Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Geçen yılın iki mirası üzerine

    Nihat Ali Özcan, Dr.03 Ocak 2015 - Okunma Sayısı: 1147

    Türkiye önemli bir ülke, arsa değeri de oldukça yüksek. Böyle olmakla birlikte dünyanın Türkiye’nin etrafında dönmediğini de unutmamak gerekiyor. Coğrafi olarak uzak da olsa, dünyanın farklı yerlerinde de önemli ekonomik, politik, güvenlik sorunları yaşanıyor. Bunların dip dalgaları farklı biçimlerde de olsa Türkiye’yi de etkiliyor etkileyecek.
    Doğal olarak, etkilerini derinden hissettiğimiz gelişmeler hemen yanı başımızdakiler. Yeni yılda da durum değişmeyecek. Bu çerçevede bir dizi olaydan ikisi dikkatle izlenmeyi hak ediyor. Geçen yılın en büyük sürprizlerinden Ukrayna’da başlayan krizin Rusya’yı içine alması, diğeri IŞİD’in coğrafi olarak ete kemiğe bürünmesi.

    Yanı başımız arbede
    Önümüzdeki yılda gündemi işgal edecek konuların başında Rusya-Batı ilişkilerinin geleceğini söylemek abartılı bir tahmin olmaz. Özellikle de yaptırımların ve düşen petrol fiyatlarının gölgesinde şekillenen Rusya’nın iç ve dış politikasını.  
    Batı’yı, sokakları harekete geçirerek rejimi alaşağı etmeye girişmek ve bu amaçla da “örtülü operasyon” yapmakla suçlayan Rusya, tepkisinin dozunu artırıyor. Mücadelenin sıklet merkezini, nükleer ve konvansiyonel tehdit algısını değiştirdiğini ilan ederek Batı’nın hassas olduğu, kendisinin de iyi bildiği “güvenlik” alanına taşıyor. Muhtemelen reaksiyonunu coğrafi anlamda da genişletecektir. Suriye’de rolünü arttırarak ve Çin’le işbirliğini genişleterek...    
    Bunun ilk işaret fişeğini, yılın son günlerinde “askeri doktrinini” değiştirdiğini ilan ederek, attı. Belge önümüzdeki dönem çokça konuşulacaktır. Yılın son günlerinde Batılı başkentler ve NATO konuyu mercek altına almış olmalılar. Rusya, 2015’te hakkında en fazla konuşulan komşularımızdan biri olarak gündemdeki yerini alacaktır.  

    2014’in sorunlu mirası
    Geçen yılın diğer sürprizi, kendi ifadesiyle “gerilla savaşında merhalelerin çiğnenmemesine dikkat ederek” IŞİD’in Irak ve Suriye’nin bir bölümünde egemenliğini ilan etmesiydi. Sorunun karakteri, coğrafi genişliği ve ideolojisi, IŞİD’in bu yıl da kendisinden söz ettireceğini gösteriyor.
    Müttefikler, geçen yılı, bir yandan siyasi tabloyu şekillendirmeye, bir yandan da hava operasyonları ile IŞİD’i çevrelemeye harcadılar. Bu arada da kara operasyonlarını yapacak “yerel” unsurları eğitmeye, donatmaya odaklandılar.

    Operasyon yılı olarak 2015
    Önümüzdeki aylarda, hava durumu, askeri ve siyasi hazırlıklara bağlı olarak Irak’ta yoğun kara operasyonlarına tanıklık edeceğiz. Terör ve askeri çatışmaların iç içe olduğu, çoğu zaman sivillerin kurban seçildiği, askeri başarıdan çok propagandaya odaklı bir mücadele olacak. Mevcut verilere göre bu nahoş tablo, muhtemelen yılın sonuna kadar da sürecek.
    İran’ın Irak’taki askeri varlığıyla daha fazla gündeme gelmesi ise sürpriz olmayacak. Sadece nükleer krizle değil, IŞİD ile mücadelede de. Oysa İran’ın Irak’taki askeri varlığı Batı’nın IŞİD’le mücadelesine fayda değil, zarar verecektir. Özellikle de silahlı, disiplinsiz, mezhep ayrılığıyla motive olmuş, operasyonları askeri hedef ve gereklilikle değil “dini” gereklilikle yürüten milis güruhları yüzünden.
    Anlaşılan, önümüzdeki yıl, demokrasi, özgürlük değil, güvenlik sorunları konuşacağız. Başta da dediğim gibi, gelişmelerin dip dalgaları zaman zaman da sınırlarımıza vuracaktır.

     

    Bu köşe yazısı 02.01.2015 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır