Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Taksim için projelerin yerel referandumda yarışması fikri doğrudur

    Güven Sak, Dr.14 Haziran 2013 - Okunma Sayısı: 1209

    Yerel projeler, yerel düzeyde etraflıca tartışılıp ayrı ayrı ele alınmalı ve karara bundan sonra bağlanmalıdır.

     

    Nihayet konuyla doğrudan alakalı normal bir gelişme oldu. Dün, Sayın Hüseyin Çelik, Sayın Başbakanımızın Gezi Parkı protestocularının temsilcileri ile konuşmasının akabinde, Taksim’deki projenin ‘belki de’ yerel referanduma götürülebileceğinin altını çizdi. Gezi Parkı projesi yerel referanduma götürülmelidir. Türkiye, yerel meselelerini yerel düzeyde ayrıntılı olarak, tartışabileceği demokratik ifade özgürlüğü araçlarına sahip olmalıdır. Millet, “Taksim’de her yer beton olsun, ağaçlar orada boşuna yer işgal etmesin” demek istiyorsa diyebilmelidir. Ben hiç de öyle diyeceğini düşünmüyorum. Nedenini anlatırım. Onu da baştan söyleyeyim.

    Gezi Parkı protestoları hepimiz için son derece öğretici oldu. Önce olanın altını çizeyim: Türkiye, Taksim’deki Gezi Parkı ile ilgili olarak bir süredir yürütülen resmi imar çalışmalarına tarihinde belki de ilk kez güçlü bir sivil tepki vermiştir. Önceki cümledeki vurgunun resmi ve sivil üzerine olması gerekir. Millet, devletin kenti için yaptığından hoşlanmamıştır. Hoşlanmadığını da göstermiştir. Hadise bu kadardır. Bundan sonrası için rivayet neden muhteliftir? Kentlilerin ilk kez kentleri için tepki veriyor olması elbette bir yenilik olduğu için kafalar karışmış, öküz altında buzağı aranmıştır. Minareyi kılıfa sokmaya çalışmanın manası yoktur. Buraya kadar olanlardan elbette bir dizi soruşturma konusu çıkar. Ama neden çıkar? Yerel bir hadisenin ulusal bir mesele haline gelmesi doğrudan beceriksizlik ile alakalıdır. Yerel hadise iyi yönetilememiştir.

    Ama gelin buradan nelerin çıkmayacağını da söyleyeyim. Birincisi, buradan hükümet istifa etsin diye bir sonuç çıkmaz. Böyle yerel bir hadiseden oraya atlamak için bir kuantum sıçraması gerekir. Abestir. İkincisi, birincinin aynadaki ikizidir, söylemiş olayım, buraya kadar olanın dibinden hükümeti istifa ettirtmek için uluslararası komplo filan da çıkmaz. Bu da bir başka kibir göstergesidir. Bizde yoğundur: “Abi, herkes benimle uğraşıyor. Çekemiyorlar beni” gibi yani. Üçüncüsü ise Gezi Parkı hadisesinden siyaset çıkmaz. Hadise başından sonuna siyasi partilerle bağlantılı değildir. Gezi Parkı’ndan siyaset çıkmaz ama Gezi Parkı’ndan siyasetin çıkarması gereken dersler vardır. Ben, Sayın Hüseyin Çelik’in ‘belki de referandum’ açıklamasını bu nedenle sevdim. ‘Belki de referandum’ fikri somutlaştırılmalı ve “Elbette yerel referandum” haline dönüştürülmelidir.

     

    Hadiseden herkesin çıkarması gereken dersler vardır. Siyasetin buradan çıkarması gereken dersi yazdım. Dikkat edin, burada mesele yalnızca iktidar partisi ile alakalı değildir. Kentin yönetimi, kentlilerle birlikte olmak zorundadır. Yerel projeler, yerel düzeyde etraflıca tartışılıp, ayrı ayrı ele alınmalı ve karara bundan sonra bağlanmalıdır. “Biz onu zaten seçim beyannamemize yazıp, size sormuştuk” demek neye benzer? Bankalarla imzaladığınız uzun kredi sözleşmelerinde yer alan o en küçük harflerle yazılmış maddelere benzer. İmzalarız ama alacağımız evi hayal ederken okumamışızdır bile. Manasızdır yani.

    İkincisi, Gezi Parkı etrafında kendiliğinden örgütlenen yurttaşlar bundan böyle enerjilerini belediye meclislerine kimleri seçtiklerine yöneltmelidirler. Siyasetten somut kamuyu aydınlatmaya yönelik talepleri olmalıdır. Şöyle mesela: “Acaba adayların inşaat şirketleri ile doğrudan ya da dolaylı bir bağlantıları var mıdır?” Bir bakın şaşıracak ve belediye meclislerinin neden hep imar düzenlemeleri ile uğraştığını daha iyi anlayacaksınız.

    Arsa rantı lobisi bütün siyasi partilere eşit olarak dağılmıştır. Bakın, görürsünüz.


    Bu köşe yazısı 14.06.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır