Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Bağımsızlık böyle günler içindir

    Fatih Özatay, Dr.18 Temmuz 2013 - Okunma Sayısı: 806

    Para politikasını sadece 'teknik' bir biçimde oluşturmak, özellikle baskı düzeyine varan görüşlerden etkilenmemek ülkenin hayrına olur.

    Türkiye’de özellikle döviz kurunun kısa sürede belirgin biçimde artma eğilimine girdiği dönemlerde çok çeşitli görüşler/sorular ortaya atılır. “Merkez Bankası (MB) neden ucuza döviz satıyor?”, “Kime satıyor?”, “Rezervler bu kadar hızlı harcanır mı?”, “Bu kadar rezervi böyle günlerde kullanmayacaksanız ne zaman kullanacaksınız?”… Başka örnekler de verilebilir; gerek yok. Keza MB’ye faiz hakkında da çok sayıda tavsiye gider. Bir de hükümet üyelerinden de bazı para politikası araçlarının kullanılmaması ya da kullanılmakta acele edilmemesi gibi ‘istekler’ geldiğini düşünün.

    Bu kadar çok sayıda görüşün önemli bir ‘gürültü’ yarattığı açık. Gürültü sağlıklı düşünmeyi zorlaştırır. Oysa böyle dönemlerde paniklemeden sağlıklı düşünmeye çalışmak gerekir. Yetmez. Para politikasını sadece ‘teknik’ bir biçimde oluşturmak, özellikle baskı düzeyine varan görüşlerden etkilenmemek ülkenin hayrına olur. Merkez bankalarının bağımsızlığı özellikle böyle günler içindir.

    ‘Bağımsızlık’ kavramını bir daha hatırlatmakta yarar var. Bu yazı açısından iki tür bağımsızlık kavramı önemli: ‘Amaç bağımsızlığı’ ve ‘araç bağımsızlığı’. Bir merkez bankası ulaşacağı amacı kendisi belirliyorsa, o merkez bankasının amaç bağımsızlığı vardır. Demokratik olmadığı sanırım açık. Sonuçta seçimle oluşmuş parlamentodan çıkan hükümetin, yine parlamentonun yaptığı merkez bankası yasası çerçevesinde bunu belirlemesi gerekir. Merkez bankacı olarak saptanan amacı beğenmezseniz istifa edersiniz, olur biter. Araç bağımsızlığı ise, bu amaca ulaşmak için merkez bankalarının istedikleri araçları (zorunlu karşılık oranı, faiz, döviz müdahalesi, her neyse) kullanmakta özgür olmalarıdır. Zira bu teknik bir iştir. Amaca ulaşılmazsa o zaman hükümet merkez bankasından hesap sorar; “Ne biçim bir ‘teknik’?” bu der. Merkez bankası ayrıca kamuoyuna da hesap verir. Araç bağımsızlığı demokratiktir ve yararlıdır. Zira merkez bankalarının yukarıda sözünü ettiğim türden ve her çevreden gelebilecek baskıları göğüsleyebilmeleri için bir zemin hazırlar. Elbette yasayla bir merkez bankasına araç bağımsızlığı verilmesi yetmez. Bunu, o merkez bankasının kıymetini bilerek kullanması da gerekir.

    Ortaya laf atıp kaçmak yakışmaz. Geleyim bizim merkez bankasına. Salt ‘teknik’ açıdan olan bitene bakınca ben durumu şöyle görüyorum: Finansal piyasalardaki olumsuz gidişat geçici ise, yani birkaç ay içinde (daha fazla değil) piyasalar yatışacaksa, faiz eski düzeyine dönecektir ve paramız tekrar değerlenme eğilimi gösterecektir. Yüzde 4,5 dolaylarından son iki ay içinde yüzde 9,5’e çıkan, üç gündür yüzde 9 düzeyinde dolaşan faiz, kısa bir süre sonra sürede tekrar 4,5 civarına gelecekse MB olarak neden faiz artıracaksınız ki? Çıkar, gözlenen olumsuz hareketlerin neden geçici olduklarını inandırıcı biçimde anlatırsınız. Söylediklerinizin inandırıcı olması için de bazı keskin hareketlerden kaçınırsınız. Madem durumun geçici olduğunu düşünüyorsunuz, o zaman yüksek miktarda döviz satışlarına da ihtiyaç yoktur. Bırakırsınız kuru yükselir, sonra zaten kendiliğinden düşecektir.

    Yok, bu olumsuz durum azımsanmayacak bir süre bizimle olacaksa, faiz silahınızı kullanmanız gerekir. Zira piyasa faizi o azımsanmayacak süre yüksek bir düzeyde kalacaksa, MB olarak faiz artırmaktan kaçınmanız, Türkiye’nin riskini yükseltir, piyasa faizi daha da artar. Nedeni açık: Gerekli ekonomi politikası tepkisinin verilmediği bir yerde neden duracak ki yabancı yatırımcı?

    Yine aynı noktaya geldim: Finansal piyasalarda iki aydır gözlediğimiz gerginlik ve bu nedenle oluşan faiz ve kur hareketleri kısa sürede geçecek mi yoksa iki-üç yıllık bir dönemde gelgitlerle hüküm sürmeye devam edecek mi? Bu soruların yanıtı açısından, Bernanke’nin bugün yapacağı açıklama çok önemli. MB’ye yeni bir durum değerlendirmesi yapma olanağı tanıyacak.


    Bu köşe yazısı 18.07.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır