Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Türkiye'nin pozitif bir gündeme ihtiyacı var

    Güven Sak, Dr.09 Temmuz 2013 - Okunma Sayısı: 1186

    Türkiye, bu yeni dünya şekillenirken kartlarını doğru oynayamazsa orta gelirden yüksek gelire hiç çıkamayabilir.

    Geçen gün IMF Başkanı Lagarde, IMF olarak 2013 yılı küresel büyüme tahminlerini aşağıya doğru revize edebileceklerini söyledi. Lagarde, revizyonun nedenini vurgularken, gelişmekte olan ülkelerde değil, düşük gelirli ülkelerde değil, yükselen ekonomilere sahip ülkelerde 2013 yılı büyümesinin beklenenin altında kalabileceğini özellikle vurguladı. Bakın bu, bu yıla özgü bir yenilik. Şimdilerde Çin’in nasıl yavaşlayacağını herkes merak ediyor. Türkiye’nin bu yeni durumdan etkilenmemesi mümkün değil. Amerikan Merkez Bankası Başkanı malumu ilam ettiğinde, “Biz böyle ilanihaye tahvil almayız. Bu işin bir sonu var. O son çok da uzakta değil” dediğinde neler oldu? Şimdi herkes Amerika’dan gelen olumlu haberlere daha da hassas oldu. Düne kadar kimsenin aldırmadığı riskler birden dev aynasında görünür hale geldi. Bu kısa vadeli meselemiz. Ve bu meselenin orta vadeli perspektif olmadan çözümü olmaz.

    Orta vadeye gelince... Dünyada iş yapma biçimi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı ile birlikte kapsamlı bir biçimde değişecek. İçinde yaşadığınız ekosistem değişmeye başlayınca sizin de bu değişime uyum sağlamanızda fayda var. Ben size şöyle diyeyim: Türkiye’nin bundan böyle bugüne kadar yaptıklarını yaparak aynı yerde kalabilmesi mümkün değil. Dün nicelik yeterliydi. Şimdi niteliğin önem kazanacağı bir yeni döneme giriyoruz. Dün köyden kente gelip iş değiştiriyorduk. Şimdi kente gelmiş olanların, dünyanın diğer kentlerindekiler kadar iyi donanımlı olmaları gerekiyor. Daha donanımlı bireyler, daha yaşanabilir kentlerde yaşıyor. Dünyada en iyisi neyse bundan böyle burada da onun olması lazım. Yoksa Türkiye’nin orta gelirden yüksek gelire sıçrayabilmesi mümkün değil.

    Peki, işe nasıl başlamak lazım? Öncelikle Türkiye’nin yaklaşık bir aydır devam eden, kafalarımızı karıştıran gündem karmaşasını artık aşması gerekiyor. Türkiye’nin tartışmasız, herkesi heyecanlandıracak pozitif bir gündeme ihtiyacı var. Aslında farkında değiliz ama Türkiye’nin pozitif bir gündemi var. Kimse üzerinde durmadığı için dikkati çekmiyor. Ben böyle bir gündemin iki unsuru olduğunu düşünüyorum. İlki, yerelleşme merkezli bir demokratikleşme sürecine dayanan bir yeni anayasanın tartışmaya açılmasıdır. Meclis çatısı altında dört siyasi partimizin bugüne kadar yürüttüğü müzakerenin gündemin bu maddesinin biçimlenmesini son derece kolaylaştırdığını düşünüyorum.
    Gündemin ikinci asli unsurunu ise orta gelirden yüksek gelire nasıl sıçrayabileceğimize ilişkin bir programlar dizisi oluşturuyor. Bu çerçeve geçen hafta kabul edilen 10. Kalkınma Planı’nın içinde var. Yani memleketin bir strateji belgesi aslında var. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu pozitif gündem 10. Kalkınma Planı’nda mevcuttur. Ben söylemiş olayım.

    Nasıl? Ben bugün üç tespit yapayım size. Birincisi, yeni kalkınma planı Türkiye’nin orta gelir tuzağının farkında olan ilk resmi dokümanıdır. Bu nedenle son derece değerlidir. Yöneticilerimiz değişen dünyada karşı karşıya olduğumuz temel riskin farkındadırlar. Türkiye, bu yeni dünya şekillenirken, kartlarını doğru oynayamazsa, orta gelirden yüksek gelire hiç çıkamayabilir. Bunu tespit edip yapılması gerekenlere odaklanmak son derece önemlidir. Ben yeni planın hedefler manzumesinden önce bu niteliksel farkının dikkate alınmasında fayda görüyorum. İkincisi, yeni plan orta gelir tuzağına takılıp kalmayalım diye bu kez bir dizi programın altını çizmektedir. Program bazlı bir yaklaşım Türkiye için bir yeniliktir ve faydalıdır. Üçüncüsü, yeni plan göçmen politikasının değiştirilmesinden kentsel rantın vergilendirilmesine; kentsel dönüşümün imalat sanayiinin niteliğini arttıracak biçimde yürütülmesinden ilaç sanayiinin güçlendirilmesine ve dış yardım stratejisinin elden geçirilmesine bir dizi yeni yaklaşım içeriyor. Hepsinin ayrı ayrı tartışılmasının son derece faydalı olduğunu düşünüyorum.

    Türkiye’nin pozitif gündemi 10. Kalkınma Planı’dır. Ben okudum. Çok beğendim. Tavsiye ederim.


    Bu köşe yazısı 09.07.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır