Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Avrupa Birliği’nin istihbarat örgütü kurma arayışı

    Nihat Ali Özcan, Dr.13 Ocak 2015 - Okunma Sayısı: 1345

    Paris’i vuran terör, güvenlikle ilgili tartışmaları tetikledi. AB üyelerinin yanı sıra diğer ülkeler de savunma refleksiyle “başarısız” görünen istihbarat sorununa el atacaklar gibi görünüyor.  
    İstihbaratın amacı, siyasi karar alıcıları sürprizlerden korumak ve en uygun stratejiyi belirlemek için analiz sağlamaktır. Ancak Paris’te bazı şeylerin yanlış ve eksik gittiği anlaşılıyor.    
    Nitekim İtalya Başbakanı Matteo Renzi, yaptığı açıklamada, “Ortak para birimimiz var, ortak güvenlik ve istihbarat sistemimiz de olmalı” derken AB çapında bir soruna dikkat çekmek istiyordu.   
    AB’nin zayıf noktaları
    AB’nin en zayıf noktasının “ortak dış politika ve savunma” olduğu bilinen bir gerçek. Bu ikilinin oluşturulmasında istihbaratın hayati bir rolü var. Hele küresel terörün “AB vatandaşı militanları” olduğu, yerel terörün de “küreselleşen militanlarının” Avrupa’da yerleşik olduğu göz önüne alındığında... Üstelik fiziki sınırların güvenliği sağlamaya yetmediği küreselleşen bir dünyadan söz ediyoruz.
    Anlaşılan AB, ortak bir istihbarat organizasyonu kurmayı ve veri paylaşım sistemi inşasını gittikçe daha fazla tartışacak. Fakat sorunun üstesinden gelmek hiç de kolay olmayacak gibi görünüyor.  
    İstihbarat kültürü
    Terör ve teröristle başarılı mücadelede istihbaratın rolünün yüzde elli olduğu söylenir. Buna rağmen üye ülkeler ortak istihbarat toplama, üretme fikrine kolaylıkla razı olamayabilirler.
    Öncelikle üye ülkelerin “istihbarat kültürlerini” değiştirmeye, ortak bir AB istihbarat kültürü oluşturmaya hazır olmaları gerekmektedir. Bu noktada en önemli engelin “psikolojik bariyerler” olduğu ise açık. İngiltere ve Fransa kendilerini tarihsel olarak küresel oyuncu ve özel bir konumda görmekteler. Birliğin zayıf üyeleri karşısında sıradanlaşan yeni konumlarına razı olmaları kolay olmayabilir.
    Öte yandan, her ülkenin istihbaratçı, siyasi karar alıcı ilişkisi, istihbarat örgütlerinin yetki ve sorumluluk alanlarının paylaştırılmış olması işi zorlaştıran bir diğer unsur. Başka bir ifadeyle kompartımanlara bölünmüş istihbarat dünyası, ülkelerin içinde koordinasyon ve veri paylaşımında sorun yaşarken 28 ülkenin ortak veri havuzu oluşturması, buna gerekli ilgiyi göstermesi, ciddi bir siyasi ve bürokratik sorun olarak görülebilir.  
    Güven sorunu
    İstihbarat dünyasının en önemli sorunu devletler arası “güven”dir. Ülkeler, siyasi alanda müttefik ve dost olsalar da, bu durum onları “dost” istihbarat örgütlerinin hedefi olmaktan çıkarmaz. Üye ülkelerin bile birbirlerini istihbarat örgütleri aracılığıyla izledikleri herkesin bildiği bir uygulama. Örneğin, terörizm konusunda ortak kaygıları taşısalar da ekonomik mücadelede, pazar kapma yarışında rakip olabilirler.
    Yine her ülke, kendi istihbarat kapasitesinin, yöntemlerinin, personel ve ilişkilerinin diğer üye ülkelerce keşfedilmesinden mutlu olmayabilir. İngiliz istihbaratının ABD istihbaratıyla çok özel ilişkisi, Fransa’nın hoşuna giden bir durum değildir. Üye ülke liderleri bu yönlü karar alsalar da istihbarat dünyasında “güvensizlik” uzun yıllar devam edebilir.
    Terörizmin değişen özellikleri, yükselen yabancı düşmanlığı, Kuzey Afrika’dan Afganistan’a olup bitenlere bakınca AB’nin uzun yıllar bu sorunla yaşamak zorunda olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik demokrasinin terör karşısındaki kırılganlığı da işi zorlaştırmaktadır. AB üyeleri zorlansalar da ortak bir istihbarat organı oluşturmak zorundalar aksi takdirde teröre daha fazla kurban verebilirler.

     

    Bu köşe yazısı 13.01.2015 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır