Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Neme lazım...

    Fatih Özatay, Dr.23 Temmuz 2013 - Okunma Sayısı: 807

    MB'nin politika faizini yükseltmesi, en azından birkaç çeyrek yıl MB'nin faiz hadlerinin daha yüksek bir düzeyde olmasını istediği anlamına geliyor.

    Bugün, Merkez Bankası’nın (MB) karar günü. Para Politikası Kurulu toplantısı var. Yakından izleyenler biliyor. MB birden fazla faiz açıklıyor. Üç tanesi önemli: MB’nin bankalara gecelik vadede borç verme faizi (faiz koridorunun üst sınırı), MB’nin bankalardan gecelik borç alma faizi (faiz koridorunun alt sınırı) ve bu koridorun içinde kalan politika faizi. Politika faizi MB’nin haftalık vadede bankalara borç verdiği paranın faizi.

    Önemlerine gelince.. Politika faizi, 2010 sonlarına kadar uygulanan para politikası çerçevesinde en önemli faiz haddi idi. Zira MB, bankaların kendi aralarında yaptıkları kısa vadeli borç alıp vermek işlemlerinde gerçekleşen faizin, kendi saptadığı politika faizine yakın olmasını amaçlıyordu. Bunu da piyasaya verdiği para miktarını ayarlayarak yapma gücü vardı. Bankaların kendi aralarında yaptıkları kısa vadeli borç alıp verme işlemlerinde gerçekleşen faiz ise daha uzun vadeli mevduat, kredi ve tahvil faizlerini yakından etkiliyordu.
    2010’un son aylarından itibaren ise bazı dönemlerde geçerli olmak üzere, başka bir faizi daha önemli hale getirdi. Faiz koridorunun genişliğini değiştirerek, bankaların kendi aralarında yaptıkları işlemlerde gerçekleşen kısa vadeli faizin, günlük olarak koridorun içinde kendi istediği herhangi bir yerde kalmasını sağladı. Bunu da değişik vadelerde bankalara borç vererek yaptı. Piyasada faizlerin yükselmesini istiyorsa, daha çok koridorun üst sınırından gecelik borç verdi. Daha düşük olan kendi politika faizinden daha az borç verdi. Farklı vadeler ve faizlerde de para sattı.

    Finansal kurumlarda bu konuyla ilgilenenler, faiz koridorunun üst sınırında artış bekliyorlar. Beklentinin temel nedeni MB Başkanı’nın geçen hafta başında yaptığı “Faiz koridorunu genişletici yönde ölçülü adım 23 Temmuz 2013 tarihli kurul toplantısının gündemine alınacaktır” şeklindeki kısa yazılı basın açıklaması. Kimileri 50 baz puan kimileri de 100 baz puan artış bekliyor. Daha fazla artış bekleyen iktisatçı sayısı ise az. Hatırlatayım: Şu anda MB’nin faiz koridorunun üst sınırı yüzde 6,5. Dolayısıyla ağırlıklı olarak yüzde 7 veya 7,5’e çıkarılması bekleniyor.

    “Zaten piyasada faiz çoktan bunun üzerinde; MB’nin faiz arttırmasının ne önemi var” diyebilirsiniz. Öyle ya, piyasaları karıştıran ABD Merkez Bankası’dan (FED’den) haziran ayı ile temmuz ayının başlarında gelen açıklamalardı. FED Başkanı’nın temmuz ayının ilerleyen günlerinde ABD Kongresi’nde sorulan sorulara verdiği yanıtlar, özünde daha öncekilerle aynı olsa da yanıt biçimi piyasaları rahatlatmıştı. Buna karşın bu pazartesi bizim Hazine’nin en çok alınıp satılan tahvilinin faizi yüzde 8,9 düzeylerinde geziniyordu. Bu ‘rahatlamaya’ karşın piyasa faizinin yüzde 8,9 düzeyinde olması, mevduat ve kredi faizlerinin de yavaş yavaş bu faize ayak uydurmaya başlaması, “MB kendi faizini yükseltse ne olur yükseltmese ne olur?” yargısına haklı olarak yol açabilir.

    Tam öyle değil oysa. Dikkat: MB’nin politika faizini yükseltmesi, en azından birkaç çeyrek yıl MB’nin faiz hadlerinin daha yüksek bir düzeyde olmasını istediği anlamına geliyor. Oysa faiz koridorunun üst sınırını yükseltmesi, sadece ‘gerekirse’ geçici süreliğine faiz hadlerini yükseltebileceği mesajını veriyor. ‘Gerekmiyorsa’ da uzunca bir süre, bankalara borç verdiği paranın ortalama maliyetini faiz koridorunun üst sınırının çok altında tutabilir. Bankalara “Mevcut bilgiler ışığında faiz arttırımına gerek yok” sinyali verebilir. Bugün sonucu belli olacak toplantıda, faiz koridorunun üst sınırını yükseltip yükseltmeyeceği bu nedenle önemli. Yükseltmezse, “Demek ki MB geçici de (birkaç haftalığına da) olsa faiz arttırımına gerek olmadığını düşünüyor” mesajı verecek. Ha, bu mesaj piyasalarca güle oynaya mı karşılanır, yoksa tepki mi duyulur onu bilemem. Daha doğrusu ‘bilmemem’ gerekiyor; neme lazım…


    Bu köşe yazısı 23.07.2913 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır