TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçenlerde Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nın 2014 yılı sonuçlarını yayımladı. TÜİK bu anketin sonuçlarını 2003 yılından beri yayımlıyor. 2014 yılı sonuçlarına göre, hayatından memnun olanların oranı yüzde 56,3 civarında. Gelecekten umutlu olanların oranı ise bundan yaklaşık 20 puan daha yüksekte. Sonuçta hem mutluyuz hem de gelecekten umutluyuz. Böyle baktığınızda anketten çıkan ilginç bir sonuç yok. Zaten gazetelerde de, “en çok evliler ve de kadınlar mutlu” başlıklı birkaç sade suya tirit haber okudum ben. Hâlbuki aynı anket sonuçlarına yıllar itibariyle bakarsanız, ortaya üzerinde konuşabileceğimiz ilginç bir desen çıkıyor. Bugün size orada gördüğümü anlatmak istiyorum.
Ama önce, bu tür “yaşamınızdan memnun musunuz?” türü sorular içeren anketler konusunda bir iki söz edeyim, müsaadenizle. İki tür eğilim oluyor bu tür sorulara cevap verirken. İlkini geçenlerde Erzurum için yapılmış bir ankette yine gördüm. Geçmiş 1 yılda millet kahir ekseriyetle “işler pek kötü gitti” diyordu. Ama hemen bir sonraki soruda yine aynı kahir ekseriyetle, “önümüzdeki 1 yıl çok iyi olacak” diye cevap veriyordu. Bizim memlekette bu tür geleceğe yönelik sorularda bir nevi “iyi diyelim, iyi olsun” tınısı mutlaka oluyor. Ne yapalım, biz böyle yetiştik işte.
Yine bu TÜİK anketinde olduğu gibi, “hayatınızdan memnun musunuz?” diye sorulduğunda, bir tür “Elhamdülillah” refleksi mutlaka oluyor. O nedenle cevaplara bakarken azıcık dikkat etmekte fayda var. Yüzde 50’lerin altına hiç düşmeyen “mutlu” insan oranına bakarken özellikle bu konuyu akılda tutun derim ben. Ama aynı anketin aynı sorusuna yıllar itibariyle verilen cevapları arka arkaya dizerseniz, ortaya daha ilginç bir desen çıkıyor, bana sorarsanız. Yandaki grafik işte tam da o deseni gösteriyor.
“Mutlu musunuz?” sorusuna verilen cevapları yıllar itibariyle gösteren bu grafik bize üç konuda bilgi veriyor. Birincisi, 2011 yılından beri Türkiye’de hayatında memnun olanların oranı sistematik bir biçimde azalıyor. Evet, “mutlu” olanların oranı hiç yüzde 50’nin altına düşmüyor ama son yıllarda ortada bir iniş trendi var gibi duruyor. İkincisi, TÜİK’in 2014 yılı Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nda katılımcıların yüzde 56,3’ü “mutlu” olduklarını beyan etmişler. Bu oran, bugüne kadar endeksin aldığı üçüncü en düşük değer. Bundan önce 2008 ve 2009 yıllarında en düşük değerleri almış. Peki, 2008 ve 2009 yılları hangi yıllar? Türkiye ekonomisinde yıllık büyüme oranının sırasıyla binde 7 ve negatif yüzde 4,8 olduğu yıllar. 2008 küresel krizinin Türkiye’de büyüme oranını sıkı vurduğu yıllar. Endeks bundan önceki en düşük değerleri büyüme oranının azaldığı yıllarda almış. Şimdi büyüme oranının yeniden sıkıntılı olduğu bir noktadayız ve doğrusu ya görünüyor. Bu da üçüncü nokta.
Türkiye ekonomisi 2012 yılından beri yavaş büyüyor. 2015 ve hatta 2016 yılında da normal şartlar altında bu yavaş büyüme eğilimin devam etmesini, Türkiye ekonomisinin uzun dönem ortalamasının altında bir hızla büyümesini beklemek gerekiyor. Buna karşılık, ciddi bir ekonomik reform programı olmadan, büyüme hızının artmasını ve Türkiye’nin diğer ülkelerden pozitif bir biçimde ayrışmasını da beklememek gerekiyor. Avrupa ekonomisindeki kötü gelişmeler, Yunan seçimlerinin getirdiği ek belirsizlik, Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artırım kararını geciktirmesine yol açsa bile, portföylerde Amerikan Doları cinsinden varlıkların oranının artacağı dönülmez bir sürecin içindeyiz. Etkilerini hissedeceğiz. Hazır mıyız? Hayır.
Yandaki grafiğe başka ne ekleyebilirsiniz?
Mesela bu yıl seçim yılı. Seçim yılı olunca insan, gayri ihtiyari, yaşam memnuniyetindeki hareket ile iktidar partisinin oy oranlarındaki hareket arasında bir benzerlik olup olmadığını merak ediyor. Ben baktım. Var. Alın şimdi grafiği ve sola bir de seçim sonuçları ekseni ekleyin. Bir de siz bakın isterseniz. İnsanların mutluluğu arttıkça, iktidar partisinin oy oranı da artıyor. Ya da tam tersi oluyor. Ekonomik büyümedeki kötüleşme etkisini mutlaka gösteriyor.
Mutlu olduğunu belirten bireylerin oranı ve milli gelir artışı, %, 2003-2014
Kaynak: TÜİK
Bu köşe yazısı 19.02.2015 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024