecek faaliyetlere ağırlık vermiş durumda. Halkın “temel ihtiyaçlarını”, güvenlik, elektrik, su, sağlık ve eğitim gibi alanlara bütçe ayırmakta, organizasyon kurmakta. Halkın zihninde yeni düzenin meşruiyetini inşa etmekte. Nitekim Suudi Arabistan’ın, Fırat’ın doğusunda kullanılmak üzere 300 milyon dolar vermesi, Fransa’nın ülkesinin vatandaşı olup DAEŞ saflarında savaşırken PKK/PYD tarafında ele geçirilen “yabancı terörist savaşçıların” bu yapı tarafından yargılanabileceğini ifade etmesi, gelişmelerin yönünü anlamamızı kolaylaştıran hususlar.
Fırat’ın doğusunda çekirdeği oluşan, adı henüz konmamış bir “devletimsi” yapı her geçen gün gelişiyor. Bu yapı, serpildikçe sadece Suriye’de istikrarın takvimini ve olası siyasi modeli belirlenmekle kalmayacak, aynı zaman da tüm bölgeyi, ilişkileri ve dengeleri de derinden etkileyecektir.
Bu köşe yazısı 14.12.2018 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024