TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Geçenlerde gıda üreticisi İsviçreli Nestle’nin 2 yıllık tahvilinin piyasa faizi negatife döndü. Nestle’nin piyasa faiz oranı binde eksi 2’leri gördü. Reel olarak negatif değil, nominal olarak negatif. Avrupa’da piyasa faiz oranı 2 yıllık tahvillerde negatifte dolaşan 9 ülke var. Avrupa Merkez Bankası (ECB) geçen Ekim’den beri fazla rezervini ECB’ye mevduat olarak yatırmak isteyen bankalara binde eksi 2 faiz ödüyor. Danimarka, İsviçre zaten hep negatif faiz ödeyen ülkeler arasında. Olmaz denilen işler oluyor. Faiz nasıl oluyor da sıfırın altına düşebiliyor? Negatif faiz oranından nasıl oluyor da işlem oluyor?
İktisatçılar eskiden beri faiz söz konusu olduğunda ortada bir “sıfır faiz sınırı” olduğundan söz ederlerdi. Faiz oranı negatif olamazdı. Neden? Faiz oranı negatif olursa, faiz getiren bir finansal enstrüman tutmak yerine, nakde dönüp bildiğiniz kağıt parayı evde tutmak daha karlı olacağı için faiz oranı sıfırın altına inmez diye düşünülürdü. Ama bakın şimdilerde faiz oranı negatifte dolanabiliyor. Nasıl oluyor da oluyor? Zenginin malı züğürdün çenesini yorar misali, söz konusu olan çok para ise, kimse evde, ayakkabı kutusunda nakit para tutmak istemediği için, faiz oranı pekâlâ negatif olabiliyor. Ortada belirgin bir bozukluk görünmüyor. Gelin bir anlatayım.
Bugünlerde Avrupa’da bir garip işler oluyor. Avrupa’da faiz oranı yerlerde sürünüyor. Ama şirketlere açılan kredilerin milli gelir içindeki payı düşüyor. Almanya’da faiz oranı binde 5’in altında bir yerlerde dolanıyor. 2010 yılından beri şirketlere açılan kredilerin milli gelir içindeki payı düzenli olarak düşüyor. 2010 yılında şirket kredilerinin milli gelir içindeki payı yüzde 104 civarındaymış, 2013 yılında bu oran yüzde 93’lere doğru gerilemiş. Ne olmuş? Almanya’da faiz oranı düştükçe, kredi miktarı artmamış, azalmış. Gelin, aynı dönemde Türkiye’ye bakın. Türkiye’de faiz oranı yüzde 10’larda dolanıyor. Almanya’da binde 5, Türkiye’de yüzde 10. Ama aynı dönemde, Türkiye’de şirketlere açılan kredilerin milli gelir içindeki payı yüzde 48’lerden, yüzde 70’lere doğru yükselmiş. Ne olmuş? Türkiye’de faiz oranı yükselirken, kredi miktarı artmış.
Şimdi Miki Maus iktisatçıları için, bir “Hoppala paşam, Malkara Keşan” durumu var ortada. Bir tarafta faiz oranı düşerken kredi miktarı artıp, ekonomi canlanmıyor. Öte tarafta, faiz oranı yükselirken kredi miktarı artıp, ekonomi daha fazla canlılık belirtisi gösterebiliyor. Neden? İktisadi büyüme söz konusu olduğunda, çok boyutlu düşünmek gerekiyor. Faiz oranı gibi tek bir parametreye takılmamak gerekiyor. İşi ehline emanet edip fazla konuşmamakta fayda bulunuyor. Zamanında boşuna “emaneti ehline veriniz” dememişler.
Ne oluyor? Avrupa’da mevduat toplayan bankalar ellerindeki parayı yatıracak yer bulamıyorlar. Kimse şirketler kesiminin performansına tam olarak güvenmiyor. Bu nedenle, bankalar ellerinde biriken rezerv fazlasını götürüp merkez bankasına yatırıyorlar. Mevduat yapıyorlar. ECB işte bu döngüyü kırmak için geçen yıl, kendi topladığı mevduata negatif faiz vermeye başladı. Neden? “Bana değil, devlet tahvillerine gidin bari” demek için. O bile tam işlemedi. En son devlet tahvili alım programı başlatmak zorunda kaldı. Sonucunu göreceğiz.
Peki, Nestle tahvillerinin getiri oranının negatife dönmesi ne demek? Nestle’nin 2 yıllık kısa vade tahvillerinin üzerinde elbette bir pozitif faiz oranı var. Şirket topladığı kaynağa en sonunda pozitif nominal bir faiz ödeyecek. Ancak ikinci el piyasada Nestle tahvili o kadar çok talep edilmiş ki, tahvilin fiyatı yükselmiş. Fiyatı hızla yükselirken, iskonto oranı, piyasa faiz oranı, getiri oranı negatif olmuş. Sıfır nominal faiz alt limiti varsayımı ortadan kalkmış. O varsayımın temel nedenini bir daha hatırlayalım: Tasarrufunuzu bugünden yarına satın alma gücü olarak aktaracak finansal kontratların tümü negatif nominal faiz verirse, tasarrufunuzu yarına nakit para tutarak aktarabilirsiniz. Negatif nominal faiz demek, paramı yarına aktar diye birine fazladan ödeme yapmak demek. Onun yerine evinizde nakit para tutsanız, bugünkü satın alma gücünü yarına değeri azalmadan aktarabilirsiniz. Hele hele enflasyonun artmayacağına, deflasyon olacağına filan inanıyorsanız kesinlikle evde ayakkabı kutusunda para saklamak daha rantabl olabilir.
Ama ayakkabı kutusunda saklanacak para miktarı çoksa iş değişebilir. O vakit, insan bir nevi negatif nominal faize bile razı olabilir. Ancak buna rağmen ortada bir güvenlik açığı olmadığını düşünüyorsanız, evde ayakkabı kutusunda para saklamak yine de son derece mantıklı olabilir.
Ben söylemiş olayım.
Bu köşe yazısı 10.02.2015 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024