Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Önümüzdeki üç yıla dikkat

    Fatih Özatay, Dr.03 Temmuz 2013 - Okunma Sayısı: 821

    ABD ekonomisinde büyümenin ve istihdamın arzu edilen büyüklükleri alacağı anlaşıldığında, FED'in bu inanılmaz şişkinliği ortadan kaldıracağı açık.

    Komplo kuramlarına başvurmak yerine olan biten anlamaya çalışılsa önümüzdeki üç yıllık dönemde önemli ekonomik riskler olduğu hemen görülecek. Risklerin en büyüğü elbette ABD Merkez Bankası’nın (FED) üç ayrı programla etrafa saçtığı bol kepçe parayı geri çekmeye başlaması olacak. Bu süreç içinde ABD’de faizler de belirgin biçimde yükselecek.

    Dikkatinizi çekerim. Son haftalarda çoğu yükselen piyasa ekonomisinde önemli çalkantılara yol açan FED’in bugüne kadar etrafa saçtığı parayı geri çekme sürecini başlatması ya da başlatacağını açıklaması değildi. 2012 sonbaharında devreye soktuğu program çerçevesinde, her ay tahvile ve ipoteğe dayalı menkul kıymet satın alarak piyasaya para sürme işlemine kademeli olarak son vereceğini açıklaması oldu. Üstelik bunu hemen yapacağını da söylemedi.

    Oysa 2007’den bu yana FED’in bilançosu inanılmaz ölçüde büyüdü. Şu anda ABD’de para tabanı 2007 sonuna kıyasla 3.8 kat daha fazla. ABD ekonomisinde büyümenin ve istihdamın arzu edilen büyüklükleri alacağı anlaşıldığında, FED’in bu inanılmaz şişkinliği ortadan kaldıracağı açık. Farklı bir ifadeyle, asıl sorun, son haftalarda ortalığı çalkalandıran piyasaya yeni para çıkararak bu şişkinliğe ufacık eklemeler yapılmasına son verileceği açıklaması değil. Esas sorun bilançodaki bu büyük şişkinliğin giderilmesi olacak.

    Elbette kademeli yapılacak bu işlem ama çekilecek miktarın yüksekliği çarpıcı. Hepsinin çekilmeyeceğini düşünsek bile rakam müthiş. Zira bizim gibi ülkelere gelen kısa vadeli paranın temel nedeni bu ilk unsur. Bizlerden önemli miktarda para çıkışı olacağı anlamına geliyor tüm bunlar. Üstelik bu ölçüde bir para çekme işlemi daha önce yapılmadı; olası etkilerini tam olarak bilemiyoruz bu nedenle.

    Tam olarak bilmesek de geçmişteki örnekler bir miktar ipucu veriyor. Yakın geçmişte FED’in parasal sıkılaştırmaya gitmesi ihtimali nedeniyle finansal piyasaların karıştığı iki dönem var. İlki 2004. O dönemde olan biteni bu köşede yakınlarda ele aldım: Kur ve faizde bir-iki ay içinde keskin yükseliş. Yükselişten sonraki üç-dört ay içinde de normale dönüş. Büyüme ve işsizlik üzerine etkisi olmamış bunların. Muhtemelen bunun nedenlerinden biri de Merkez Bankası’nın o dönemde politika faizini yükseltmeyip piyasanın yatışmasını beklemesi. 2004 ve 2005’teki büyüme oranımız çok yüksek.

    Önümüzdeki dönemde de büyüme ve işsizliğin yükselmeyeceğini bilsek fazla dert etmeyeceğiz olacak biteceği. Oysa bu açıdan 2006’da olanlar oldukça uyarıcı: Kurdaki artış 2004’e kıyasla daha keskin. Ama esas farklılık faizlerde. Faizdeki artış miktarı 2004’ün biraz üzerinde ama bir türlü eski düzeyine dönmüyor. Faizlerin artmaya başladığı Mayıs 2006’dan 2007 sonuna gelindiğinde bile eski düşük faiz yok ortada. Zaten 2006’da Merkez Bankası mayıs ayında yüzde 13,25 olan faizi bir buçuk ay içinde yüzde 17,5’e çıkarıyor. Eylül 2007’ye kadar da bu düzeyde tutuyor. Muhtemelen faizdeki bu yükselişin de etkisiyle büyüme oranımız 2007’de yüzde 4,7’ye düşüyor. 2008’de ise ancak yüzde 0,8 oranında büyüyoruz. Daha doğrusu, kişi başına bakıldığında büyümüyor, küçülüyoruz. Oysa 2004-2005’in büyüme oranları yüzde 8’in üzerinde.

    Ekonomi yönetiminin yerinde olsam 2006’yı çok ayrıntılı incelerim. Neden o dönemde daha çok etkilendik? Herhalde bu etkinin tek açıklaması faiz yükselişi olamaz. Mesela 2006’daki cari açık düzeyimiz 2004’ün çok üzerinde ve o dönemin rekoru. Türkiye’ye net sermaye girişi o dönemde ne oldu? Önce kim aldığı borçları geri çevirmekte zorlandı? Şirketler mi? Maliye politikasında bir hata yaptık mı?


    Bu köşe yazısı 03.07.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır