TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Geçen salı günü demir cevheri fiyatları yüzde 3,5 daha geriledi. Böylece demir cevheri fiyatı son bir yılda yüzde 50 düşmüş oldu. Fiyatlar, son 5 yılın en düşük seviyesine geriledi. Ne oluyor? OPEC, Petrol İhracatçısı Ülkeler Örgütü, şimdi de demir cevheri fiyatlarını mı düşürmeye başladı? Öyle ya, petrol fiyatları da son bir yılda yüzde 45 geriledi. Haziran 2014’te Brent tipi ham petrolün varil fiyatı 115 doları görmüştü. Buyurun, şimdi oldu 60 dolar. Üstelik millet daha gerileyecek diye korkuyor. Ne oldu? Ham petrol fiyatı da son 5 yılın en düşük seviyesine gerilemeye başladı. Ne oluyor? Amerikalılar Rusya devlet başkanı Putin’e darbe yapmak için Suudilerle birlikte komplo mu kuruyor? Yoksa Suudiler, Amerikan kaya gazı yatırımlarını yok etmeyi mi hedefliyor? Cehaletin kol gezdiği yerde komplo teorisi bol olur. Nitekim şimdilerde bizim burası da öyle. Miki Maus iktisatçılarının bolluğu da komplo teorilerine destek oluyor. Peki, nedir bu işin aslı? Hem ham petrol fiyatı hem de demir cevheri fiyatı, bütün ham madde fiyatları neden hep birlikte 5 yıl önceki düzeylerine doğru geri gidiyor? Gayet basit bir nedenle: Amerikan para politikası artık değişiyor. Şimdi hep birlikte, Amerikan para politikasındaki değişimin neden olduğu portföy kaymasının ham madde fiyatları üzerindeki etkisini izliyoruz. Ortada komplo filan bulunmuyor. Hep birlikte miyop delikanlı Putin’in, “Madem yüzme bilmiyordum, niye girdim Kırım’a?” türküsünü söylemesini izliyoruz. Ruslara yazık oluyor. Gelin size de anlatayım. Üstelik bu iş bize yarar mı, ona da bir değineyim.
Neden ham petrolün yanı sıra demir cevheri fiyatları da düşüyor? Maden sahipleri kendi portföylerini yönetiyorlar. Şimdi şöyle düşünün: Ya o madeni bugün çıkartıp nakde dönecekler ve paralarını bir yıl faize yatıracaklar ya da madeni bundan bir yıl sonra çıkartacaklar. Bu hesapta neye bakılır? Birincisi, bundan bir yıl sonraki ham madde fiyatına bakıyorlar. Bir yıl sonraki ham madde fiyatı ile faiz oranını karşılaştırıyorlar. Eğer bugün nakde dönüp parayı faize koymak, ham maddeyi bir yıl sonra çıkarmaktan daha karlıysa, ham petrolü ve demir cevherini hemen çıkartıyorlar. Arz artıyor, fiyat daha da düşüyor. Yok, ham petrolü ve demir cevherini toprak altında bırakıp beklemek daha karlıysa, bekliyorlar. Arz azalıyor, fiyat artıyor. Peki, bugün ne oluyor? Fiyat düşüyor. Yani ne demek? Cevheri toprak altında bırakıp beklemek karlı değil demek. Bir yıl sonra da bu fiyatlar burada kalır diye bekliyoruz demek. İktisadi yani. Ortada bir komplo filan yok! Amerikan para politikasındaki değişiklik kararı dünyayı değiştiriyor. Bu ilk nokta.
Peki, bu bizim için iyi mi? Bu aralar en çok bu soruyu duyuyorum. Şimdi öncelikle buradaki “biz” kim, oradan başlayayım. Buradaki “biz”, eğer Türk tüketicileri manasına geliyorsa, hemen söyleyeyim, onların bu işten yararlanması zor görünüyor. Bu işin sonunda tüketici için petrol fiyatı bir tek Amerika’da düşer. Bu iş yalnızca Obama’ya ve Demokratlar’a yarar. Neden?
Petrol fiyatı dolar cinsinden belirleniyor. Amerikan faizi artarken Amerikan Doları değer kazandığında, ham maddenin fiyatı dolar bazında ucuzluyor. Amerikan Doları değer kaybederken ham maddenin fiyatı dolar bazında yükseliyor. Şu anda petrol fiyatı dolar bazında ucuzluyor ama dolar dünyanın her yerinde değer kazandığı ve lira bu süreçte değer kaybettiği ve de kaybedeceği için, lira cinsinden petrol fiyatında bir değişiklik olmuyor. Değişiklik beklememek gerekiyor. Bu da olsun ikinci nokta.
Yok, eğer yukarıdaki sorudaki “biz”, Türkiye ise, bakın orası biraz tartışmalı. Şimdi bugüne kadar “Türkiye’nin cari işlemler açığının kaynağı petrol faturasıdır” hurafesini yayanlar için hakikat saati böylece gelmiş bulunuyor. Bakalım öyle miymiş? Şimdi açıklıkla göreceğiz, cari işlemler açığının nedeni petrol faturası mıymış? Ben size ne düşündüğümü söyleyeyim. Elbette Türkiye’nin petrol faturası dolar bazında bakıldığında bu süreçte hafifleyecek ama net etki açısından bakarsanız, cari işlemler açığında büyük bir iyileşme beklememek, tam tersine belki ufak bir miktar kötüleşme beklemek bile gerekebilir. Dünyada, toplam ihracatı içinde ham petrol ihracatının payı yüzde 65 ve üzerinde olan 28 ülke var. Türkiye’nin bu ülkelere yaptığı ihracatın tutarı 2012 yılı itibariyle yaklaşık 50 milyar dolar civarında. Neredeyse toplam ihracatımızın yüzde 45’i demek bu. Yüksek yani. Şimdi bu ülkelerin gelirleri azalınca bizim ihracat ne olur? Bakmak lazım. Şimdi bu ülkelerin petrol gelirleri azalınca bizim turizm gelirlerimiz ne olur? Bakmak lazım. Şimdi bu ülkelerin petrol gelirleri azalınca bizim orada iş yapan dünya ikincisi müteahhitlerimizin gelirleri bundan nasıl etkilenir? Bakmak lazım. Bakmadan konuşmamak lazım. Ama ben “petrol faturası olmasa, Türkiye’nin cari işlemler açığı yoktur” diyenleri hazin bir hakikat saatinin beklediğini düşünüyorum doğrusu. Bu da bu yazının üçüncü tespiti olsun.
Neymiş? Amerikan para politikasındaki değişikliğin yol açtığı portföy kayması, bir nevi, toprak kayması gibi bir doğal afetmiş. Etkisi ham madde fiyatlarında başlamış. Dikkatli olmak lazımmış. Burada delikanlılık sökmüyormuş.
Benden uyarması. Hazır olmakta fayda var.
Bu köşe yazısı 25.12.2014 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024