TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Hayatta herşey isteğe bağlı olarak olmaz. Bazen atılan adımların bir dizi "istenmeyen sonucu" da olabilir. Bize öyle geliyor ki, son dönemde AKP'nin seçim kampanyası giderek daha fazla "Cumhuriyetçi"leşiyor. Cumhuriyetçileşiyor derken, esasen, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki iktidar partisini, Cumhuriyetçi Parti'yi kastediyoruz. Meramımızı anlatmak için önce bir Cumhuriyetçilikle ne anlatmak istediğimizi vurgulayalım. Sonra da AKP'nin seçim kampanyasının, belki de istemsiz bir biçimde, giderek Cumhuriyetçileşmesini izah edelim.
Cumhuriyetçiler 1980 yılından başlayarak, Amerikan siyasetindeki ağırlıklarını, "ideolojik" bir seçim kampanyası platformu ile sürekli arttırdılar. Konu, ahlaki çöküntü, aile değerlerinin aşınması, kürtajın yasaklanması ve okullarda yaratılışın okutulmasıydı. Köktenci Protestanlar siyasete ağırlıklarını Cumhuriyetçi Parti ile koydular. Evanjelistlerin siyasi yükselişi, siyasetin ideolojikleşmesi ile eşanlı oldu. Hatırlayın o yılları lütfen.
Reagan, 1980 yılında "Ahlaki Çoğunluk" (moral majority) platformuna dayanarak iktidara gelmedi mi? 1988'e kadar orada bu sayede kalmadı mı? I.Bush aynı platformla göreve devam etmedi mi? II.Bush, Clinton dönemi "ahlaki çöküntüsü"nü öne sürerek aynı kampanya platformunu yeniden canlandırmadı mı? Bir tek arada Başkan Clinton dönemi var farklı olan. O zamanki temel seçim kampanyasını hatırlayan var mı? Cumhuriyetçilerin ideolojik kampanya platformuna karşı, demokratlar ekonomideki yıkıntıyı hatırlatan bir sloganı ön plana çıkarttılar. "Mesele iktisadi, salak" (It's the economy, stupid) sloganı işe yaradı. Cumhuriyetçilerin ideolojik seçim kampanyası geriletilebildi.
Şimdilerde, Türkiye'deki kampanya platformlarına bir bakın, Allah aşkına. Sade suya tirit tartışma konuları arasında ideolojik konular giderek daha fazla ağırlık kazanmıyor mu? Bize kazanıyormuş gibi geliyor. Herkes elbirliğiyle, AKP'nin etrafında bir "Ahlaki Çoğunluk" koalisyonu kurmaya çalışmaya özen gösteriyor gibi geliyor bize. Üstelik AKP de durumdan son derece memnun gözüküyor.
Peki, bunun bir mantığı var mı? Bize kalırsa yok. Anketler de öyle gösteriyor. Mesela bakın ABD Cumhuriyetçi Partisi ile ilişkili bir kurumun, Uluslararası Cumhuriyetçi Enstitüsü (International Republican Institute)'nün Haziran 2007'de, Türkiye'de, yaptırdığı bir anketin sonuçlarına. Sonuçlar http://www.iri.org/europe/turkey/pdfs/2007-06-28-Turkey.ppt adresinde. Türkiye'de seçmenler açısından 22 Temmuz, ideolojik kararların önem taşıdığı bir seçim değil esasen. Seçmenlerin yarıya yakını iktisadi meselelerle ilgili olarak oyunu kullanacaktır. İdeolojik meselelerin seçmen kararlarındaki önemi düşük görünmektedir.
Hal böyleyse, muhalefet, neden ekonomik konular yerine ideolojik meseleleri öne çıkarmaya çalışmaktadır? Neden AKP'yi cumhuriyetçi, yani, ideolojik bir seçim kampanyası platformuna itmektedir? Ekonomideki AKP performansının çok iyi olduğunu mu düşünmektedir? O vakit, muhalefet cephesinde iktisatçı eksikliği bulunmakta demektir. Anlamak zordur. Ortada bir problem vardır. Devam edeceğiz.
Bu köşe yazısı 10.07.2007 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024