Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    FED: Dün ve bugün (3)

    Fatih Özatay, Dr.22 Haziran 2013 - Okunma Sayısı: 795

    Bu hareketlerin işsizlik artışına ve milli gelir düşüşüne yol açmamasına çalışmalıyız. Bunun yolu ekonomiye duyulan güvenin düşmesini önlemekten geçiyor.

    Bu ayın ilk günü ABD Merkez Bankası’nın (FED) olası politika değişikliğinin etkilerini tartışan bir diziye başlamıştım. İki yazı yazdım. Sonra araya Gezi Parkı girdi. Kaldığım yerden devam ediyorum.

    İlk sorum, “FED’in yakın bir gelecekte faiz arttırmaya ve para çekmeye başlaması bizi korkutmalı mı?” şeklindeydi. Olumsuz etkileneceğimizi belirtmiş ama olumsuzluğun boyutunu belirleyebilmek için önce ‘dün’e gitmemiz gerektiğini vurgulamıştım. ‘Dün’den kasıt 2004’ün bahar ayları: FED’in beklenenden önce ve agresif bir biçimde faiz arttırımına gidebileceği algısı yayıldı. Bu algı, bizim gibi ülkelere yönelik risk alma iştahını köreltti ve para çıkışı başladı. Merkez Bankası faizi sabit tuttuğu halde, FED’in politikasına ilişkin algılama nedeniyle piyasa faizi mart ortasında yüzde 24 düzeyindeyken 11 Mayıs 2004’te yüzde 33’e yükseldi. Sonra düşmeye başladı; yıl sonunda mart ortasındaki düzeyinden 3 puan daha düşüktü. Yüksek artış döviz kurunda da gözlendi: Mart 2004 ortasından mayıs sonuna yüzde 16 arttı. Sonra biraz düştü. Yıl sonundaki düzeyi mart ortasına kıyasla yüzde 7,5 oranında daha yüksekti. Yılın son dokuz ayında enflasyonun yüzde 7 olduğu dikkate alındığında, bu artış normal bir artıştı.

    Şimdi dünü bugün ile karşılaştırayım. Önce Türkiye’ye bakıyorum. 2004’te faizdeki ve kurdaki sıçramanın iki ay sonra durması, sonra da yavaş yavaş gerginliğin azalması ve altı aylık bir süre sonunda da ‘normale’ dönülmesinin temel iki nedeni vardı: Birincisi, maliye politikası disiplinli, bankacılık sektörü sağlamdı. Cari işlemler açığımız milli gelirin yüzde 3,6’sı kadardı; kaygı verici bir ölçüde değildi. İkincisi, kamuoyunun ve finansal piyasaların o dönemde çok önem verdikleri Avrupa Birliği (AB) süreci çok olumlu bir yola girmişti.

    Bugün yine maliye politikamız disiplinli ve bankacılık sektörümüz sağlam. Ancak cari işlemler açığımız milli gelirin yüzde 6,1’i; 2004’ün oldukça üzerinde. Üstelik 2004’teki cari açık, ekonomimiz yüzde 9,4 oranında büyürken ortaya çıkmıştı. Bugün ise düşük büyüme oranına rağmen yüksek cari açık var ve finansmanı önemli ölçüde kısa vadeli. İktisadi temeller açısından ‘bugün’ için söylenecek ‘tek’ olumlu unsur, kredi notumuzun daha yüksek olması. Ama dikkat: ‘Dün’ havanın olumlu olmasına yol açan AB olgusu bugün yok. Ona benzer başka bir olumlu unsur da mevcut değil. Aksine, toplumdaki kutuplaşmanın arttığı bir dönemdeyiz. Üstelik bir de Suriye sorunu var. Dolayısıyla salt içeriye bakınca ‘bugün’ daha kırılganız.

    Şimdi FED’in para politikasının dünkü durumu ile bugünkünü karşılaştırayım. O dönemde FED faizi yüzde 1 düzeyindeydi. Şimdi FED faizi 0-0,25 arasında; daha düşük. Bugün süreç sonunda dünkü faiz arttırım sürecinin sonundaki düzeyine gelecekse daha fazla arttırılması söz konusu olacak. Ancak asıl farklılık başka: Şu anda ABD’de para tabanı Mart 2004’e göre 4,3, 2007 sonuna kıyasla ise 3,8 kat daha fazla! İşte geri çekilecek olan fazlalık bu. Elbette kademeli olacak bu işlem ama çekilecek miktarın yüksekliği dudak uçuklatıcı cinsten. Hepsinin çekilmeyeceğini düşünsek bile rakam müthiş. Zira bizim gibi ülkelere gelen kısa vadeli paranın temel nedeni bu ilk unsur. Bizlerden önemli miktarda para çıkışı olacağı anlamına geliyor tüm bunlar.

    Sonuç: Bu hareketlerin işsizlik artışına ve milli gelir düşüşüne yol açmamasına çalışmalıyız. Bunun yolu, ekonomiye duyulan güvenin düşmesini önlemekten geçiyor. Kutuplaşmayı mutlaka asgariye indirmeliyiz, özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmalıyız ve Suriye politikamızı gözden geçirmeliyiz.

    Bu köşe yazısı 22.06.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır