Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Dolar yıl sonunda 1,92 liranın altına iner mi?

    Fatih Özatay, Dr.29 Ağustos 2013 - Okunma Sayısı: 1018

    Merkez bankası başkanlığı bir zanaattır; algoritmalara dayanarak değil, bilgelik ile yürütülür.

    Dolar yıl sonunda 1,92 liranın altında olursa şaşırmayın.” Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı salı sabahı ekonomi kanallarından canlı yayımlanan konuşmasında böyle diyordu.

    ‘Ekonomi ne işe yarar?’ sorusu, Erdem Başçı’nın bu konuşmasından üç gün önce New York Times’da yayımlanan bir makalenin başlığında yer alıyor. ‘Ekonomi’den kasıt bir ülkenin ekonomisi değil, bir disiplin olarak ekonomi. Makalenin iki yazarı da felsefe profesörü: Alex Rosenberg ve Tyler Curtain.

    Bir dizi tartışmayı tetikleyen bu makalenin can alıcı saptamalarından biri şöyle: “Ekonominin sorunu, bir bilim dalında olması gereken temel özelliğe sahip olmaması. Tahminlerindeki doğruluk payı artmıyor. Oysa mesela fizikte böyle değil. Mars’ın yörüngesine bir uydu yerleştirdiğimizde, bu uydunun izleyeceği yolu belli bir hata payı ile tahmin etmemizi bize garanti eden bilimsel bilgiye sahibiz. Gerçeği söylemek gerekirse, bırakın tahmin performansındaki iyileşmeyi, ekonominin herhangi bir tahmin başarısından söz etmek pek de mümkün değil.”

    Yazarlar, biraz fazla ‘serbest’ tercümeyle özetlediğim yukarıdaki saptama nedeniyle, özellikle bilim felsefesi alanında çalışanlar için ekonominin bu başarısızlığının nedenlerini açıklamanın neredeyse bir saplantı haline geldiğini belirtiyorlar. Bu aşamada başlıktaki soruyu soruyorlar: “Ekonomi ne işe yarar?” Yok, yanıtları (bir ekonomi hocası olarak benim için), çok şükür ki, ‘bir işe yaramaz’ şeklinde değil. Özellikle kurumların nasıl düzenlenmesi gerektiği hakkında (mesela tekellerin önlenmesinin gerekliliği ve buna yönelik kurumsal tasarım, ihale sistemleri, merkez bankalarının açık piyasa işlemleri gibi) ekonomi disiplininin önemli katkısı olduğuna dikkat çekiyorlar.

    Yazının sonunu ABD Merkez Bankası’nın yeni başkanı kim olacak tartışmaları ile bağlayarak “İyi bir merkez bankası başkanı, ekonominin henüz bir bilim olmadığını, belki hiç olmayacağını bilir” diyorlar. Gerisi, özellikle hoş: Zira herhangi bir (bağımsız) merkez bankasında karar alma pozisyonunda hasbelkader dirsek çürütmüş herhangi birinin çok geçmeden öğrenebileceği bir gerçeğe dikkat çekiyorlar: “Merkez bankası başkanlığı bir zanaattır; algoritmalara dayanarak değil bilgelik ile yürütülür.” Buradaki ‘bilgelik’ten kasıt, ‘ülkenin ekonomisinin işleyiş biçimi hakkındaki hissiyat’.

    Neyse... Dolar yıl sonunda 1,92 liranın altına düşer mi? Merkez Bankası Başkanı düşeceği tahminini yapıyorsa bunu ekonomi bilimine dayanarak yapmıyor. Zira tahmin yapma performansı sorgulanan ekonomi biliminin en zayıf olduğu alanların başında, döviz kurunun ileride alacağı değeri tahmin etmek geliyor. Muhtemelen, 2004’teki, 2006’daki ve 2011’deki deneyimlerine (kur hızla artıp sonra ya düşmüş ya da uzunca süre oynamamıştı) ve mevcut uluslararası gerginliklerin geçici olacağı hissiyatına dayanıyor.

    Peki, geçici mi bu gerginlikler? Olmadığını düşündüğümü bu köşede daha önce belirttim. Gelecek yazıda biraz daha açayım.


    *Bu köşe yazısı 29.08.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır