Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Önümüzdeki riskler ve büyüme performansımız

    Fatih Özatay, Dr.30 Temmuz 2013 - Okunma Sayısı: 765

    1950-2007 arasında ortalama kişi başına büyüme oranımız yüzde 2,72 iken son altı yılda sadece yüzde 1,85.

    Büyüme açısından önümüzdeki birkaç yıl zorlu geçmeye aday. Çok sayıda nedeni var bu zorluğun. Birincisi malum: ABD Merkez Bankası’nın üç-dört yıla yayarak peşi sıra atacağı adımlar. Önce, muhtemelen birkaç ay içinde, 2012 sonundan itibaren her ay piyasaya sürdüğü ek para miktarını azaltacak ve 2014 ortalarında sıfırlayacak. Bir süre sonra -şu andaki bilgiler ışığında 2015 sonu gibi- faiz arttırımına başlayacak. Ancak çok önceden faiz arttırımına başlayacağının sinyallerini verecek. Faiz arttırımıyla birlikte bu sefer eskiden piyasaya sürdüğü parayı çekmeye başlayacak. Bu ortamda Türkiye’de faiz (üç ay önceki düzeyinden) belirgin biçimde daha yüksek bir düzey etrafında dalgalanacak. 2007 ve önceki birkaç yıl ile 2010’un tümü ve 2011’in ikinci yarısında çok yükselttiğimiz büyüme oranımızın arkasındaki temel nedenlerden biri, küresel para bolluğundan yararlanarak yurtdışından rahatlıkla temin ettiğimiz borçlardı. ABD’deki olası gelişmeler çerçevesinde bunu aynı rahatlıkla yapamayacağız.

    İkincisi, epey önce sizlerle paylaştığım ve o zamanlar karamsar gibi duran bazı uzman yorumlarının haklı çıkmakta olduğuna dair belirtiler artıyor: Çin ekonomisi giderek daha fazla aksama emareleri gösteriyor. Dünya için iyi değil. Üçüncüsü, Avrupa’nın kendini ne zaman toparlayacağı bilinmiyor. Toparlamak bir tarafa, son zamanlarda Avrupa’ya ilişkin büyüme tahminleri aşağıya çekiliyor. İhracatımız açısından iyi haber değil. Dördüncü neden, çevremizde olan biten. Suriye’nin, Mısır’ın ve arka planda Tunus’un, ilk üç neden kadar olmasa da bize baş ağrısı oluşturma potansiyelleri var. Son neden ise yurtiçinde peşi sıra gerçekleşecek seçimler.

    Önümüzdeki dönemde, son altı yıldaki büyüme performansımızın üzerine çıkamayabiliriz. Oysa 2008’in başından bu yana gösterdiğimiz büyüme performansı hem 1950-2007 döneminde gösterdiğimiz performansın çok altında hem de gelişen ve yükselen ekonomilerin çok gerisinde. 2013 için %4 olan resmi büyüme tahmininin tutacağını kabul edeyim. 1950-2007 arasında ortalama kişi başına büyüme oranımız yüzde 2,72 iken son altı yılda sadece yüzde 1,85. Aradaki fark 0,87 puan diye küçümsemeyin. Bir yıl için az görünen bu fark, uzunca bir süre devam ettiğinde oldukça büyük bir rakama ulaşabiliyor. Mesela, sözünü ettiğim altı yılın toplamı için, 1950-2007 dönemindeki oranla değil de son altı yıldaki oranla büyümemiz sonucunda, kişi başına gelirimiz %5,4 oranında daha düşük oldu. Altı yıl değil de on altı yıl bu düşük tempoda büyüsek, kişi başına gelirimiz %14,9 daha az oluyor.

    Büyüme performansımızın önemli belirleyicilerinden biri, özel kesimin yatırım temposu. Özel yatırımlar 2012’nin ikinci çeyreğinden bu yana, bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla düşüyor. Yatırım yapma iştahının önemli göstergelerinden biri, Merkez Bankası’nın yayımladığı ‘reel kesim güven endeksi’. 2011’in ikinci yarısı ve 2012 ekonomiye duyulan güven açısından bir yıl öncesinden daha kötü bir yıl oldu. Bir yıl öncesine kıyasla güvendeki aşınma, ancak 2012’nin son çeyreğinde durdu. 2013’ün ilk yedi ayında ise dalgalı bir seyir gözleniyor. Ancak dalgaların şiddeti çok az. Dolayısıyla, güvende ne ek aşınma ne de canlanma var.

    Bugüne kadar yayımlanan veriler, 2012’nin ikinci çeyreğinden başlayan ve 2013’ün ilk çeyreğinde biten bir yıllık dönemde belirgin biçimde azalan özel yatırım harcamalarında, 2013’ün ikinci çeyreğinde de kayda değer bir toparlanmanın olmadığı anlamına geliyor. Yukarıda değindiğim riskler ise özel yatırım harcamaları açısından önümüzdeki üç yıllık dönemin pek de parlak geçmeyeceğini düşündürüyor.

     

    Bu köşe yazısı 30.07.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.


    Etiketler:
    Yazdır