Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Türkiye'de otomobil sahibi olmayanlar bisiklete binemez

    Güven Sak, Dr.10 Ocak 2014 - Okunma Sayısı: 1522

    Türkiye daha sanayi devriminin meselelerini çözemedi ama bakın bilgi işlem devriminin soruları da cevap istiyor.

    Sanayi devrimi yaşam biçimimizi değiştirdi. Hiç ne olduğunu düşündünüz mü? Önce şehirlere toplandık. Sonra çöp üretimi arttı. 1900 yılında dünya nüfusunun yalnızca yüzde 13’ü şehirlerde yaşıyordu. Toplam şehirli sayısı 220 milyondu. O yıllarda günlük çöp üretimi 300 bin ton civarındaydı. 2000 yılına geldiğimizde dünya nüfusunun yüzde 49’u şehirlerde yaşamaya başladı. Toplam sayısı 2,9 milyar oldu. Günlük çöp üretimi ise 3 milyon tona çıktı. Dünya Bankası çöp üretim tahminini günlük 3,1 milyon tona çıkarttı. 2025 yılında ise bu günlük tutarın 6 milyon tona çıkması bekleniyor. Bu ne demek? Bilenlere göre 5000 kilometrelik bir çöp kamyonu kafilesi demek. Çok yani. Sanayi devrimi şehrin yönetimini bir mesele olarak önümüze koydu. Bu kadar insan beslenecek, işlerine şöyle bir saat içinde gidebilecek, çöpleri toplanacak, elektrikleri yanacak filan. 

    Sanayi devrimi çöp üretimini hayatımıza yerleştirdi. Bilgi işlem devrimi ise veri üretimini getirdi. Dünyadaki toplam verinin yüzde 90’ı son 2-3 yıl içinde üretilmiş. Öyle diyorlar. 2-3 yıl önce Steve Jobs iPad’i daha hayatımıza yeni sokmuştu. Şimdi bizim Ela’nın maharetle kullandığı aleti ben kullanmaya alışıyordum. Twitter daha yoktu. Facebook birkaç üniversite kampüsünün dışına çıkmaya çalışıyordu. Şimdi yüz milyonlarca insan bunları kullanıyor. Her gün veri üretiyor. Dün şanslı birkaç kişinin dünyaya bir iz bırakması mümkündü. Şimdi veri üretimi demokratikleşti. Herkes ne konuda düşünüyorsa takip edebilmek artık mümkün oluyor. Geçen gün not etmiştim: Artık köpekbalıkları bile twit atabiliyorlar. Yalnızca küresel veri havuzunun yüzde 90’ı son 2-3 yılda derlenmekle kalmıyor, bilenler 2020 yılı geldiğinde bugün depolanmış olan toplam veri havuzunun tam 50 katına çıkmasını bekliyorlar. Çöp üretimi 25-30 yılda iki katına çıkıyorsa, veri üretimi çok daha hızlı artıyor. 

    Şehirler ve artan çöp yönetimi geçen yüzyıl önümüze şehirlerin yönetimini bir mesele olarak koymuştu. Biz daha o işi bile hakkıyla yerine getirebilmeyi beceremedik. Kimsenin hakkını yemeyeyim, herkes elinden geleni yapıyor. Ama şehirlerin durumu geçen yüzyılın işini hala yapamadığımızı ortaya koyuyor. Belediyelerimiz beni heyecanlandıran değişiklikler yapıyorlar. Mesela artık belediyelerimiz kent içine bisiklet yolları yapmaya önem veriyorlar. Peki, içine bisiklet yolu yapmakla, kentlerimiz içinde yürünebilen, yaşanılası kentler haline geliyor mu? Kentlerimiz böylece çocuk dostu kentler haline geliyor mu? Hayır. Geçenlerde böyle bir okuyucu e-postası aldım. İstanbul Anadolu yakasında bisiklete binebilmek için nasıl önce araba ile Bostancı sahil yoluna gitmek gerektiğini anlatıyordu. Londra’da evinden çıkar çıkmaz koşmaya başlayabilmek mümkünken, burada önce araba ile yapay bir koşu mekanına gitmek gibi aynı. Onu da anlatan bir e-posta aldığımı hatırlıyorum. Bizim şehirlerimize artık bisiklet yolu yapılıyor. Ama bisiklet yolları şehirlerimizi 21’nci yüzyıl şehri yapamıyor. Bisiklet yoluna kadar gitmek için önce, bisikleti arabanın arkasına koymak, bisiklet yoluna kadar gitmek gerekiyor. Türkiye’de otomobilsiz bir hayat için bisiklete binme kararlılığındaki bir kişinin, bisiklete binebilmek için önce bir otomobil edinmesi gerekiyor. Sizce burada bir gariplik yok mu? 20’nci yüzyıl bitti. Ama kent yönetimi işinde belediyelerimiz hala geçen yüzyılda yaşıyor. 

    Türkiye daha sanayi devriminin meselelerini çözemedi ama bakın bilgi işlem devriminin soruları da cevap istiyor. Şimdi bu idari kapasite ile daha şehirleri idare etmeyi beceremeden, veri yönetimini halletmemiz gerekiyor. Bundan sonraki en verimli alanlardan biri olacak bu veri yönetimi işi. İnovasyonların temel kaynağı buradan gelecek. Büyük veri analizi işinin önemini dikkate alan Singapur, 2015 hedefi ile bu alanda en iyi olmak için kollarını sıvamış çalışıyor. Biz hala bir inovasyon yapmak istiyoruz ama hangi konuda inovasyon yapmamız gerektiği konusunda herhangi bir karara sahip değiliz. Ben üzülüyorum. 

    Neden üzülüyorum? 21’inci yüzyılın ilk 15 yılı bitmek üzere. Türkiye hala 20’nci yüzyılın yönetim anlayışı ile 19’uncu yüzyılın meselelerini çözmek için debeleniyor. Orta gelir kapanının içinde debeleniyor. Zaman geçiyor.

     

    Bu köşe yazısı 10.01.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır