Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    AB nihayet İsrail yerleşimleri hakkında daha sert bir tutum sergiledi

    Güven Sak, Dr.20 Temmuz 2013 - Okunma Sayısı: 949

    Oslo öldü. Ama Oslo Görüşmeleri’nin geçici idari yapıları hala yaşıyor. Batı Şeria yaklaşık 5.400 kilometrekare. Halen A, B ve C bölgeleri olarak üçe bölünmüş durumda. A bölgesi Filistin’in sivil ve askeri kontrolünde. B bölgesinde Filistin sivil yönetimi ve İsrail askeri kontrolü var. C bölgesi ise İsrail’in sivil ve askeri kontrolü altında. Batı Şeria’da 2 milyon Filistinli, 500.000 kadar da İsrailli yerleşimci yaşıyor. Hayat tüm Filistinliler için biraz zor; ama C bölgesinde yaşayan yaklaşık 150.000 Filistinli için daha da zor.

    Bu “alfabe çorbası”nı ilk duyduğumda dehşete kapılmıştım. Bu karmaşa Batı Şeria’nin yönetimini pratikte imkansız kılıyor. Hangi bölgede yaşıyorsunuz? 1967 sınırı İsrail’in inşa ettiği duvarla örtüşüyor mu? İmarını yapmaya çalıştığınız arazinin sınırını nasıl belirlersiniz? Normal dünyada gereksiz görülen tüm bu sorular işgal altındaki Filistin topraklarının yapısı gereği anlam kazanıyor. Bölgelerin tasarımı bile son derece zayıf. Bölgeler arasındaki kıvrımlı sınır hattı Nablus’tan Ramallah’a yolculuğu cehenneme çeviriyor. Yolculuğun ne kadar süreceğini kimse kestiremiyor; çünkü yol boyunca İsrail’in kaç tane uçan kontrol noktası olduğuna bağlı. Ramallah’ta iş yapıyorsanız ve bir görüşmeye geç kaldıysanız, uydurabileceğiniz en güzel bahane “Kontrol noktasında kaldık. İsrailliler bugün pek bir gergindi.”

    Geçen sene AB ülkelerinin dışişleri bakanları İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı politikalara ilişkin şimdiye kadarki en detaylı kararı almıştı. AB genellikle bir durumla ilgili açıklamalarda bulunduktan sonra nadiren harekete geçtiği için pek çokları bu hamleyi şüpheyle karşıladı. Ancak AB geçen hafta işgal altındaki toprakları istisnai tutan bir hüküm eklenmediği sürece Avrupa Birliği devletlerinin İsrail’le anlaşma imzalamasını doğrudan yasaklayan bir direktif yayımladı. Artık yerleşimlerde yaşayan İsrail vatandaşlarına hibe, burs ya da fon yok. AB bir yıllık bir gecikmenin ardından söylemi eyleme dökmeye karar verdi. Geç olsun, güç olmasın.

    C bölgesi, alan olarak Batı Şeria’nın yüzde 60’ından fazlasını oluşturuyor. 1995 yılında anlaşma ilk imzalandığında bu oran yüzde 72 idi. 2011’de yüzde 61’e düştü. Yerleşimlerde uluslararası hukuka aykırı biçimde 150.000 Filistinliye karşılık 325.000 kadar İsrailli yaşıyor. Geçen sene yerleşimlerde 600’den fazla ev inşa edilirken Filistinlilere ait 535 ev yıkıldı. Yine geçen sene yaklaşık 1967 yeni yerleşim birimi için ihale açıldı. İsrail otoriteleri bunu “doğal büyüme” olarak adlandırıyor, ama normalde nüfus artış hızı daha yüksek olan Filistinliler arasında her nedense aynı doğal büyüme görülmüyor. Batı Şeria’nın yüzde 3’ünü oluşturan A bölgesinde Filistin kentleri daha yüksek apartmanlara insanları istifleyerek dikey olarak büyümek zorunda kalırken C bölgesinde İsrailliler yatay olarak büyüyor ve her geçen gün daha fazla toprak talep ediyor. Alın size bir asimetri daha.

    Tüm bunlar olurken biz de barış görüşmelerinin yeniden başlamasını bekliyoruz. Yerleşimlerin gayrimeşruluğunun altının çizilmesi ve Filistin devletinin meşruiyetinin kabul edilmesi gerekiyor. AB de Güney Afrika’nın yaptığı gibi bir adım ileri giderek yerleşimlerde üretilen ürünleri ambargo edebilir. Asıl önemlisi, Avrupalılar laftan icraata geçmişken Türkiye hala sadece konuşuyor, ayıp oluyor.

    Bu köşe yazısı 20.07.2013 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır