Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Türkiye’nin vahim beceri açığı

    Güven Sak, Dr.03 Ağustos 2013 - Okunma Sayısı: 1885

    Bir ülkeyi ileriye taşıyan yaratıcı sınıftır. Ben Türkiye’deki yaratıcı sınıfa baktığımda iki eğilim görüyorum. Birincisi, İstanbul’daki Gezi Park hadisesinin ardından Türkiye hala yaratıcı sınıfına karşı kan davası gütmektedir. Neden böyledir? Mayıs sonu haziran başında sokağa dökülenler Türkiye’nin yaratıcı sınıfındandı. Ekonomide yenilik odaklı bir sıçrama peşinde olan bir ülkenin en iyi beyinleriyle kavga etmesi kötü fikirdir. Buradan ikinci eğilime gelirsek, Türkiye’de ciddi bir beceri açığı sorunu vardır. Bu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Ancak görünen o ki durum gitgide kötüleşmektedir. Bu da kısa ila orta vadede ilk eğilimi daha tehlikeli hale getirmektedir.

    Yaratıcı sınıf terimini Richard Florida’nın kullandığı şekliyle kullanıyorum. Yaratıcı sınıf Türkiye’nin kentli genç profesyonellerini temsil ediyor. Bilim insanları, mühendisler, bilgisayar programcıları, sanatçılar, işletme ve finans, eğitim, sağlık ve hukuk sektörlerinde çalışan profesyoneller yaratıcı sınıfı oluşturuyor. Bu profesyoneller ülkenin yaratıcı çekirdeği. Erkekler ve kadınlar… Bu grup içerisinde kadınların işgücüne katılımı açısından bir sorun yok. Florida’nın analizi Amerika’da yaratıcı sınıfın işgücünün yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğunu söylüyor. Bu gençler bir ülkenin beceri sahibi işgücünü temsil ediyor. Yeni bir araştırmaya göre ise Türkiye’nin tam da bu konuda ciddi bir sorunu var.

    Manpower Group Yetenek Açığı Araştırması 42 ülke ve bölgede yaklaşık 38.000 işverenin katılımıyla gerçekleştirilmiş. Türkiye’den araştırmaya katılan işverenlerin yüzde 57’si yetenekli eleman bulmakta zorlandıklarını ve yetenek açığı çektiklerini ifade ediyor. Yetenek açığında dünya ortalaması sadece yüzde 35. Bu sonuçla Türkiye yetenek açığı listesinde Japonya ve Brezilya’nın ardından üçüncü sıraya yerleşiyor. Japonya’nın listede olmasının başka sebepleri olabilir, ama Türkiye’nin kesinlikle eğitim sistemiyle ilgili bir sorunu var.

    Bu arada, Türkiye’de yetenek açığı probleminin gitgide daha ciddi bir hal aldığını ve açığın 2012 ile 2013 arasında 17 puan yükseldiğini de vurgulayayım. Bu artış oranıyla Türkiye, 22 puanlık artışla birinci sırada yer alan Hong Kong’un hemen arkasından ikinci sıraya yerleşiyor.

    Beceri açığı algısı Türkiye’deki mühendis kıtlığından geliyor. Üniversitelerdeki mühendislik fakültesi sayısı dikkate alındığında bu tespit çok şaşırtıcı gelebilir. Ancak, beceri açığını kapatmak kısa dönemde halledilebilecek bir şey değil. Zaten sorun da bundan kaynaklanıyor. Tam da bu nedenle beceri açığını ortadan kaldırmaya yönelik tüm politikaların çevre ülkelerden beceri sahibi işgücünü Türkiye’ye çekecek sağlam bir göçmen politikasıyla desteklenmesi gerekiyor. Aksi takdirde Türkiye orta gelir tuzağına daha fazla sıkışacak.

    Türkiye, yaratıcı sınıfıyla kavga etmeyi bırakıp bu sınıfı nasıl büyütebileceğine bakmalıdır. Bana sorarsanız, 2013 Yetenek Açığı Anketi’nin sonuçları bu mesajı vermektedir. Türkiye’de daha kaliteli teknik eğitime ve daha liberal bir göçmen politikasına ihtiyaç vardır. Dünyadaki mevcut koşullar bu anlamda çok farklı fırsatlar doğurabilir. Mesela, neden Yunan mühendisleri Türkiye’ye getirmeyelim.

    Bu köşe yazısı 03.08.2013 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır