Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Mursi’nin kumdan kalesi olarak Mısır

    Güven Sak, Dr.29 Haziran 2013 - Okunma Sayısı: 936

    Mohamed Morsi Mısır’ın demokratik seçimle gelmiş ilk cumhurbaşkanı olarak 30 Haziran 2012 tarihinde koltuğu devraldı. Yani bu Pazar, Mursi’nin cumhurbaşkanlığındaki birinci yıldönümü. O gün Mısır’da gösteriler olacak. Mursi seçildikten sonra görevdeki ilk 100 gününde Mısır’ın sorunlarını çözmeyi vaat etmişti. İlk 100 günün sonunda Mursi’ye destek oranı yüzde 78’di. İlk yılının sonunda destek yüzde 32’ye düştü. Bu sert düşüşün sebebi nedir? Bana sorarsanız ikidir. Birincisi, Mursi daha kapsayıcı bir yönetim tarzı geliştirememiştir. Geliştirmeliydi. Mısır’daki kutuplaşmaya el atmalı ve sorunu ortadan kaldırmaya başlamalıydı. Ama yapamadı. İkincisi,  Mısır ekonomisinin kumun üzerine atılmış yanlış temellerini düzeltmeye başlayamadı. Görünürde hala ciddi bir ekonomik reform projesi yok. IMF anlaşması hala askıda. Mısır tarihinde ilk kez büyüyen elektrik sıkıntılarıyla karşı karşıya. Kamu hizmetleri darmaduman. Mısır hala başarısız devletler listesinin üst basamaklarındadır. Somali’nin liderlik ettiği listede şu anda 34’üncü sıradadır. Listenin sonunda, 178 numarada Finlandiya vardır. Referans noktası olsun diye söylüyorum. Türkiye mi? 86’ncı sıradadır.

    Mısır ekonomisi gerçekten de kumun üzerine atılmış yanlış temellere mi dayanmaktadır? Evet. İnanmıyorsanız bütçe rakamlarına bakın. Bu hafta Barselona’da Mısırlı bir ekonomist mali durumu gayet güzel özetledi. “Mısır bütçesinin dörtte biri sübvansiyonlara gidiyor. Dörtte biri yaklaşık 6 milyon kamu görevlisinin maaş ödemelerinde kullanılıyor. Yine dörtte biri kamu borcunun faiz ödemelerine gidiyor. Ülkede sunulan tüm hizmetler geriye kalan dörtte birle finanse ediliyor. Tabii, bu son dörtte birlik kısım bütçe açığına denk olduğu için aslında yok. Ülkeyi idare etmek için daha fazla borç almak gerekiyor. Bu da tek kelimeyle sürdürülemez.” Kamu hizmetlerinin darmaduman olmasına şaşmamalı. Mali durum buradan son derece kırılgan ve zayıf görünüyor.

    Peki, neden halen durumu kontrol altına alacak önlemler alınmadı? Mısırlılar ne yapılması gerektiğini bilmiyor da mı böyle oluyor? Hayır. Mesela sübvansiyonlara bakalım. Mısır’da yaşayan herkes sübvansiyon sisteminin son derece bozuk olduğunu biliyor. Ülke ihracatının yüzde 25’i çimento ve gübreden oluşuyor. Yine herkes ikisinin de enerji yoğun ürünler olduğunu biliyor. Mısır hükümeti Mısırlı yoksullar için enerji fiyatlarını sübvanse ediyor. Ama zengin Kuzey Akdeniz ülkeleri Mısır’dan ucuz çimento ve gübre ithal ediyor. Yani, Mısır hükümeti aslında zengin Avrupalıları sübvanse ediyor. Mısırlı yoksullar, zengin Kuzey ülkelerini sübvanse ediyor. Bu size normal geliyor mu? Bu bozuk sistemin daha hedef odaklı bir sübvansiyon sistemiyle değiştirilmesi gerektiğine dair sayısız rapor var. Peki, uygulamada neden bir şey değişmiyor? Çünkü hedef odaklı alternatifler tam da Mısır’ın en fazla eksikliğini çektiği şeye, idari kapasiteye ihtiyaç duyuyor. İşte bu yüzden laf çok, eylem yok.

    Kayıtsızlık son derece zararlı, ama hala sürüyor. Neden? Bu durum bana rahmetli Keynes’in 1919 tarihli “Barışın Ekonomik Sonuçları” adlı yapıtının önsözünü anımsattı. Boşluklara Mısır koyun, yeter: “Ortama alışma gücü insanoğlunun en belirgin özelliklerinden biridir. Çok azımız …’ın son yarım asırdır içinde yaşadığı ekonomik organizasyonun ziyadesiyle alışılmamış, değişken, karmaşık, güvenilmez ve geçici doğasının farkındaydık. Son dönemlerde elde ettiğimiz en garip ve geçici avantajların doğal, kalıcı ve bel bağlanabilir olduğunu farz etmekte ve planlarımızı da buna göre yapmaktaydık. Bu kumun üzerine atılmış yanlış temel üzerinde sosyal ilerleme planları yapmakta ve siyasi platformlarımızı donatmakta, düşmanlıklarımızın ve belirli hırslarımızın peşinden gitmekte ve …’daki iç çatışmayı hafifletmek yerine kışkırtmaktan kazancımız olacağını düşünmekteydik.

    Görünen o ki yetişkinler aslında kumdan yapılmadığını hayal ettikleri devasa kumdan kalelerinin içinde eğleniyor. Ben size doğrusunu söyleyeyim; o kaleler kumdandır. Bu hafta Barselona’dayken bana Türkiye’de yapısal sorunlarını çözmek için gerekli siyasi iradenin nasıl ortaya çıktığını sordular. “Her seferinde önce bir kriz çıkması gerekti.” dedim.

    Bu köşe yazısı 29.06.2013 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır