TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Politik hedefleri gerçekleştirme yöntemi olarak terörizm her geçen gün gündemde daha fazla yer buluyor. Avustralya’dan Pakistan’a, Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Afrika’ya terör saldırıları sıradan olaylar haline geldi. Dini, etnik, mezhepsel nedenlerin yanı sıra, küreselleşme, teknolojik gelişmeler, medya ve iletişim, terörizmi cazip bir strateji haline getirdi.
Kolay ve etkili hedef
Pakistan’da gerçekleşen okul baskınıyla, çoğu çocuk 141 kişi hayatını kaybetti. Terör çirkin yüzünü bir kez daha gösterdi. Küçük yaşta öğrencilerin kurban seçildiği saldırı, teröristlerin hedeflerini sınırlayıcı ahlak ilkelerinden gittikçe uzaklaştıklarını da gösteriyor. Özellikle de çocuk ve kadınları hedef seçerek.
Elbette bu saldırı ilk değil ve son da olmayacak. Geçmişte teröristler Türkiye’de de çocuk ve kadınları kurban seçtiler. Beslan/Rusya’da üç yüz çocuğun hayatını kaybettiği okul saldırısı hafızalarda ve Pakistan saldırısı da unutulacak gibi değil.
Okullar ve çocuklar teröristler tarafından bilinçli şekilde hedef alınıyor. Teröristlerin en basitinden amacı, kitleleri psikolojik olarak etkileyebilecek ve çok sayıda insanın dikkatini çekecek bir “drama” sahnelemektir. Terörist mantığa göre, savunmasız çocukları hedef olarak seçmişseniz amacınıza biraz daha yaklaşmış, seyircileri artırmışsınız demektir. Böylece mesajlarınızla süslediğiniz dehşet ve acı dolu oyununuz hedefine daha kolay ulaşacaktır.
Trajediye hazır olmak
Terörist saldırılar nefret ve korkuya neden olsa da endişelerimizi de artırmalı ve bizleri harekete geçirmeli. Nitekim son zamanlarda Türkiye’ye yapıla tüm diplomatik ziyaretin öncelikli konusunun Suriye’de savaşan Batılı teröristler olması boşuna değil. Bunların dönüşlerinde yapabilecekleri terör eylemleri düşüncesi bile Batılı karar alıcıları ürkütüyor. Siyaset, istihbarat, güvenlik kurumları ve medyası kendini hazırlıyor.
Tablo bizleri de endişelendirmeli. Dersler çıkarmalıyız. Zaten içeride süre giden bir terör sorununuz var ve sınırlarınızın ötesinde de devlet otoritesi de yoksa kaygılanmanız için yeterince sebebiniz var demektir.
Coğrafya kaderiniz
Etnik dini, mezhepsel fay hatlarının her geçen gün derinleştiği bir bölgedeyiz. Terörizmin geçerli bir yöntem olduğuna dair fikirlere prim veren çok sayıda örgütle birlikte yaşıyoruz. Bu örgütleri radikalleştirecek psikolojik, ekonomik, sosyal ortam ve uluslararası destek de işin cabası. Üstelik kurumların ve ülkeler arası işbirliğinin zayıf olduğu bir ortamdan söz ediyoruz.
Teröristlerin Pakistan’da okul saldırısı sıradan insanlar için sadece bir gazete haberi olabilir. Ama sorumlular için endişe kaynağı olmalı. Özellikle devlet otoritesinin yok olduğu, vekâleten savaşların yürütüldüğü, savaş ağalarının cirit attığı, silah ve patlayıcıya erişmenin kolaylaştığı bir coğrafyada sorumluluk taşıyorsanız.
Bu durumda, siyasi kararlılık, işlevsel mücadele stratejisi, kurumlar arası işbirliği kültürü ve etkin bir yasal düzenleme teröristi önleme arayışınız için gereklidir. Her şeye rağmen hedef olmuşsanız, neler yapmanız, nasıl müdahale etmeniz gerektiğini de önceden planlamanız, ehil elemanlara sahip olmanız gerekir.
Bu köşe yazısı 19.12.2014 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024