TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Genel seçimler nedeniyle Türk kamuoyu iç politikaya odaklanmış durumda. Oysa Türkiye’yi de yakından ilgilendiren önemli bölgesel gelişmeler söz konusu. Irak ve Suriye merkezli siyaset ve güvenlik konularından söz ediyoruz. Esad’ın pozisyonu gittikçe değişirken, DAİŞ’le mücadele çerçevesinde bölge her geçen gün silah deposu haline geliyor. En dikkat çekici olan ise, ABD’nin DAİŞ’e karşı askeri müdahale seviyesini yükseltme kararı almış olması.
Büyük lokma ye...
Obama, iktidara geldiğinde Afganistan ve Irak’ta savaşlara son veren lider olarak tarihe geçmeyi hedeflemişti. Önce Irak’ı boşalttı. Ardından da Afganistan’dan çekildi. “Büyük lokma ye, büyük konuşma” ilkesini göz ardı etmiş olmalı ki çarşamba günü Kongre’ye “coğrafi sınırları belirsiz” askeri harekât izni için başvuruda bulundu.
Başvuru, üç yıl için, sayısal bir sınırlama getirmeksizin askeri gücün DAİŞ’e karşı kullanımını kapsıyor. Söz konusu askeri gücün, konvansiyonel kara birliklerinden değil, “özel kuvvetlerden” oluşacağı ifade ediliyor. Süre açısından ise yeni seçilecek başkanın ilk yılını da ipotek altına alacağı anlaşılıyor. Başka bir ifadeyle, başlangıcı belli ama sonu belli olmayan, uzun soluklu bir savaş olacak.
Savaşın niteliği
İçerideki tartışmalar bir yana, asker gönderme talebinin ardında yatan gerekçeler dikkat çekici. Girişim, özellikle Irak ve Suriye’de meydana gelen gelişmeleri, DAİŞ sorunun geldiği aşamayı ve ABD’nin risk algısını göstermesi açısında önemli.
ABD, son altı ayda, DAİŞ hedeflerine yönelik 1900 hava saldırısı gerçekleştirdi. Yine aynı süreçte Irak ordusunu ve Kürtleri eğitmek için üç bin askerini bölgeye gönderdi. İstihbarat faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Anlaşılan o ki işler planladığı gibi gitmiyor.
Bu nedenle özel kuvvetler farklı görevler için bölgeye intikal ettirilecek. Özellikle, harekât alanında askeri danışman olarak çalışacaklar. Özel kuvvetler harekâtı yapacaklar ve müşterek hava harekâtının koordinasyonunu sağlayacaklar. Ürdünlü pilotun yaşadığı trajedinin benzerlerinin önüne geçmek için de “Muharebe Arama Kurtarma” faaliyetlerini yürütecek birlikler gidecek.
Tehdidi uzak tutmak
Hafta başında Senato’da yapılan oturumda ABD istihbaratı, bütün dünyadan 20 bin yabancı terörist savaşçının Suriye ve Irak’ta DAİŞ saflarında savaştığını açıkladı. Bu sayının 3400’ünün Batılı ülkelerden, 150’sinin ABD’den geldiği ifade ediliyor. Anlaşılan devam eden hava operasyonları DAİŞ’i zayıflatmak yerine terörist adayları açısından cazibesini artırmış görünüyor.
Obama, DAİŞ’le savaşı, ülkesinden çok uzak coğrafyalarda kabul etmenin ülke içinde mücadeleden daha akıllıca olduğunu düşünüyor. Bunun için yerel unsurların askeri kapasitesini artırmanın yollarını arıyor. Ancak, Irak merkezi hükümetinin sağladığı kaynaklar, güvenlik birimlerinin liderlik yapısını tehdit eden, etnik, mezhepsel anlayış, güvenlik kültürü önündeki en büyük engeller.
Obama’nın yeni uzun savaşı, ağırlıklı olarak Türkiye’nin arka bahçesinde vuku bulacak. Jeopolitik, uzun siyasi sınırlar, savaşın karakteri, ittifak ilişkileri ve beklentiler bu savaşın her aşamasında Türkiye’yi akla getirecek. Elbette sadece ABD’nin değil, aynı zamanda DAİŞ’in de.
Bu köşe yazısı 13.02.2015 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024