Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Dünyanın en büyük binaları artık AVM

    Güven Sak, Dr.03 Ocak 2014 - Okunma Sayısı: 1330

    AVM diye başladım, laf yolsuzluk ve paralel devlete geldi. Artık burada durayım bari. Neme lazım.

    Dünyanın en kocaman binası artık bir alışveriş merkezi (AVM). Sezuan eyaletinin başkenti Çengdu’da açılan New Century Global tam 1,75 milyon metrekare büyüklüğünde. Bizim en kocaman AVM’miz 175 bin metrekare. New Century Global bunun 10 katı. 1,75 milyon metrekarenin 400 bini AVM, kalanı ise otel, yapay bir kumsal ve hayvanat bahçesi dahil mesire alanı. Ortak alan yani. O ortak alan ne kadar iyiyse, AVM’nin müşterisi o kadar çok oluyor. Binanın içine 20 adet Sydney Opera Binası, 4 tane Vatikan ve 3 adet Pentagon koymak mümkünmüş. O kadar kocaman yani. Dün dünyanın en kocaman binaları camiler ve kiliselerdi. Din adına kocaman binalar yapılırdı. Sonra askeri amaçlarla yaptık. Derken kocaman fabrikalar vardı. Şimdi Pentagon kocaman binalar listesinde ancak 14’üncü sırada yer alabiliyor. Vatikan artık ilk 50 listesinde bile değil. Sanatla ilgili bir bina da yok o listede. Birinciliğe 2013’te açılan New Century Global yerleşti. İkincilikte yine 2013’te yeni açılan Dubai Uluslararası Havalimanı var. O da 1,7 milyon metrekare büyüklüğünde alanı kapsıyor. Üçüncülükte ise Mekke’deki Abraj Kuleleri var. Hani Suudilerin bizim tarihi kaleyi 2002’de yıkıp, tam Kabe’nin tepesine diktikleri kuleler. Böyle bakarsanız, ilk üçte AVM, havaalanı+AVM ve de AVM var. AVM’ler her yeri sarıyor. Listeye bakınca şunu da görüyorsunuz: En hızlı şehirleşen yerlerde en kocaman AVM’ler var. Doğu Asya’ya bir bakayım. Acaba en kötü belediye, en kocaman AVM’yi mi getiriyor? 

    Gelin bir bakalım. 
    Neden Çinliler Çengdu’ya en kocamanını yapma yoluna gitmişler? Ben bu aralar bir Çinli yazarın Yan Lianke’nin Lenin’s Kisses (bir nevi Lenin’den Sevgilerle) adlı romanını okuyorum. Roman, Çin’in unutulmuş, kırsal bir yerlerinde Liven’de geçiyor. Çin Komünist Partisi (ÇKP) yerel idarecilere zenginleşmeleri için hedefler koyuyor. Büyüme hedeflerini veriyor. Başarılı olan, hedefleri tutturan idareciler yükseliyorlar. En başarılı olanlar, en mahir olanlar diyelim, ÇKP Politbürosu’na kadar yükseliyorlar. İşte Liven’i de içeren bölgenin genç yöneticisi, bu hedefler karşısında ne yapsam diye düşünüyor. Bölgede sanayi yok ki, fabrika çekmek için yarışasın. Tarımda zaten toprak reformu yapılmış. Küçük işletmelerle başarılı bir biçimde verimliliği arttırmış. Yapacak bir şey yok. Sonunda turizmi nasıl geliştiririm diye düşünmeye başlıyor. Ufak bir problem var: Bölgede ne tarihi ne de turistik bir eser var. Bir tek taş, toprak. Doğal güzellik filan da yok. “O zaman” diyor, yalnızca okuma yazma bildiği için ÇKP tarafından yönetici yapılmış genç, “buraya turistlerin ilgisini çekecek bir büyük anıt yapalım ki gelsinler” diyor. İşte tam bu sırada parti gazetesinde çıkan bir haberi hatırlıyor. Rusya’da periyodik olarak tartışılan Lenin’in mumyasına artık bakmayalım, paramız yok, gömelim gitsin haberlerinden biri daha. Böylece Lenin’in mumyasını Ruslardan satın alarak, Liven’e bir Lenin anıtı yaptırmak üzere kampanyayı açıyor. 

    Roman elbette daha güzel, daha zengin ama 1990’larda Çin’i saran zenginleşme hayali işte tam da böyle bir şey. Bu nedenle Çengdu’da da proje böyle tartışılmış olabilir. Tabii olayın bir başka boyutu daha var. Geçenlerde AVM hakkında program yapan gazeteci oradaki Çinlilerden birine soruyor: “Neden bu kadar büyük ve çılgın bir proje?” diye. Cevap muhteşem: “Projenin büyüklüğü, Çin’deki yolsuzluğun boyutları ile alakalı olabilir.” Atalarımız işi biliyorlarmış. Kadim “Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz” sözünün bugün bile bir manası var. Ek yapalım: “Çok çılgınsa, vardır mutlaka bir yamuğu”. Zaten projenin müteahhidi Deng Hong bir süreden beri etrafta görünmüyor. Bilenler 50 yaşındaki milyarderin polis gözetiminde olduğunu söylüyorlar. Neden haber alınamıyor? Çin’de paralel devlet öyle işliyor. Ortada yasama-yargı-yürütmesi olan anayasal bir Çin devlet aygıtı var. Bir de ÇKP örgütlenmesi. Büyük yolsuzluk politbüroya kadar uzanıyorsa, önce iç dengelere bir bakılıyor. Sonra parti polisi devreye giriyor. İlk itiraflar paralel örgütlenmede alınıyor, sonra iş meşru yargı mekanizmasına aktarılıyor. Paralelde işler karanlıkta hallediliyor. Anayasal mekanizmada ise her şey şeffaf bir biçimde yürüyor. Çin böyle işliyor.

    AVM diye başladım, laf yolsuzluk ve paralel devlete geldi. Artık burada durayım bari. Neme lazım. Şimdi “Yahu, bu ÇKP aynen bizimki gibi” filan demeye de başlarım. Başım yine boşu boşuna derde girer.

     

    Bu köşe yazısı 03.01.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır