Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Sorunlar geçici mi kalıcı mı? (2)

    Fatih Özatay, Dr.16 Temmuz 2013 - Okunma Sayısı: 826

    Merkez Bankası'nın kaçınılmaz olarak politika faizini arttırması gerekiyor. Zira zaten piyasada faiz yüzde 9'a çıkmış durumda.

    Son yazımda sorduğum sorunun yanıtını size bırakmıştım. Şimdi sıra bende. Soru şuydu: “Sizce finansal piyasalarda yaşamakta olduğumuz sıkıntılar, geçici mi?” Ancak önce o yazının son paragrafındaki bir hatayı düzelteyim. Gerçi yazının gelişinden anlaşılıyor ama yine de dikkat edilmezse anlam bozulabiliyor. Sonuç kısmının doğrusunu yeniden veriyorum:

    “Sonuç: 1) FED önce piyasaya ek para vermeyi durduracak. 2) Sonra para çekmeye başlayacak. 3) Daha sonra faizleri yükseltecek. 4) Son olarak da para çekme işlemini hızlandıracak. 5) Yeni malumat ışığında bu planını revize edebilecek.” Hata, 1 numaralı maddede: Eski metinde ‘ek para çekmeyi’ ifadesi vardı.

    Bu aşamaları ben uydurmadım. ABD Merkez Bankası (FED) ekonomi normalleşmeye başladığında ne tip adımlar atacağını ‘çıkış stratejisi’ başlığı altında bundan iki yıl önce açıklamıştı. FED’in bu hazirandaki toplantısından sonra Bernanke’nin yaptığı açıklamalarda ve daha sonra yayımlanan toplantı özetlerinde Temmuz 2011’deki ‘çıkış stratejisi’ne vurgu yapılıyor.

    FED’in bu açıklamaları bana önümüzdeki üç yıllık sürecin özellikle yükselen piyasa ekonomileri için çalkantılı geçeceğini düşündürtüyor. Zira son iki aylık süreçte faizin yüzde 9’a çıkması ve kurdaki önemli artış, yukarıda yeniden verdiğim çıkış stratejisinin 1 numaralı aşamasına verilen tepki sonucunda ortaya çıktı. Çok tekrarlıyorum ama önemli: Bu aşama sadece Eylül 2012’den bu yana her ay piyasaya sürülen ek paranın artık piyasaya sürülmeyeceği anlamına geliyor. Oysa geçmişte yükselen piyasa ekonomilerine dış kaynak girişini durduran, hatta döviz çıkışına yol açan ana unsur FED’in faiz yükseltme sürecini başlatması olurdu. Bu sürecin 2015 içinde başlayacağı anlaşılıyor. Arkasından, yine şimdiye kadar olmayan bir şey olacak: FED bilançosunu önemli ölçüde küçültecek (4 numaralı adım).

    Elbette şu denilebilir: Finansal piyasalar ek para vermeyi durdurma işleminin arkasından faiz yükseltme sürecinin başlayacağını bekliyorlar; onun için bu kadar tedirginler. Bu doğruysa, faiz yükseltme süreci şu anda bizim gibi ülkelerde gözlenen kur ve faiz artışına zaten yansımıştır. Bu durumda ileride ek bir olumsuzluk yaşanmayacaktır. Tam olarak emin olmak zor. Yine de öyle olduğunu düşünmüyorum. Geçmişte gözlediğimizden daha farklı bir dönem olacak önümüzdeki dönem. Temel gerekçem şimdiye kadar FED’den böyle bir parasal genişleme hiç görmemiş olmamız. Bunun etkilerini tam olarak kestirebilmek zor. Olumlu olmayacağı açık.

    Politika faizi artmalı
    Önümüzdeki üç yıllık sürecin özellikle yükselen piyasa ekonomileri için çalkantılı geçeceğini düşünmemin temel nedeni bu. Bu durumda Merkez Bankası’nın kaçınılmaz olarak politika faizini arttırması gerekiyor. Zira zaten piyasada faiz yüzde 9’a çıkmış durumda. Çalkantı kalıcı olacaksa, bu düzeydeki faiz ve hatta daha yükseği uzunca bir süre bizle olacak demektir. Bu durumda Merkez Bankası’nın faiz arttırması sadece piyasaya ayak uydurmak anlamına gelecektir.

    Yok, bu analiz yanlışsa, bu çalkantı kısa bir süre sonra geçecekse, o zaman politika faizini arttırmanın anlamı yok. Merkez Bankası’nın şu anda yaptığı yanlış değil. Farklı bir ifadeyle, son hamle olarak faiz koridorunun üst sınırını yukarıya çekip, bazı günlerde ek sıkılaştırma yapıp, faizi geçici biçimde yükseltmek kötü bir seçenek değil. Ancak tekrarlayayım: Aynı kanıda değilim.


    Bu köşe yazısı 16.07.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır