Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    SNB kararı Türkiye için iyi bir karar değildir

    Güven Sak, Dr.20 Ocak 2015 - Okunma Sayısı: 1866

    Geçen hafta finansal piyasalarda en çok İsviçre Ulusal Bankası (SNB) anıldı. Üstelik pek de iyi anılmadı. SNB, 15 Ocak’ta İsviçre Frangı’nı euro karşısında dalgalanmaya bıraktı. 2012 yılı başından beri, 1 İsviçre Frangı 1,2 euro ediyordu. 3 yıllık bağın koptuğu sürpriz bir biçimde ilan edilince, frank hızla değerlenmeye başladı. Frank, euro karşısında yüzde 30’lara, dolar karşısında ise yüzde 25’lere yakın bir oranda değerlendi. Ne oldu? Euro ve dolar değer kaybetti, İsviçre Frangı değer kazandı. Şimdi bu ne demektir? Kime yarar? İsviçre bundan kaybeder mi? Ben İsviçre Frangı’nın dalgalanmaya bırakılmasının, Patek Philippe saati olanlar için iyi, Türkiye içinse kötü olduğunu düşünüyorum. Gelin bakın neden?

    Kararın İsviçre ihracatına ve Patek Philippe saati olanlara etkilerine yazının sonunda değineceğim. Önce isterseniz ne olduğuna bir bakalım. Avrupa’nın kriz karşısındaki kararsızlığı, uzun bir süredir insanların altın alır gibi İsviçre Frangı almasına neden oluyordu. İsviçre’de euro arzı artıyor, İsviçre Frangı talebi ise yükseliyordu. Ama SNB, gelen euroları euro cinsinden varlıklara yatırıp, pariteyi 1,20’de tutuyordu. 2012 Haziran’ında yine Radikal’de tam da bu mealde, “Kararsız Avrupa İsviçre’yi imandan ediyor” diye bir yazı yazmıştım. Öyle ya, serbest piyasanın beşiğinde sermaye kontrolü tartışması yapılıyordu. İsviçre bir nevi euronun ana destekçisiydi. Hatta herkes SNB olmasa euro acaba ek olarak değer kaybeder mi diye merak ediyordu. Şimdi görmüş olduk. Kaybedermiş. Euroyu tutmak için bilançosunu üç kat büyüten SNB artık yeter dedi. Politik bir kararla euroyu destekliyordu, şimdi vazgeçti. Avrupa yapısal bir tedbir almak yerine, yeni bir QE dönemine hazırlanırmış gibi yapınca İsviçre kararını değiştirdi.

    Şimdi ne olur?

    Euro daha rahat değer kaybeder bana kalırsa. Bu euro cinsinden ihracat için kötü haber değildir. Ama euro cinsinden ithalat için kötü bir haberdir. Hele ihracatı euro, ithalatı dolar cinsinden olan Türkiye için çok kötü bir haberdir. Dış ticaret açığımızdaki artış, artık daha bir sistematik hale gelir herhalde. Zaten şahtık, böylece şahbaz olmuş olduk bana sorarsanız. SNB’nin İsviçre Frangı’nı dalgalanmaya bırakma kararı, Türkiye için iyi bir karar değildir bana sorarsanız.

    Ben ancak geçen Aralık ayındaki yolsuzluk soruşturmaları esnasında, Patek Philippe’in bir saat markası olduğunu ve İsviçre’de üretildiğini öğrenmiştim. Benim hatam. 50 yaşına geldim ve hala saat kullanmıyorum. SNB kararı İsviçre’yi nasıl etkiler konusuna Patek Philippe açısından yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum. Şöyle ki, İsviçre esas olarak yükte hafif, pahada ağır ürünleri üretiyor. Bu tür lüks tüketim ürünlerine olan talebin fiyat duyarlılığı öyle Türkiye’nin ürettiği yükte ağır, pahada hafif mallara olan talebin fiyat duyarlılığına benzemiyor. Paris School of Economics’ten Fontagne ve Hatte (2013)’nin çalışması İsviçre dâhil Avrupa’daki lüks tüketim ürünlerine olan talebin diğer mallarla kıyaslandığında uzaklık tanımadığını ve hedef ülke servetindeki artıştan daha olumlu bir biçimde etkilendiğini gösteriyor. Bu mallara olan talep öyle fiyat artışıyla filan sınırlandırılacak gibi değil.

    Şimdi bir düşünün. Mesela Patek Philippe saati satın alıp hediye edecek biri açısından fiyat, 700 bin lira değil de 1 milyon olsaydı bir şey değişir miydi? Sanmam. Çalışma da öyle diyor zaten. İsviçre Frangı değerlendiğinde ortaya çıkacak negatif ihracat etkisi, lira değerlense Türkiye’nin ihracatında ortaya çıkacak olan negatif etkiden çok daha az olur. Onlar çer çöp üretmiyor. Ayrıca meselenin bir de Patek Philippe sahipleri boyutu var. İsviçre Frangı değerlendiğinde, yeni Patek Philippe saat almanın maliyeti artarken, eski Patek Philippe saatlerinin de değeri yükseliveriyor. Geçen akşam, yabancı bir kanalda bir saat satıcısı öyle anlatıyordu. Bir nevi, tablo ya da hisse senedi almak gibi bir şeymiş bu Patek Philippe almak.

    İşte onun için diyorum ki SNB kararı euro için kötü haberdir. Euro için kötü olursa, Türkiye için de kötü olur. Euro değer kaybettikçe, Türkiye’nin dolar cinsinden dış ticaret açığı artar. Ama İsviçre için o kadar da kötü değildir. İsviçre’nin ihracat malları sepeti, Türkiye’ninkine benzemez. Frangın değerlenmesinden daha az etkilenir. Ama Patek Philippe ve diğer İsviçre markalı saat sahipleri için bu son derece iyi bir haberdir. Aldıkları saatin ikinci el değeri, kur etkisiyle biraz daha artmıştır. Hem lira hem de dolar cinsinden üstelik. Geçmişte İsviçre saati cinsinden hediye almış olanlar bile kâra geçmiş oldular. Ne diyeyim? Doğru karar karşısında susayım.

    Peki, bu işten Türkiye dışında hiç mi zarar gören yoktur? Vardır elbette. Bu işten asıl yananlar döviz spekülatörleridir. Son zamanlarda, perakende döviz spekülasyonu yapmaya çalışanlar SNB’ye en çok kızanlardır. Ama onların yanmasında pek bir sakınca yok herhalde. Ayrıca artan döviz volatilitesi yeni kâr fırsatları yaratmaya da adaydır. İyidir. Bu bir. İkincisi, Macaristan’da bankalardan İsviçre Frangı cinsinden ev kredisi alıp ev alanlar için bu karar iyi olmamıştır. Ama orada Macar hükümeti zaten kur farklarını kendisi üstlenmeye karar vermişti. Dolayısıyla zarar Macar bütçesinedir. Üçüncüsü, Polonya’daki İsviçre Frangı dövizzedeleridir. Bakın Polonya hükümeti kur farklarını da üstlenmemektedir. İşte Polonyalı yeni ev sahipleri tam yanmıştır. Nedir? Türkiye bu işin tek kaybedeni değildir.

    Artan döviz kuru volatilitesi büyüme açısından ne anlama gelir? Bir ara onu da konuşalım.

     

    Bu köşe yazısı 20.01.2015 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır