Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Yoksa bütün bu tartışma bir çeviri hatası mıdır?

    Güven Sak, Dr.08 Kasım 2013 - Okunma Sayısı: 1517

    Türkiye'deki eğlenceli meşruiyet tartışması mı? O bence yalnızca çeviri hatasından kaynaklanan bir yanlış anlama. Başka türlüsü mümkün değil.

    Epeydir aklımda; size internet ekonomisinin hayatımızı nasıl değiştirdiğini anlatacağım. Hani şöyle somut bir örnekle... Sayın Başbakan’ın geçen günkü “Meşru hayat var. Gayri meşru hayat var” başlıklı eğlendirici açıklaması vesile oldu, size bugün internet sayesinde büyüyen ‘paylaşım ekonomisi’ni anlatayım. Epeydir kafamı kurcalıyordu. Günü böylece gelmiş oldu. Uber, Airbnb, Lyft, Sidecar, RelayRides gibi yeni ekonomi şirketleri pıtrak gibi büyüyor. İnternet hayatımızın örgütlenme biçimini değiştiriyor. Artık mülkiyet geçen yüzyıldan kalma bir kavram haline geliyor. Sahip olmanın manası değişiyor. İnternetin getirdiği değişimin hızına yasalar yetişemediği için en son New York Başsavcısı paylaşıma dahil olarak, evlerinin bir odasını otel gibi kiralayanların peşine düştü. Gerekçe: Vergi kaçırma ve güvenlik ihlali. Bekleyin, yakında yasalar değişir. Bizdeki tartışma başlayınca galiba bir çeviri hatası nedeniyle burada bir yanlış anlama var diye düşündüm.

    Hâlâ da aynı kanaatteyim.

    Ekonomik işleyişin temeli tüketimdir. Tüketici araba alır. Ev alır. Televizyon alır. Bu günlerde öncelikle bebelere bir iPad alınır. Tüketim bugüne kadar hep mülkiyetin transferini gerektirirdi. Artık gerektirmiyor. Ben küçükken Fransız sosyalist yazar Jean Baby’nin ‘En güzel dünya’sı bir nevi komünist ütopya kitabıydı. Orada arabalara kimse sahip olmaz. İsteyen yolda istediği arabaya biner, gideceği yere kadar gider. İşini hallettikten sonra arabayı parka bırakırdı. Arabalar için değil ama bisikletler için o dünyaya zaten epeydir geçmiştik. Bisikletler için benzer bir uygulama, Paris’te, Barcelona’da, Washington, D.C.’de, bütün uygar şehirlerde var. Önce Alanya Belediyesi, en son da Konya Büyükşehir Belediyesi aynı uygulamaya başladı. Bir Ankaralı olarak daha geçenlerde imrenerek dinledim. Neyse lafı dağıtmayayım.

    Artık bu paylaşma uygulaması internet sayesinde her tür araca yaygınlaşıyor. Amerika’da genç profesyoneller artık araba almak istemiyorlar. Çünkü sabahları Porsche, öğleden sonra Austin Mini, akşam yemeğe giderken ise Mercedes kullanabilmek artık mümkün. Aman Allahım, sanki bir ‘Komünist Manifesto’ cümlesi gibi oldu. Üstelik artık bunu arabayı satın almadan yapıyorsunuz. Bir başkasının zaten sahip olduğu bir arabanın kullanım zamanını internet üzerinden satın alıyorsunuz. Lyft ve Sidecar gibi internet şirketleri vasıtasıyla sabah işe giderken arabayı birileriyle birlikte paylaşmak için önceden rezervasyon yaptırmanız da mümkün, tek başına gitmeniz de... Birileri ile paylaşmak için Lyft ya da Sidecar’dan gittiğiniz tarafa giden birini bulup, nereden binmek istediğinizi söyleyeceksiniz. Tek başınıza gitmek için arabayı sahibinden doğrudan kiralamak üzere RelayRides internet sitesine gireceksiniz. Eskiden aynı yerden kentin bir başka tarafında aynı yere gidecek iki kişinin birbirlerini bulabilmeleri zordu. Şimdi kolay. Eskiden karşı tarafı bulduğunuzda güvenlik kontrolü zordu. Şimdi kolay. Hepsi internet sayesinde. Dolayısıyla mülkiyet transferi olmadan tüketim imkânı yaygınlaşıyor, sokaktaki herkes internet sayesinde mikro işletme sahibi oluyor. Büyük krizden hemen önce Amerika’da hane başına araba sayısı 2,25’miş. Bir arabanın yılda toplam kullanılma süresi ise ortalama bir aydan az uzun. Kalanında kenarda bekliyor. Ne yapıyorsunuz şimdi? Saat saat, koltuk koltuk kiralıyorsunuz.

    İş için ya da gezmek üzere bir büyük şehire mi gideceksiniz, girin Airbnb sitesine, gittiğiniz yerde uygun bir adresteki bir evde bir oda kiralayıverin. Otelden değil, herhangi bir evden. Bizde de benzeri hemenkiralik.com var. Milyar dolarlık son derece zengin bir mikro işletmecilik imkânı bu, doğrusunu isterseniz. Airbnb’ye göre New York’ta en çok iş yapan 40 işletme geçen üç yılda toplam 35 milyon dolar kazanmış. En çok oda kiralayan 100 kişi ise 54 milyonluk gelir elde etmiş. Evdekiler için ek gelir imkânı. Turistler için ucuza konaklama imkânı. Taksiyle pahalı şoförlü arabanın arasını bulmak istiyorsanız da Uber’e gidebilirsiniz. Bağımsız şoförler, kaliteli arabalarla sizi istediğiniz yere götürüyorlar. Kandırdın, dolaştırdın, taksimetre çok yazdı derdi yok. Bu işlerin hepsinde alan razı, satan razı. Ama Amerikan devleti razı değil mesela. Eski dünyanın araba kiralama şirketleri, otelcilik işletmeleri razı değil mesela. Taksiciler için kötü mesela. İnternet ekonomisi hayatlarımızı umduğumuzdan daha çabuk değiştiriyor.

    Peki, şimdi ne olacak? İnternet siteleri kapanacak mı? Hiç sanmam. Yasalar değişecek. Oda kiralayanların uyması gereken standartlar gelecek. Araba kiralayanlar yol güvenliğini dikkate alacaklar. Eski dünya, yeni dünyaya uyacak. Yeni, eskiyi geçecek. Zaman herkesi kendine uyduracak. Yirminci yüzyıldan kalma ne varsa, yirmi birinci yüzyıla uyum gösterecek.

    Türkiye’deki eğlenceli meşruiyet tartışması mı? O bence yalnızca çeviri hatasından kaynaklanan bir yanlış anlama. Başka türlüsü mümkün değil.

    Bu köşe yazısı 08.11.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır